DOLAR 32,9949 -0.11%
EURO 35,8195 -0.26%
ALTIN 2.528,010,83
BITCOIN 22331770,62%
İstanbul
25°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Cezmi Orkun

Cezmi Orkun

26 Temmuz 2024 Cuma

HADİ ORADAN BE…

HADİ ORADAN BE…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli vatandaşlar, milletin her alandaki varoluş mücadelesinin gündemde olması gerekirken ki, toplumun yüzde 80’ni oluşturan vatandaşlarımızın açlık ve yoksulluk sınırlarının çok çok altında bir gelirle mücadele ettiği günümüzde, sözde ana muhalefet CHP’nin önceki ve günümüz Genel başkanları birtakım gerekçeler öne sürerek iktidar yönetiminin elini sıkarım, sıkmam polemiği ekseninde birbirlerini taşlamalarını gündem yapıyor. Kendi elleri çok mu temiz ! al birini vur ötekine. AKP ve koşulsuz destekçileri ile CHP ve altılı masa bileşenleri yani bunların tamamının aynı gözeden su içtikleri bilinmiyor sanki. CHP başta olmak üzere muhalefet partileri kendi içlerinde verdikleri kavganın onda birini ülkemiz ve insanlarımız için verselerdi, AKP’nin 22 yıl iktidarda kalması söz konusu dahi olamazdı. 

Biliniz ki, Muhalefet muhalefet olsaydı, bizler DOĞRU PARTİ olarak sahada olmazdık elbette. Dün olduğu gibi bugün de CHP iç kavgaları ve saçma sapan polemikleri yanında normalleşme ve yumuşama palavrasıyla  AKP yönetimine zeytin dalı uzatmaya devam ediyor.  AKP yönetimi ise bugüne kadar olduğu gibi bugün de algı yöntemleriyle toplumu başka başka polemikler arasına hapsederek yönetmeye yani, ana gündemi ekonomi dışı konuların meşgul etmesinin rahatlığı içerisinde milletin canına ot tıkamaya devam ediyor. Nasıl mı;

  • AKP iktidarları; Cumhuriyet kazanımlarından ne liman, ne fabrika, ne de maden bırakmayıp hepsini sattı. Buna rağmen şu anda 500 milyar doların üzerinde bir borç batağında çırpınıp duruyoruz. Mutlu azınlık dışındaki mutsuz çoğunluk hayata küsmüş, gelecek kaygısı nedeniyle kendi gölgesiyle kavga eder duruma gelmiş, CHP ne yapıyor? kendi kendisiyle kavga ediyor.
  • Emekliye 33 milyar lirayı bulamayan AKP yönetimi KKM mudilerine 1 trilyon 200 milyar lira ödüyor, emekliler bir umut bekliyor. Ancak; CHP o eli sıkmam, sıkarım kavgasında, 

Başka ne yapıyor bu arkadaşlar “geçim yoksa seçim var” diyor! bu anlamsız slogan ile mi heyecanını kaybeden toplumu harekete geçirecekler. Yerel seçimlerde birinci olan CHP yönetimine samimi duygularımızla soruyoruz. “Geçim de yok, seçim de yok” ki görünen gerçek de bu. Bu durumda siz ne yapacaksınız? Gerçek gündeme mi döneceksiniz yoksa normalleşme safsatasına sığınıp yumuşamaya devam mı edeceksiniz? 

Oysa; halkın siz CHP yönetiminden beklentisi, ses getirici eylemlere öncülük etmenizdir. Aksi durumda “kapalı kapılar ardında başka şeyler mi konuşuluyor” kuşkusu kafalarda yer edecek ve bu da toplumda yeni bir hayal kırıklığına sebep olacaktır. 

Değerli vatandaşlar, günümüz iktidarı ve TBMM de yer alan muhalefet parti temsilcileri tepeden tırnağa kadar kirlenmiş durumdadır. Söylem ve eylemleri bu kirliliğin göstergesidir. İşte CHP yönetiminin davranışı. Halkın derdine çare olamadıktan sonra o eli sıksan ne olur, sıkmasan ne olur. Sorun bu mu yani. Hadi oradan be… Her yanınız kirle kaplı.

