24 Aralık 2023 Pazar
Avukat baba, çok yaşlanmış. Avukatlık bürosunu kendi gibi avukat olan oğluna devretmiş. Aradan birkaç ay geçmiş.
Oğlu bir gün suratında gülücükler babasına uğramış.
“Baba, sana bir müjdem var!”
Babası sevinmiş, sormuş; “Ne oldu oğlum, büyük bir dava mı aldın?”
Oğlan gülmüş; “Yok be baba, hani senin şu 35 yıldır sonlanmayan arazi davan vardı ya, ben bir ayda hallettim, dava sonuçlandı, bitti!”
Babası oğlunun suratına hayretle bakmış;
“Ne yaptın be oğlum? Senin mama parandan eğitimine, yediğin içtiğinden harçlığına, bunca yıldır bunların hepsini neyle karşıladım sanıyorsun ki?”
Yukarıdaki avukat baba gibi, siyasette de kargaşayı, karışıklığı, huzursuzluğu isteyen ve bunlardan beslenen tipler vardır.
Bunlar, bir müddet için herkesi kandırabilirler ama sonra çevrelerinde sadece onlardan beslenen yalaka takımı kalır. Bu tiplerin ayaklarına taş değdiğinde ise önce o yalaka takımı kaçar ve ihanet eder. Bu tiplerin sonu yalnızlıktır…
Erdoğan, kaostan-kargaşadan-huzursuzluktan beslenen siyasetçilerin başında gelir! Bilgi seviyesinin sığlığı, beceri kapasitesinin yetersizliği, tartışma-sorgulama-araştırma-danışma gibi çağdaş değerlerden uzak olması, onu sürekli olarak kargaşadan beslenmeye zorladı!
Hepimizin bildiği üç olayı beraberce değerlendirelim istedim.
Sizce, ülkenin tüm istihbarat, güvenlik ve askeri örgütleri emrinde olan biri, aşağıdaki gibi tüm toplumu ilgilendirecek ciddi konularda yanlış bilgi alıp, ülkede kaos çıkaracak şekilde konuşur mu?
-“Başörtülü bacıma saldırdılar. 40-50 kişilik bir grup, ayaklarında deri pantolon, üzerleri çıplak kişiler, bebeğiyle beraber olan bacımıza saldırdılar, çocuk arabasını devirdiler, bacımızın üstüne işediler!”
-Bunlar nasıl insanlar? Camiye kızlı-erkekli ayakkabılarıyla girdiler. Bununla da yetinmediler ve Cami içinde utanmadan içki içtiler. Elimizde görüntüler var. Cuma günü açıklayacağız…
-Darbeciler, Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesini bombaladılar!
Bu üç konuşma, Türkiye’yi yöneten ve sorumluluk makamında bulunan birinin ağzından tüm televizyonlardan yayınlandığında, en azından vicdanlarda karışıklık çıkmaması mümkün mü?
Peki, ülkeyi yöneten en yetkili ağızdan söylenen bu tehlikeli sözlerin doğru olmadığı anlaşılınca, Türk Milletinden özür dilenip, suçlular hakkında yasal takip yapıldı mı?
Bu sözleri Erdoğan değil de, bir vatandaş söyleseydi başına neler geleceğini, nasıl hain ilan edileceğini, hangi terör örgütü ile ilişkilendirilip hapse atılacağını, varsa mallarına nasıl el konulacağını tahmin edebilirsiniz, değil mi?
Değerli Okurlar;
2002 yılından beri hemen her gün karmaşa, karışıklık, huzursuzluk içinde yaşamamızın nedeninin, ülkeyi 22 yıldır tek başlarına yöneten Bademler olduğunu daha net olarak anladınız mı?
Şimdi bunun üstüne bir de ülkenin soyulmasını, hırsızlıkları, yolsuzlukları, rüşvetleri koyun.
Yetmedi, bir de ülkenin acımasız ve gereksiz bir savaş içine sürüklenmesi var…
Bu “Köpek Dolabından” ülkemizin çıkabilmesi için, susup-oturup mucize bekleyenler, kendilerini yakın bir zamanda “Federe İslam Devletinin” uysal ve sadık birer tebaası olarak bulacaklardır.
