TÜRK MİLLETİNE MENSUBİYET ŞUURUNUN YERİNİ ETNİK AİDİYETİN ALACAĞI YENİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİNİN BAŞLADIĞINI GÖRÜYOR YAŞANILANLARI İBRETLE İZLİYORUZ
Değerli Arkadaşlarım,
Geçen bir ay içerisinde olanları şöyle bir hatırlayalım.
AKP Milletvekili Mehmet Metiner ve Mehmet Ali Cevheri “Yeni bir çözüm sürecinin gerektiğini- Olasılık dâhilinde olduğunu” söylerken, AKP Heyeti yeni bir Anayasa Değişikliği” önerisiyle HDP’nin kapısını çalıyordu.
Tıpkı geçmişte olduğu gibi “Yeni anayasa, milletimizin kültürel ve toplumsal çeşitliliğini tanıyan, herhangi bir etnik veya dini kimliğe referans yapmayan, Eşit vatandaşlık tanımını esas alacaktır.” şeklinde cilalı sözlerle “Türksüz ve Atatürksüz” bir Anayasa yapılacağı mesajı veriliyordu.
Devlet Bahçeli ise, HDP’nin meşru bir siyasi parti olduğunu AKP’nin HDP ile görüşmesinin doğal olduğunu söylüyordu!
Aynı günlerde Taksimde patlayan bomba ile 6 vatan evladı şehit ediliyor, Suriye’de ki PKK hedefleri bombalanıyor, Diğer bir yandan Karkamış’ta birisi öğretmen bir diğeri çocuk üç sivil katlediliyordu!
Sekiz yıl önce Güney Doğuda kalkışma başlatan açıklamaları ve olayları yönetmesiyle onlarca kişinin katili olan Selahaddin Demirtaş Jet uçağı ile Ailesi ile görüşmeye gidiyor. Hatta dönüşte Bebek katilini ziyaret ettiği şeklinde haberler dolaşıyordu!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ahmet Kaya’nın Fransa’daki mezarını ailesi izin verirse Türkiye’ye getirmek istediklerini açarken, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar “VALLAH APOYU ÖZLEDİM” diyerek PKK konserleri yapan Ahmet kaya’dan alıntı yapıyordu!
Hulusi Akar bununla da kalmıyor HDP Milletvekilleriyle olağanüstü bir samimiyetle tokalaşırken HDP’lilerin Hulusi Akar’a nasıl sevgi ve saygı ile baktıkları açıkça belli oluyordu!
Sevgili Okurlar,
Yeniden estirilen etnik rüzgârlarla, Türk Milletine mensubiyetin yerini bundan sonra etnik aidiyetin alacağı yeni bir Çözüm sürecinin başladığını görüyor, Tam Bağımsızlık ve Ulusal Egemenlik ilkelerine dayalı Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkma çabalarını üzülerek izliyoruz!
Türk Milletinin Birliği ve diriliği için ödenecek fedakârlıklar gelip geçici, yabancı kokulu ideolojiler ve emeller uğruna harcanmaktadır.
Sevgili Okurlar,
Tarih tekerrür eder ve bir önceki perdenin maskesini takarak değişik maskelerle sahneye çıkar. Yaşadığımız olayları iyi anlayabilmek için maskelere iyi bakmak gerekir.
Bu gün yaşadığımız en büyük sorun Gayrı Türk ve Gayri Milli unsurların tepelerde yer alması, Türk’e karşı ırkçılık yapmasıdır. Bizlerin görevi milletimizi uyarmaktır.
Ne bahasına olursa olsun hangi bedelleri ödersek ödeyelim Toprağın kara bağrında yatan vatanın sahiplerine karşı sorumluyuz
Değerli arkadaşlarım,
Bir kısım siyasiler Türkleri ait bu hakları Etnik ve Dini taassup ile paylaştırarak, Batı’nın tek kurşun patlatmadan Türkleri Anadolu’dan çıkarma “Türksüz Anadolu” planına hizmet ediyor.
Bu partiler uluslararası şirketler ABD-AB ekseninde kontrol altındadır. Batı’nın Türkiye’yi silah patlatmadan ele geçirmeleri yönünde faaliyet halindedirler. Türkiye hızla ayaklarımızın altından kayıyor.
Bir kısım vatandaşlarımız hamaset sözcükleriyle “Şöyle asarız, böyle keseriz” diyerek hem kendilerini hem de arkadaşlarımızı yanlış yönlendiriyor. Yıllarca iktidar da olanlar veya önündeki cama bakarak güzel güzel bol keseden vatan millet nutku atanlar iş icraata geldi mi tam tersini yapıp geçiyor. Millet aldırmıyor bile. Siyasi Partiler Türk milletinin aleyhine hareket eder hale gelmiştir.
Böyle bir ahvalde takım tutar gibi parti tutmanın gerçekleri açıklayanları suçlamanın veya tavır almanın hiç bir manası yoktur. Doğruları söyleyenler tabii ki tribünlere oynamayacak, daha fazla beğeni alma peşinde hoşa gidecek olanları değil başa gelecekleri söyleyecektir.