Biz DOĞRU PARTİ temsilcileri için sıkılmayacak el nedir derseniz;

  • Halkın cebine sürekli el atanların elidir. 
  • Çeşitli rakamsal hilelerle emekçinin hakkını gasp edenlerin elidir. 
  • Halkın anasının ak sütü gibi helal olan vergilerini mutlu bir azınlığa aktaranların elidir.
  • Kurucu liderimiz ulu önder Atatürk’e hakaret eden, kurucu değerleri yok etmeye çalışan ve Atatürk ilke ve devrimlerini yok sayan kişileri kendi listelerinden meclise sokanların elidir. 

Sizlere de bu eller tanıdık gelmiyor mu aziz milletim…

Siyasetteki kirlenmenin sonucu; ekonomide, maliyede, eğitimde, sağlıkta, üretimde, hukukta… yaşanan bütün sorunların hedefindeki mutsuz çoğunluğun ellerini hiç bırakmayacak ve onlarla DOĞRU PARTİ çatısı altında kucaklaşıp iktidara koşacağız. Aziz milletim, bırakın bu kirli elleri, çünkü; temiz yönetim temiz eller ister. Birlikte DEVR-İ SABIK yaratıp ülkemizi tüm bu kirlerden arındıralım. Karar sizin… 27.Temmuz.2024

Selam ve saygılarımla                

Cezmi Orkun

Devamını Oku

GERİLEDİK, GELİŞEMEDİK

GERİLEDİK, GELİŞEMEDİK
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli vatandaşlar, siyasal, sosyal ve ekonomik alanda çöküşün sebebi ülkemiz AKP iktidarının, çağdışı uygulamalarıyla eğitim, sağlık ve yaşam dahil her alanda gerilemenin öncülüğünü yaptığı malumunuzdur. Öyle bir duruma geldik ki “dedelerimizden teslim aldığımız ülkemizi, o günkü haliyle dahi torunlarımıza teslim edememenin” üzüntüsünü yaşıyoruz. AKP iktidarı, gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan ülkemizi iktidarlarında, adım adım orta çağ karanlığına sürükleyerek gelişmemiş ülkeler arasına hapsetmiştir. Bu nedenledir ki gelişmiş ülkelerin söylem ve eylemleri altında eziliyoruz.

Demokrasi, hak ve özgürlükler raflara istiflenmiş ve tozlanmaya terk edilmiş durumdadır. AKP iktidarı yanında muhalefetin yetersizliği ve toplumun her bir ferdinin vurdum duymazlığı geri kalmış ülke olmamızda etken unsurlardır elbette. AKP iktidarı ve koşulsuz destekçilerinin ırk, din, mezhep farklılıkları üzerinden çıkar elde etme uğraşlarına toplumun sessiz kalması da oldukça manidardır. Öyle ki; toplumsal refleksler incelendiğinde de görüleceği üzere geri kalmış ülke olmanın toplumsal özellikleri ki;

  • Takım tutar gibi parti tutma anlayışının yaygınlığı,
  • Kitap okuma oranının yüzde 5’in altında olması,
  • Toplumda ön yargılara dayalı davranışın yer aldığı,
  • Bilime değil, hurafe ve dogma fikirlere inanların sayıca fazlalığı,
  • Toplumun düşünme ve sorgulama yoksunluğu,
  • Dini ve milli duyguların siyasi çıkar amacıyla istismar kaynağı olarak kullanılması,
  • Yöneticilerin zenginleşmesi, zenginler daha çok zenginleşirken, halkın fakirleşmesi,
  • Yazılı ve görsel basın yanında sosyal medya aracılığı ile magazin haberlerinin popüler olması, halkın büyük çoğunluğunun magazin haberlerle adeta uyuşturulduğu,
  • Özellikle gençlerde Emeksiz kazanç elde etme anlayışının yerleşmesi,
  • Toplumdaki ayrışmaların her an bir çatışmaya sebep olması, Aile içi şiddet olaylarının yükseliş göstermesi,
  • Eğitim ve sağlık hizmetlerinin kalitesiz olması ve sürekli değiştirilmesi,
  • Yönetim ve ticari tercihlerde Liyakatin yerini sadakate bırakması,
  • Halk nezdinde sanat ve sanatçının önemsizleşmesi,
  • Adil paylaşımın olmaması ve yönetim sisteminin partili kişilerle işletilmesi.