Sonrası kolay, iki lokma-bir hırka anlayışı ve her birinizin başında eli sopalı bir din polisi ile beraberce yaşar gidersiniz gari…
Sağlık ve başarı dileklerimle 23 Aralık 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
Cumhuriyet’i yıkmak isteyenler asla vazgeçmezler, kurumların içine girerler ve dönüştürmeye çalışırlar.
Karşılarında, irtica ile boğuşmuş ve başarılı olmuş bir yönetim bulduklarında, derhal yeraltına çekilip görünmez olurlar, ve güç toplarlar.
Fırsat buldular mı her kılığa girerler, her kuruma sızarlar.
İrticanın en öz tarifi, Pozitif Hukuk yerine Şer’i Hukuku koymak çalışmasıdır.
İrtica bunun için kendisine en büyük engel olarak Yargıyı ve Orduyu görür.
Bu iki Cumhuriyet kurumuna sızmak ve Cumhuriyet değerlerini bozmak ister.
AKP iktidar olduktan sonra, önce Türk Ordusunu sonra da Türk Yüksek Yargısını, Cumhuriyetin Kurumları olmaktan çıkarmaya çalıştı. İrticanın bu iki kurumda hangi derinliklere kadar indiğini şu an bilemiyoruz.
Fakat, AKP Genel Başkanı-İslami Anayasa isteyen Saray Başdanışmanları-AKP’li Bakanlar-AKP’li Milletvekilleri-AKP’li Belediye Başkanlarının beyanları-yazılı açıklamaları-davranışları ve Cumhuriyet-Laiklik-Hukuk Devleti- Atatürk düşmanlarının isimlerini, adeta Anayasa’ya meydan okurcasına meydanlara, bulvarlara vermelerinden ve özellikle Milli Eğitim Bakanının TBMM’de Tarikat-Cemaatleri Sivil Toplum Kuruluşu kabul ettiklerini açıklaması, Milli Savunma Bakanının Atatürk’ün adını dahi anmaması, çok tehlikeli günlere yaklaştığımızın işaretidir.
Şeriat isteyenler, yıllardır “Dilim Politikası” ile çalışır. Yani 2 adım atar, toplum ses çıkarırsa 1 adım, geri atar. TBMM’deki çapsız muhalefet ise, bazen karşı çıkıyor gibi yapar, çoğunlukla da AKP’ye destek olur!
Hatırlamanız için bazı örnekler verelim:
-CHP eski Genel Başkanı “Türkiye’de laiklik tehlikededir diyemem” diye konuştu.
-CHP yeni Genel Başkanı “Şeyh Sait’e vatan haini” diyemedi.
-İYİ P ve CHP, Katolik Hıristiyanlıktaki “Ruhban Sınıfı” benzeri, mensuplarının askerlikten muaf olduğu “Diyanet Akademisine” TBMM’de EVET oyu verdi.
-Dönemin Öcalan’ı olan Şeyh Sait’in adı tam DOKUZ YIL önce Diyarbakır Dağkapı meydanına verildi. Sizler, herhangi bir itiraz sesi duydunuz mu?
Bu isim AKP-CHP-MHP-HDP ortaklığıyla verildi.
-Tunceli Belediyesi, tam DOKUZ YIL önce “Seyit Rıza” heykelini parka dikti.
AKP-CHP-HDP MV’leri heykelin önünde gazetecilere poz verdiler.
-Muş-Bulanık Belediyesi, Mareşal Fevzi Çakmak Caddesinin adını, Seyit Rıza olarak değiştirildi.
-Kars‘ta Havalimanının ve çok yerin adı, Harakani olarak değiştirildi!
-Ülkedeki çok sayıda stadyumun Atatürk olan adı değiştirildi.
-Yunan Casusu İskilipli Atıf’ın adı en az BEŞ yere verildi. Her yıl AKP Valileri, Jandarma Alay Komutanları, İskilipli Atıf’ın anma törenlerine katıldılar
dua ettiler!
-Kaçak Kurs açmanın cezası 3 yıl hapis idi. AKP-MHP oylarıyla ceza tamamen kaldırıldı. Ülkede 10 BİN’den fazla kaçak kurs var. Buralarda ne olduğunu devlet bilmiyor!
