Cehalet yenilmesi gereken en büyük düşmandır.

Türkiye’nin maalesef Orta Doğu’nun en kötü ülkeleri arasına girdiğini anlamak için uzun uzun araştırmalara gerek yok.

YouTube’taki sokak röportajlarına bakın. Her yaş gurubunun cehalet yarışı içinde olduğunu göreceksiniz.

Linkedin’de yapılan paylaşımlara bakın sayısız kopyala yapıştır paylaşım var ve çoğu alan tarafından gerçekliği araştırmadan kullanılıyor ve sayısız insan gerçeklikten uzak bu paylaşımlara ilginç yorumlar yapıyorlar.

Kimse açıp bu hikaye, bu haber doğrumudur, güncelmidir diye bakmıyor.

 İTU, BOĞAZİÇİ, ODTÜ, MARMARA, CERRAHPAŞA ve daha birkaç üniversite hariç üniversite talebelerinin genel kültürüne bakın. Eğitimin ve insanımızın getirildiği noktaya bakın.

Sosyal mecralarda bir sürü paylaşım var. Gurur duyuyoruz dedikleri insanlara bakınız;

• Hollanda’da bakan olmuş 2 Türk kadın.
• Harvard Üniversitesi’nde buluş yapan akademisyen Türk kadın.
• Almanya’da Corona’ya aşı bulan 2 Türk. –
• ABD’de yaptığı çalışmalarla Nobel ödülü alan Türk.
• Bir şirketi dünyanın en yaygın finans ağı haline getiren CEO Türk.

 Saya saya bitiremeyeceğimiz yüzlerce örnek hepsi yurtdışında modern ülkelerin verdiği imkanlarla başarıya ulaşmış Türk insanları.

Hepsi Türk insanı da utanç verici olan bu başarıları kendi ülkelerinde imkan bulamamalarından dolayı başka ülkelerde yapıyor olmaları. 

 Bu durumda ortaya çıkan şu; 

Ne yaparsan yap, nereden mezun olabilirsen ol, ne kadar cok sey bilirsen bil, istersen dahi ol, sonuçta çalıştığın şirketin, yaşadığın ülkenin zekası kadarsin daha fazlasini bekleme.

Hatta bunu daha dar bir alana sokarsak, diyebiliriz ki etrafındaki 5 kişiye bak. Sen onların ortalamasından fazlası değilsin. 

Etrafımızdaki kişiler, şirketler ve ülkenin ortalamasını yükseltmenin 3  şartı var. Evde EĞİTİM, sokakta EĞİTİM, okulda EĞİTİM. Her an her yaşta EĞİTİM.