Bu özellikler bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirler. Şimdi sizlere sormak isterim, günümüzde Türkiye gelişmiş veya gelişmekte olan bir ülkedir diyebilir misiniz? Bize göre geri kalmış değil AKP iktidarı sayesinde gerilere itilmiş bir ülkedir ülkemiz. Aşağıda yer alan;

KONU GELİŞMİŞ GERİ KALMIŞ

Doğum Oranı Az Fazla

Eğitim, Sağlık ve Sosyal imkan Fazla Az

Yaşlı Oranı Fazla Az

Bağımlı(Çalışmayan) nüfus Az Fazla

Beyin göçü durumu Alır Verir

Demografik yatırım ihtiyacı Az Fazla

  • (Demografik yatırımlar,ülkemizde olduğu gibi  nüfusu artan bir toplumda, kişi başına düşen milli gelirin artması için yapılması zorunlu harcamalardır. Bunun dışındaki yatırımlar ise, kişi başına düşen milli gelirde artış sağlayacak niteliktedir.)

Kriterlerin ülkemizdeki varlığı da haklı olduğumuzu yani, gerilere itildiğimizi gösterir. 

Değerli vatandaşlar, bir toplumun ilerleyebilmesi için ihtiyaç duyduğu ana unsur elbette ekonomidir. Fakat ekonomik durumun gelişmesi için de üretime dayalı yatırımların yapılması ve istihdam sağlanması gerekir.  Oysa; AKP iktidarının, birtakım ihtiraslar uğruna taraflı ve yanlı tutumu; eşit paylaşma, dürüstlük, sevgi ve saygı gibi kavramların toplumda yok olmasının nedenidir. Ayrıca, AKP devleti kişisel ikbale dayalı uygulamalarıyla  insanlarımızı temel değerlerinden uzaklaştırarak, telafisi zor olan maddi ve manevi tahribata yol açmıştır. 

DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak bizlerin yer alacağı yönetimde herhangi bir çıkar grubunun değil, kendi bağrından gelenlerin elinde, adil bölüşen ve insan hayatının politikaya kurban edilmediği bir toplum hedefinde ülkemizi gelişmiş ülkeler kategorisine taşıyacaktır. Hedefimiz çağdaş, demokrat, özgür ve bağımsız bir ülkedir. 19.Temmuz.2024

Selam ve saygılarımla                

Cezmi Orkun

Devamını Oku

TÜİK SUÇ İŞLİYOR

TÜİK SUÇ İŞLİYOR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli vatandaşlar, AKP iktidarının 2008 yılında yaşama geçirdiği düzenleme nedeniyle günümüzde çalışan ve emekli kesim hakkı olan ücretler en hafif deyimiyle GASP edildiği Ekonomim yazarı Alaattin
Aktaş’ın, TÜİK’in Nisan 2022’den bu yana açıklamadığı fiyat değişim endeksine ilişkin verileri paylaşması ile afişe olmuştur.
İktidar, çalışanlara düşük bir zam verilmesini meşrulaştırma amacı doğrultusunda EK’te, TÜİK’in
enflasyon oranını belirlemede kullandığı sepette yer alan ürünler için belirlenen fiyatlara
bakıldığında gerçek piyasadan ne kadar kopuk değerler içerdiği görülmektedir. Bu sepetin yalan
yanlış ve yanlı veriler içerdiğini birkaç örnek için görelim; (TÜİK verileri)