-Anayasa’ya göre açılması kesin yasak olan Medreseler, AKP-MHP’li Bakanların katılımıyla ve törenle açıldı. Gaziantep’in Şehitkamil ilçesi Karpuzkaya köyü yakınlarında, 95 bin metrekare kapalı alanı olan Suriye kökenli Haznevi Külliye açıldı, Medrese olarak Arapça tedrisata devam ediyor!
-Ülkede binlerce “Apartman Kilisesi”, “Apartman Medresesi” açıldı.
-Kurslara katılma 4 yaşa indirildi. Çocuklar Taliban militanı gibi yetiştiriliyor.
Aziz Türk Milleti;
Dünyanın herhangi bir demokratik ülkesinde, bu olanlar gerçekleşse, o parti şimdiye kadar, o ülkenin Anayasa Mahkemelerince veya Anayasayı Koruma Yasaları tarafından BİN defa kapatılırdı.
2007 yılından bu yana, bu günlerin geleceğini, gelmemesi için neler yapılmasını yazıyor, söylüyor, haykırıyoruz. Atatürk Türkiye’sinin halkına, Cumhuriyetin kurumlarına tehlikenin büyüklüğünü anlatamadık.
Öncelikli görevi Anayasa’yı ve değiştirilemez maddelerini korumak olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bu görevini bilerek yerine getirmiyor. Anayasa İhlal suçu işliyor.
DOĞRU Parti olarak, Bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı hakkında,
SUÇ DUYURUSUNDA bulunacağız. Türk Devletinin kayıtlarına bir kez girsinler!
Nasıl ki Şeriat isteyenler durmuyor ve pes etmiyorlarsa, bizler de yani Atatürk’ün Kuvvacıları asla pes etmeyeceğiz. Bu aziz vatanı emperyalist devletlerin uşakları Arap Milliyetçilerine, Bölücü Kürtçülere ve Seccade Şeytanlarına bırakmayacağız, Vesselam…
Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Aralık 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
İRTİCA ASLA DURMAZ
Cumhuriyet’i yıkmak isteyenler asla vazgeçmezler, kurumların içine girerler ve dönüştürmeye çalışırlar.
Karşılarında, irtica ile boğuşmuş ve başarılı olmuş bir yönetim bulduklarında, derhal yeraltına çekilip görünmez olurlar, ve güç toplarlar.
Fırsat buldular mı her kılığa girerler, her kuruma sızarlar.
İrticanın en öz tarifi, Pozitif Hukuk yerine Şer’i Hukuku koymak çalışmasıdır.
İrtica bunun için kendisine en büyük engel olarak Yargıyı ve Orduyu görür.
Bu iki Cumhuriyet kurumuna sızmak ve Cumhuriyet değerlerini bozmak ister.
AKP iktidar olduktan sonra, önce Türk Ordusunu sonra da Türk Yüksek Yargısını, Cumhuriyetin Kurumları olmaktan çıkarmaya çalıştı. İrticanın bu iki kurumda hangi derinliklere kadar indiğini şu an bilemiyoruz.
Fakat, AKP Genel Başkanı-İslami Anayasa isteyen Saray Başdanışmanları-AKP’li Bakanlar-AKP’li Milletvekilleri-AKP’li Belediye Başkanlarının beyanları-yazılı açıklamaları-davranışları ve Cumhuriyet-Laiklik-Hukuk Devleti- Atatürk düşmanlarının isimlerini, adeta Anayasa’ya meydan okurcasına meydanlara, bulvarlara vermelerinden ve özellikle Milli Eğitim Bakanının TBMM’de Tarikat-Cemaatleri Sivil Toplum Kuruluşu kabul ettiklerini açıklaması, Milli Savunma Bakanının Atatürk’ün adını dahi anmaması, çok tehlikeli günlere yaklaştığımızın işaretidir.
Şeriat isteyenler, yıllardır “Dilim Politikası” ile çalışır. Yani 2 adım atar, toplum ses çıkarırsa 1 adım, geri atar. TBMM’deki çapsız muhalefet ise, bazen karşı çıkıyor gibi yapar, çoğunlukla da AKP’ye destek olur!
Hatırlamanız için bazı örnekler verelim:
-CHP eski Genel Başkanı “Türkiye’de laiklik tehlikededir diyemem” diye konuştu.
-CHP yeni Genel Başkanı “Şeyh Sait’e vatan haini” diyemedi.