Değerli Arkadaşlarım,
Batı desteğinde Türksüz Anadolu planı tıkır tıkır saat gibi işlemektedir. Bölücülerin arkasında Sadece kurdukları Kürdistan değil Avrupa Devletleri ABD gibi ülkeler olacaktır.
Hamaset hiç birimizi hiçbir yere götürmeyecektir. Etnik ve dini taassup iktidara doğru adım adım yürürken kendi kendimizi veya birbirimizi Türk olmamız sebebiyle göklere çıkaran paylaşımlarımızın bize bir yararı olmayacaktır.
Milletçe Milli şuur noktasında duyarsızlaştırıldığımız için Türkiye ayaklarımızın altından kayıyor. Yarınlarda vatansız veya esir olacağız kimsenin umurunda değil!
Artık iyi olmayan bir sona doğru gidiyoruz. Öncelikle yapılması gereken, Anayasa değişiklikleri ile çözülmeleri yaratacak adımlardan uzak durmak maskesi düşen tüm siyasi partilere bu fırsatı vermemek olmalıdır.
Kısaca hatırlayalım!
AKP’nin 2005 yılında Diyarbakır Meydanında açıkladıkları “Kürt Sorunu” ile başlayan, Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi , Demokratikleşme, Çözüm süreci, Oslo Süreci, Dolmabahçe Mutabakatı ve diğer adlar altında 15 Haziran 2015 tarihinde aldıkları yenilgiye kadar 10 yıl devam eden politikaları tarihteki yerini almıştır. Söyledikleri yaptıkları yapacaklarının teminatı ve işareti olduğu için hepsini hafızamızda önemle saklıyoruz.
2005’den itibaren Kürt Sorunu ile başlayan ve “Kanun önünde herkesin eşit olduğu” bir ülkede sorunun ne olduğunu bir türlü açıklayamayan daha sonraki “Demokratikleşme”, veya “Çözüm süreci” derken bir türlü söyleyemedikleri, sonrasında bolca dillendirdikleri asıl meselenin “Anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek “ilk dört maddesinin değiştirilmesi” ile ilgili olduğu, asıl meselenin Türk Milletinin Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu olması sebebiyle elde ettiği hakların, Türksüz ve çok dilli bir Anayasa ile etnik ve dini taassup ile paylaştırılması olduğu ortaya çıkıyordu.
Bunu sağlamak içinde “Türksüz ve çok dilli bir Anayasa yapılması” isteği sürekli yineleniyordu. Bu istek aslında o yıllarda sıkça “Kandil” dedikleri ve sık sık HDP’yi heyet olarak gönderdikleri PKK’nın esasta ABD’nin görüşleriydi. Çünkü ABD PKK’nın kurucusu Öcalan ile görüşerek bir takım metinler hazırlıyor tutanaklardan anlaşıldığına göre bu metinler Öcalan ile Başbakan yardımcıları arasında görüşülüyor politikalar buna göre belirleniyordu!
Başbakan Davutoğlu, Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Meclis Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan İbrahim Kalın, Burhan kuzu, Beşir Atalay gibi isimler başta milletvekillerinin %90’ı ve yandaş gazetecilerin tamamına yakına “Türksüz ve Anayasanın değiştirilemez ilk dört maddesinin kaldırıldığı bir Anayasa metni üzerinde duruyorlar Türkiye Cumhuriyeti ve Türklük için ağızlarına geleni söylüyorlardı.
Aynı günlerde Türk Milletini toptan ortadan kaldırmaya yönelik bu siyasi girişime karşı çıkması gereken Kılıçdaroğlu laf olsun kabilinden konuşurken CHP milletvekillerinden Gamze Akkuş, Sezgin Tanrıkulu PKK’lıların cenazelerine katılıyordu.
Heyet-i Nasiha benzeri Akil heyetleri derken 2015 yılında Dolmabahçe de PKK ile yaptıkları mutabakat ile Ulusal egemenliğimizi devretmeye kadar vardırırlarken, Türklerin Cumhuriyet ile kazandığı haklar PKK yandaşlarına devrediliyor Yeni ortaklık devleti ileri demokrasi diye yutturuluyordu.
AKP bu yanlış politikalarının cevabını 15 Haziran 2015 seçimlerinde almış politika değişikliğine giderek çözüm süreci boyunca Suriye’den açtıkları tüneller vasıtasıyla şehirlerimize silah ve terörist yığınağı yapan PKK örgütüne yönelik operasyona girişilmiş bu sırada 1000 civarında asker ve emniyet mensubumuz şehit olmuştu.
AKP çözüm süreci nedeniyle pişman mıdır?
Tabii ki hayır!
50 yıla yaklaşan yoğun çalışmalarımızın tecrübelerimizin ve yaşadığımız zincirleme ihanetlerin özetini söyleyelim..
YENİ ÇÖZÜM SÜRECİNE HOŞ GELDİNİZ!
26 Kasım 2022 Saat 01.40
TANER ÜNAL
ÇEVRE
15 Ekim 2024ÇEVRE
15 Ekim 2024ÇEVRE
15 Ekim 2024DENİZCİLİK
15 Ekim 2024ÇEVRE
15 Ekim 2024DENİZCİLİK
15 Ekim 2024ÇEVRE
15 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.