Bu verilere bakıldığında, hemen hemen tüm ürünlerde Piyasa ortalamasının, TÜİK ortalama
verilerinin kat kat üzerinde olduğunu yukarıdaki örneklerle anlatmaya çalıştım. Bu yalan ve
palavra verilerle TÜİK ve azmettiricisi ki siz onu anladınız! enflasyon oranını bilerek ve
isteyerek düşük gösterilmesi ile milyonlarca insanımızın hakkı olanı elinden alıyor. Peki bu hak
oranı nedir sorusuna ise 12 punto köşesinde (https://12punto.com.tr/) ve Youtube programında
DOĞRU PARTİ ekonomiden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Meriç Köyatası “TÜİK marifetiyle,
emekli aylığının yüzde 86’sına, asgari ücretin yüzde 66’sına” el konulduğunu açıklayarak cevapladı.
Açıklanan bu oranlara göre Son 4 yılda gerçek enflasyon verileri dikkate alınsaydı bugün
asgari ücret 17 bin lira değil, 49.473 lira, mevcut 10 bin lira emekli aylığı 2024 başında 32 bin
lira, 2024’ün ilk altı ayı da hesaba katılırsa Temmuz düzenlemesi ile birlikte olması
gereken en düşük emekli aylığı 12.473 TL değil, 45.171 lira olacaktı. 
TÜİK Başkanı Çetinkaya basın toplantısında, “Fahiş kar oranları yüzünden Enflasyon yüksek çıkıyor”
dedi. Maliye Bakanı ise ısrarla “ücretleri enflasyonun gerekçesi” olarak gösteriyor. Ne yaman bir
çelişki… Akademik çalışmalar da TÜİK başkanı ile aynı görüşte O zaman asgari ücrete, çalışan
ve emeklilere yapılacak zamları düşük gösteren bu ücret politikasında ısrarın sebebi ne? sebep
belli, saray ve eşrafı doymak nedir bilmiyor. Bunun için de TÜİK kendisine düşen görevi yerine
getiriyor.

TÜİK, azmettiricileriyle birlikte Emeklinin, çalışanın hakkına el koyma görevini yerine
getirmekle hem kul hakkı yemekte hem de suç işlemektedir ve elbet bir gün bunun hesabını
verecektir. Kul hakkı yemede sınır tanımayan bu anlayış Allah ve millet bizi affetsin demekle de
bu vebalden asla kurtulamaz. Bizden söylemesi… 12.Temmuz.2024
Selam ve saygılarımla
Cezmi Orkun

Devamını Oku

ÖPEN ÖPENE…

ÖPEN ÖPENE…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli vatandaşlar, gelişmiş ülke insanlarının sahip oldukları hak ve özgürlüklerin temelinde yer alan sistematik yapı, ülkemizin de içerisinde yer aldığı gelişmekte olan ülkeler de söz konusu dahi olmadığından insanlarının da hak ve özgürlüklerinden bahsetmek elbette mümkün değildir. Az gelişmiş ülkelerde “para her kapıyı açar” anlayışı ki AKP iktidarı sayesinde toplumun büyük bir kesiminin de etkisi altında olduğu bu durum birçok sorunlara da kaynaklık eder. 

Çünkü, bu ülkeler çoğunluğu temsil eden demokratik bir yönetimden yoksun olduğundan, azınlığı temsil eden kişi ya da kişilere dayalı antidemokratik bir yönetim anlayışı hakimdir. Gelin 22 yıldır iktidarda olan AKP yönetim anlayışına bakalım. Denetlenemeyen bu iktidar maalesef denetimden de yoksun olduklarından ulaşım, enerji, turizm hizmeti verenlerin bu hizmetleri alanları yani halkımızı öptükleri(!) bir dizi soygunculara teslim ettikleri gerçeğini yaşamın her alanında yaşatmıyor mu? Kim bu öpenler!;

  • Elektrik ve doğal gaz faturaları ile yandaş/paydaş firmalar,
  • Vergilere yapılan zamlarla devletimiz öpüyor,
  • Köprü, otoyol, şehir hastaneleri, tünel, havaalanları işleticileri ve verilen garantiler nedeniyle hazine birlikte öpüyor,
  • Milli gelirden aslan payını kendilerine aktaran iktidar halkı öperek avutuyor.

Bu örneklerde görüldüğü üzere Öpen öpene… sorgulanamayan, hesap sorulamayan ve tüm kararların tek kişi tarafından verildiği günümüzde, öpülenin hep halkımız olması  bu ucube sistem sayesinde iktidar ve yandaşların vazgeçilmezi olan siyaset-mafya ve ticaret arasındaki kirli çıkar ortaklığının sonucudur. Özetle;  Yargı, yasama ve yürütmeyi yok eden ülkemiz iktidarı “Cumhuriyet tarihimizin en yasakçı, yoksulluk üreten ve yolsuzluklara göz kırpan“ uygulamaları ile tek kelimeyle bir ÇÖKÜŞ dönemi yaşatıyor milletimize. 