-İYİ P ve CHP, Katolik Hıristiyanlıktaki “Ruhban Sınıfı” benzeri, mensuplarının askerlikten muaf olduğu “Diyanet Akademisine” TBMM’de EVET oyu verdi.
-Dönemin Öcalan’ı olan Şeyh Sait’in adı tam DOKUZ YIL önce Diyarbakır Dağkapı meydanına verildi. Sizler, herhangi bir itiraz sesi duydunuz mu?
Bu isim AKP-CHP-MHP-HDP ortaklığıyla verildi.
-Tunceli Belediyesi, tam DOKUZ YIL önce “Seyit Rıza” heykelini parka dikti.
AKP-CHP-HDP MV’leri heykelin önünde gazetecilere poz verdiler.
-Muş-Bulanık Belediyesi, Mareşal Fevzi Çakmak Caddesinin adını, Seyit Rıza olarak değiştirildi.
-Kars‘ta Havalimanının ve çok yerin adı, Harakani olarak değiştirildi!
-Ülkedeki çok sayıda stadyumun Atatürk olan adı değiştirildi.
-Yunan Casusu İskilipli Atıf’ın adı en az BEŞ yere verildi. Her yıl AKP Valileri, Jandarma Alay Komutanları, İskilipli Atıf’ın anma törenlerine katıldılar
dua ettiler!
-Kaçak Kurs açmanın cezası 3 yıl hapis idi. AKP-MHP oylarıyla ceza tamamen kaldırıldı. Ülkede 10 BİN’den fazla kaçak kurs var. Buralarda ne olduğunu devlet bilmiyor!
-Anayasa’ya göre açılması kesin yasak olan Medreseler, AKP-MHP’li Bakanların katılımıyla ve törenle açıldı. Gaziantep’in Şehitkamil ilçesi Karpuzkaya köyü yakınlarında, 95 bin metrekare kapalı alanı olan Suriye kökenli Haznevi Külliye açıldı, Medrese olarak Arapça tedrisata devam ediyor!
-Ülkede binlerce “Apartman Kilisesi”, “Apartman Medresesi” açıldı.
-Kurslara katılma 4 yaşa indirildi. Çocuklar Taliban militanı gibi yetiştiriliyor.
Aziz Türk Milleti;
Dünyanın herhangi bir demokratik ülkesinde, bu olanlar gerçekleşse, o parti şimdiye kadar, o ülkenin Anayasa Mahkemelerince veya Anayasayı Koruma Yasaları tarafından BİN defa kapatılırdı.
2007 yılından bu yana, bu günlerin geleceğini, gelmemesi için neler yapılmasını yazıyor, söylüyor, haykırıyoruz. Atatürk Türkiye’sinin halkına, Cumhuriyetin kurumlarına tehlikenin büyüklüğünü anlatamadık.
Öncelikli görevi Anayasa’yı ve değiştirilemez maddelerini korumak olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bu görevini bilerek yerine getirmiyor. Anayasa İhlal suçu işliyor.
DOĞRU Parti olarak, Bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı hakkında,
SUÇ DUYURUSUNDA bulunacağız. Türk Devletinin kayıtlarına bir kez girsinler!
Nasıl ki Şeriat isteyenler durmuyor ve pes etmiyorlarsa, bizler de yani Atatürk’ün Kuvvacıları asla pes etmeyeceğiz. Bu aziz vatanı emperyalist devletlerin uşakları Arap Milliyetçilerine, Bölücü Kürtçülere ve Seccade Şeytanlarına bırakmayacağız, Vesselam…
Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Aralık 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
Lütfen bir an için sakince düşünün!
İftiraya uğradınız ve haksız yere gözaltına alındınız.
Polis, T.C Devletinin Polisi değil de siyasi iktidarın korumasındaki bir tarikatın ve cemaatin Polisi!
Cumhuriyet Savcısı, yasa gereği hem devletin hem de sizin haklarınızı savunan biri değil de dünyaya FETÖ penceresinden bakan biri!
Sevk edildiğiniz mahkemenin Yargıcı, üzerine yemin ettiği bağımsızlığını yitirmiş, cübbesini ya iktidara ya da tarikata kiralamış biri!
Bir adet sahte dijital delil, çarpıtılmış bir ifade, taraflı bir yargı!
Lütfen söyler misiniz, ne yapacaksınız?
Siz ne derseniz deyin ne kadar haklı olduğunuzu söylerseniz söyleyin, hakkınızda karar baştan verilmiş!
İşte o an insanlığın, hak ve özgürlüğün öldüğü, adaletin bittiği andır.
Zaman durmuş, atmosferde oksijen tükenmiş, yerini çaresizlik duygusunun kapladığı bir yerdesiniz gibi hissedersiniz!
Şimdi lütfen kendinizi Türkiye’de bu tarz demokrasi ve insanlık dışı bir muameleye uğramış yüz binlerce insandan birinin yerine koyun!
Örneğin, yukarıda yazılan duruma düşmüş ve seslerini duyurmak için başka çareleri kalmadığı için, 870 gündür zindanda olan, hasta ve artık ölümün sınırına yaklaşmış Türk Ordusunun Şerefli Komutanlarının yerine koyun!
Ne kadar korkunç bir durum değil mi?
Hiç kimse “Bana ne, benim başıma böyle şeyler gelmez” diye demesin!
Demokrasi dışı yönetimlerde her an her şey olabilir!
Demokrasinin olmadığı yerde kişi hak ve özgürlükleri anayasanın değil, bir kişinin iki dudağı arasındadır. Canınız da malınız da bir adet Kanun Hükmünde Kararnameye bakar! Ne malınız ne mülkünüz ne paranız sizi kurtaramaz!
Ülkemize hâkim olan “Tek Adam” anlayışı, bizi hür dünyadan uzaklaştırdığı gibi kişisel korkularımızın, insani duygularımızın önüne geçmesini sağladı!
Kimse bu ülkenin Cumhurbaşkanına, Başbakanına şu soruları soramıyor.
-Mısır’daki Esma için salya sümük ağlayan, şimdi de Sisi ile dost olan sizler!
-Türk çocuklarından esirgediğiniz 70-80 Milyar Doları, Ortadoğu’nun
“Öz vatanını savunmaktan aciz” kaçkınlara veren sizler!
-Libya’da El Kaide türevlerine bavul-bavul dövizleri veren sizler!
-CIA uşağı FETÖ ile 12 sene ortaklık yapan ve hep Pensilvanya’ya giden sizler!
-Tarihimizin en kanlı terör örgütü olan PKK yöneticilerinin ayağına Oslo-Kandil-Habur’da gitmekten çekinmeyen sizler!
Niçin bu Emekli Komutanlarımızın yanına bir temsilci gönderip, isteklerini dinlemezsiniz?
Sizler nasıl insanlarsınız?
Sizler nasıl Müslümansınız?
Müslüman, suçsuz günahsız insanların işkence çekmesine rıza gösterir mi?
Gerçek Müslüman, dolandırıcı Reza Zarrab’a gösterdiği yakınlığın kırkta birini bu Kahraman Komutanlara göstermez mi?
Değerli Okurlar;
Demokratik rejime, Lâik Cumhuriyete, Sosyal Hukuk Devletine sahip çıkmazsak, onu korumak ve yaşatmak için yirmi dört saat mücadele etmezsek bu rezilliği hak etmiş oluruz.
Demokrasiyi ve çağdaşlığı hazmetmemiş seccade tüccarlarından adalet beklemek, ağustosta kar yağmasını beklemektir.
Bu ateş bir gün herkesi yakar, demedin demeyin…
Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Aralık 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
Sayın Başsavcı;
Anayasanın uygulanması konusunda, Yargıtay 3’ncü Ceza Dairesine mi, yoksa size mi sormalıyım bilemedim! Ben de Cimer’e sordum, “Valla, Sayın CB’mız Yargıtay’ı tutuyor, ama biz Başsavcı’dan yanayız. Siz bilirsiniz ama, lütfen bunlara söyleyin kavga etmesinler, sonra arada biz kalıyoruz” dediler!
Ben de, benimle çok çetin bir şekilde uğraştığınızı, sizin tuttuğunuzu koparan bir hukukçu olduğunuzu bildiğimden, size sormaya karar verdim!
Konu o hale geldi ki, kimse “görmedim-duymadım-söylemedim” diyemez.
İlk Konu;
Bildiğiniz gibi Anayasa madde 174’te “Devrim Kanunları, Anayasal koruma altındadır” der.
O kanunlardan biri de 677 Sayılı Kanundur. O da, “ALELÜMUM TARİKATLAR MEMNUDUR” der.