İl kongrelerimiz nedeniyle Elazığ’a gidiş ve dönüşümde yaşadıklarımı örnek olsun diye sizlerin ilgisine, ilgililerin de bilgisine aktarmak istiyorum. Bildiğiniz üzere milli hava yolu şirketimiz THY’nın alt kuruluşu Anadolu jet, AKP yönetimince KATAR’lılara verildi… AJET olarak sözde hizmet vermeye başladı. Hangi şartlarda, ne karşılığı veya hangi bedelle devredildi ? ilgililer açıklamadığı için bilemiyoruz. 

Bu konuda milletin dikkate alınmaması bir tarafa, bu hizmetin halkımıza yansıması nasıl acaba? İşte Elazığ seyahatim bana bu durumun vahametini gösterdi. Özetle; uçuşlarda 1-4 saati aşan gecikmeli uçuşlar yanında planlı ve bilet satışı yapılan uçuşların iptali ile sonuçlanıyor. Bu şirketin yolculara yaşattığı rezaleti ilgili otorite Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü neden görmez? Kaybedilen zamanın nelere mal olduğu bu otorite için önemsiz mi?

Yazımın ilk paragrafında belirttiğim üzere KATAR yönetimi parasıyla ülkemizde her hizmeti alabiliyor ancak, AJET örneğinde olduğu gibi işletme faaliyetini sorunlar yumağına dönüştürüp hem kendini rezil  ediyor hem de insanlarımızı zor durumlara sokuyor. Eee ne olmasını bekliyoruz ki… AKP yönetimine de ancak bu yakışır değil mi? öpenler belli… öpülen mi maalesef halkımız… Halkımızın öpeceği günler mi? oldukça yakın. 7.Temmuz.2024

Selam ve saygılarımla                

Cezmi Orkun

Devamını Oku

ELEKTRİKTE KATLİAM ve SOYGUN TAM GAZ

ELEKTRİKTE KATLİAM ve SOYGUN TAM GAZ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli vatandaşlar, tüm uyarılarımıza rağmen birçok yazımda ele aldığım kaçak elektrik sorunu sadece maddi değil insanlarımızın hayatı ile ödendiğini Diyarbakır-Mardin yangını ile belgelenmiş oldu. Bu konuya girmeden önce denetim ve kontrolden yoksun bu dağıtım ve tedarik şirketlerinin devletimizle ilişkilerine bakmamızda yarar var sanırım. ELEKTRİKTE VURGUN yazımda da belirttiğim üzere AKP yönetimi, özelleştirme sırasında bu şirketlerin yurt dışı finans kuruluşlarından temin ettikleri kredilere hazine adına ödeme garantisi vermiştir. Öz sermayesi bulunmayan bu şirketler döviz kurlarındaki artış nedeniyle kredi geri ödemelerini yapamaz duruma gelmiş ve bu yükü milletimizin sırtına yüklemişlerdir. Yani; elektrik fiyatlarındaki artışın en önemli sebebi dağıtım şirketlerinin borçlarının ödenmesi ve bu şirketlerin kurtarılması çabasıdır.

Özelleştirmeler ile birlikte dağıtım şirketleri sorumluluğunda olan iletim hatlarındaki kayıp-kaçak oranları halen %12 seviyesindedir. İlgili kurumların denetim yoksunluğu sonucu bu şirketlerin gerekli yatırımları yapmaması ile bu oran karşılığı bedel de tüketicilere yansıtıldığından bu şirketler çift yönlü kazanç elde ediyor. ELEKTRİKTE RANT yazımda da belirttiğim üzere AKP yönetimi, sorumluluğunu yerine getirmeyen tedarik ve dağıtım şirketlerini cezalandırmak yerine tam tersi koruma altına alarak RANT sağlamaya devam ediyor. Sorumluluğu da vatandaşa yüklüyor. Yazıklar olsun.

Devlet elektrik dağıtım ve tedarik şirketleriyle yaptığı anlaşma gereği kayıp-kaçak elektriğin önlenmesi için gerekli tedbirler doğrultusunda yatırımların yapılması görevini bu şirketlere vermiş olmasına rağmen bu şirketler gerekli yatırımları yapmadığı gibi kayıp-kaçak elektrik bedellerini de tüm vatandaşlarımıza fatura ettirmişlerdir. Bu maddi yükün millete ödettirilmesi bir tarafa, 20.Haziran Perşembe günü, 15 kişinin yaşamını yitirdiği, binlerce dönüm arazinin yandığı, yüzlerce hayvanın can verdiği Diyarbakır’ın Çınar, Mardin’in Mazıdağı ilçesi arasındaki bölgede çıkan yangının  sebebi ne diye baktığımızda ki verilerde onu gösteriyor sorumlu firma DEDAŞ’ın sorumluluk gereği olan önlemleri almamasıdır. Dayanak ne derseniz; 

  • Diyarbakır Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmada Köylülerin ve görgü tanıklarının ifadesiyle elde edilen deliller doğrultusunda hazırladığı  ön rapora göre yangının elektrik kaynaklı olduğu tespiti yer almıştır.

Geçen yıl haziran ayında da son yangından etkilenen ve Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde bulunan Karabudak kırsal mahallesinde çıkan Yangının elektrik direklerinden çıktığına dair tespitler, bilirkişi raporuyla da kayıtlara geçti. Raporda, DEDAŞ “asli kusurlu” bulundu. DEDAŞ’ın çıkan yangında sorumluluğu %70 olarak rapora yansıdı.

  • Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu ve EMO özetle elektrik tellerinin çakışması neticesinde oluşan kıvılcımın, ekili alanlara yansıması ile oluşmuş olduğu ve DEDAŞ’ın olası tehlikelere karşı bir çalışmasının olmadığı, gerekli önlemlerin alınmadığı belirtilmiştir.
  • Diyarbakır Barosu, ”Birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verme” suçlamasıyla, Çınar Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Değerli vatandaşlar, hayretler içerisindesiniz değil mi? işte sizlere diğer yazılarımda da bahsettiğim gibi biz yüksek elektrik faturalarını öderken kullandığımız elektriğin bedelini değil bu şirketlerin borçlarını ödemenin yanında gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle de insanlarımız canını ve mallarını kaybediyor. Bu sonucun sebebi bu şirketlerin önleyici tedbirlere esas yatırımları yapmamasıdır. AKP yönetimi ise nedendir(!) bilmem bu tutumu ile milletimizi açlık, sefalet ve yoksulluğa mahkum etmeye devam ediyor. Doymak bilmeyen yönetim için değirmenci dayı soruyor; bu nasıl çark yahu Buğday bizim ama ezilen biz, öğütülen biz, açlığa mahkum hepimiz. Kim bu doymak bilmeyen …….? Zannediyorum değirmenci dayının sorusu cevabını bulmuştur. 

DOĞRU PARTİ olarak önerimiz tüm yüksek ve orta gerilim hatlarının yer altına aldırılmasıdır. Hadi bakalım AKP yönetimi, samimi iseniz bu firmalara bu işlemi yaptırın da görelim. Yok yaptıramıyorsanız o zaman bizlerin yapmak istediği tüm bu hizmetlerin yeniden devletimiz ilgili kurumlarına devredilmesini sağlayın ki vatandaşlarımız bu yüksek fatura eziyetinden kurtulsun. Aksi takdirde bu olumsuz sonuçların sorumlusu olarak yargı önünde hesap verirsiniz. 

Ayrıca Elektrikte soygun, vurgun, rant ve hatta  katliama SON verilmesi adına Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyor ve sorumlular hakkında gerekli işlemlerin yapılması yanında, yüklenici firmaların sorumlulukları gereği olan iletim hatlarının bakım ve onarımları ile hat yenileme işlemlerinin yaptırılması ve bugüne kadar vatandaşa haksız yere fatura edilen bedellerin yüklenici firmalar tarafından iadesinin sağlanmasını talep ediyoruz.              26.Haziran.2024

Selam ve saygılarımla                

Cezmi Orkun

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.