Günümüz Türkçesiyle “Genel olarak tarikatlar yasaklanmıştır” demektir.
AKP’li M. Eğitim Bakanı “Sizin tarikat dediğinize biz Sivil Toplum Kuruluşu diyoruz. Bunlarla birlikte çalışmaya devam edeceğiz diyerek, adeta yemişim sizin Anayasanızı der gibi konuştu!
İkinci Konu;
CB Erdoğan’ın ortağı Devlet Bahçeli “Şeyh Sait bir haindir. Hınıslı Sait bir vatan hainidir” dedi. CB Erdoğan’ın diğer ortağı Hizbullahçı Hüda-Par başkanı ise “Şeyh Sait şehittir” dedi.
Sayın Başsavcı;
Siz konum olarak başımızdaki en büyük Savcı’sınız. Üstelik Savcıların da başısınız.
Kafamız karıştı, lütfen aşağıdaki sorulara yanıt verir misiniz?
Siz de yanıt vermezseniz, Haznevi Tarikat önderinin avucunun içini öpen Adalet Bakanı A. Gül’e gidelim mi?
Sorularım
-Mevcut Anayasamız yürürlükte mi?
-Anayasamızın 174 maddesi ve Laiklikle ilgili maddeleri yürürlükte mi?
-AKP’li Bakan, Anayasayı tanımıyorum denecek bir söylemde bulunabilir mi?
-Bu Bakan, Anayasa konusunda ahkam kestiğine göre, onun makamı, sizinkinden üstte midir?
-Bu Bakan böyle dediğine göre, ben de eski bir Bakan olarak, hakkımdaki kararınızı tanımıyorum demek hakkına sahip miyim?
-AKP’li Bakanın STK dediği Tarikat-Cemaat-Vakıflar, 22 yılda Türk Devletine kaç kuruşluk VERGİ verdiler? Bunlar 22 yılda, AKP İktidarından kaç milyar TL destek aldılar?
-22 yılda Tarikat-Cemaat Yurtlarında kaç küçük çocuğa tecavüz edildi?
-Siz ve Yüksek Yargı mensuplarından çocuklarını bu yurtlara gönderen var mı?
-Şeyh Sait’in, AKP ortaklarını ayrı düşürdüğünü üzülerek gördük. Siz daha iyi bilirsiniz ama, sizce Şeyh Sait “VATAN HAİNİ MİDİR”, yoksa “Şehit midir?”
-Tarihçi Ümit Doğan soruyor; Şeyh Sait şehitse, onunla birlikte Türk Ordusuna karşı savaşan, askerlerimizi öldüren Ermeni Agop’un durumu nedir?
İslam Mücahidi mi, Gazi mi?
-Asteğmen Kubilay’ın kafasını kör bıçakla kesen Derviş Memed ve Kurtuluş Savaşımızda Yunan’a casusluk yapan İskilipli Atıf da şehit statüsündeler mi?
-Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından “Laiklik Karşıtı Eylemlerin Odağı” olduğu 11 üyenin 10 üyesi tarafından MAHKUM EDİLEN AKP hakkındaki mahkumiyet kararı kaldırılabilir mi?
Sayın Başsavcı;
Acele cevap bekliyorum. Adresim, nasılsa sizde var. Sağlıkla kalın Başsavcım…
Sağlık ve başarı dileklerimle 19 Aralık 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
Necdet Özel, Hulusi Akar, Yaşar Güler, 22 yıllık AKP iktidarının 15 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerini yönettiler hala da yönetiyorlar. Bu üçlü, önümüzdeki dönemde de TSK’yı yönetecek kadroları şimdiden düzenlediler.
Milli Savunma Bakanı, (E. Orgeneral) 17 Aralık 2023 günkü Sözcü Gazetesinde Saygı Öztürk’e yaptığı değerlendirmede TSK’nın hedefinin “Etkin-Caydırıcı-Saygın” olmak olduğunu söyledi.
Ayrıca, Bakan Güler, ABD’nin bölücü terör örgütüne yaptığı desteğin
“Kabul Edilemez” olduğunu, NATO toplantılarında dile getirdiklerini açıklayarak, “ABD, aklı sıra aklımızla dalga geçiyor” diyerek, tepkisini göstermiş oldu!
Hedef neymiş? Etkin-Caydırıcı-Saygın olmakmış! Hedef buysa, demek ki 15yılda hedefe ulaşamamışlar!
Etkin-Caydırıcı-Saygın olsanıza Bakan Bey! Elinizi tutan, Türk Ordusunun bu hasletlere kavuşmasını engelleyen mi var?
ABD, Bölücü Terör örgütlerine 30 bin TIR silah, mühimmat verdi. Neden etkin olup, ABD’yi caydırmadınız? Burnunuzun dibinde, bölgede 2’nci İsrail olarak görev yapacak “Bölücü Kürt Devletinin” iki parçası ABD tarafından kurduruldu. Niye mani olup SAYGIN olmadınız?
Sınırlarımızı korumadınız, görevinize ihanet ettiniz, 13 milyon sığınmacının ülkeye girmesine izin verdiniz. Adalarımızı, Yunan’a teslim ettiniz!
Eğer sizi, alkışladığınız AKP İktidarı, frenliyorsa, okka altına giden siz olacaksınız, bilesiniz!
Dediğinize göre, ABD sizin aklınızla alay ediyormuş! Olanla alay edilir Bakan Bey!
Adamlar düpedüz sizinle şakşak (!) geçiyor, ne alayı…
Ayrıca, sizinle şakşak geçmelerini bir kenara bırakın, Türk Milletinin büyük bir kısmı size lanet ediyor. Neden biliyor musunuz?
Binlerce yıllık tarihe sahip Şanlı Türk Ordusunu, üç-beş tarikat ve cemaat artığına teslim ettiniz ya, sizi kimse affetmeyecek.
Türk Ordusunun Kahraman Komutanlarına, maalesef sizleri yetiştiren suçsuz büyüklerinize ve gencecik askeri öğrencilere sahip çıkmayıp, onların
“Tabutla Tahliye” edilmesine göz yumdunuz ya, üzerinize ne giyerseniz giyin, Türk Milleti için sizler birer düşkünsünüz…
Atatürk’e ve muhterem annesine en ağır küfürleri eden Yobazları, evlerinde-hastanede ziyaret ettiniz ya, bir zamanlar Atatürk’ün oturduğu makamlarda hangi yüzle oturuyorsunuz, anlayamıyorum!
Aziz Türk Milleti;
Türk Ordusunun da asli sahibi sizsiniz. Bu ordu, AKP’nin değil, Türk Milletinin ordusudur. Bunların hepsi gelip geçicidir. Hepsi yargılanacak.
Ben, darbe girişimi tanzimcisi bu üç asker eskisiyle de davalıyım. Onlara mahkeme salonlarını dar ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. Bu yazı için de inşallah dava açtırırlar. Yaptıkları her şeyi açıkça yazıp, sizlere bildireceğiz.
Aziz Türk Milleti, ya ayağa kalkıp bu tarikat artıklarını layık oldukları yere göndereceğiz, ya da onlar bizi, tıpkı İran’daki gibi derin bir “Ümmet Çukuruna” atacaklar. Lütfen anlayın artık!
Sizlere, Atatürk’ün, büyük eğitimci İsmail Habib (Hakkı) Sevük’e dikte ettirdiği “Hakikat Nerede” adlı şiirini takdim ediyorum! Hepsinin mekanları cennet, ruhları şad olsun…
Not;
Nasıl ki, tarikat-cemiyet-vakıflar birer holding haline geldilerse, Yüksek Yargı ve Yüksek rütbeliler de birer holding sahibi kadar zengin oldular. Hepsinin Türk Milletinden çaldıklarını, teker-teker almazsak DOĞRU Partililer olarak bizlere de yazıklar olsun.
HAKİKAT NEREDE
Gafil, hangi üç asır, hangi on asır, Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarihler söylememiş bunu, Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin, Aydınlıkta karaltı karaltıda şafak,
Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin.
Asya’nın ortasında Oğuz oğulları, Avrupa’nın Alplerinde Oğuz torunları,
Doğudan çıkan biz, Batıdan yine biz, Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.
Türk sadece bir milletin adı değil, Türk, bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar, Ey yığın- yığın insan gafletleri!
Yırtılsın gözlerindeki gafletten perde, Dünya o zaman görecek hakikat nerede,
Hakikat nerede?
Sağlık ve başarı dileklerimle 18 Aralık 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı