DOLAR 38,8727 0.02%
EURO 43,7182 0.71%
ALTIN 4.034,940,86
BITCOIN 40893180,15%
İstanbul
19°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Cezmi Orkun

Cezmi Orkun

19 Mayıs 2025 Pazartesi

KİMİN HAYRINA?

KİMİN HAYRINA?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli okurlar, sizlerin de bildiği ve bizzat yaşadığı üzere AKP iktidarı ve koşulsuz destekçileri ülkemizi ve insanlarımızı her alanda bir açmazla karşı karşıya bırakmış durumdadır. Bu açmazlara çare bulmak yerine bu hususların gündemden düşmesini sağlamak için bilimsel verilere dayanmayan yalanlara sarılarak sözde müjdeler vermekte. Bu yalanlarını, yabancısı olmadığımız GAZ bulduk müjdesi ile yinelediler. Bunun anlamı, ya olası sözde bir seçim var ya da doğalgaz zammı…

Milletin anasını ağlatan sanki kendileri değil de bir başkasıymış gibi söylemleri yok mu? acaba, acaba ben farklı bir ülkede mi yaşıyorum? Yoksa bunu söyleyen Erdoğan yaşattıklarını görmüyor mu? gerçi bizler şaşırmıyoruz, ancak milletin yüzüne karşı tüm bu yalanları nasıl söylerler şaşkınlığını yaşıyorum. Bir konuşmasında bakın ne diyor Erdoğan “Erdoğan ve Bahçeli her ne yapıyorsa bu milletin menfaati ve hayrınadır”. Allah Allah ne demek lazım deneyelim,

Dün AK dedikleri milletin menfaatine ve hayrına ise aynı şeye bugün KARA demeleri kimin hayrına? Dün PKK’nın siyasi uzantısı DEM ile temasta olanların terörist ilan edilmesi milletin hayrına ise bugün bırakın PKK’nın siyasi ayağı DEM yetkilileri ile temasta olmayı bebek katili terörist başı APO’yu gazi mecliste konuşmaya davet etmek, umut hakkından yararlanmasının yolunu açmak, terörsüz Türkiye güzellemesiyle birbirlerine şükranlarını sunmak kimin hayrına? Tüm bunlar milletin hayrına ise milletin seçtikleri neden hala mahkum, neden birçoğunun yerine kayyım atandı.

Değerli okurlar sadece son günlerde yaşadığımız zikzaklarla dolu davranışlar bile iktidar ve koşulsuz destekçilerinin ne kadar çaresiz olduklarını gösteriyor. Kendilerinin teröristlerle bir masada oturmaları milletin hayrına ise bugüne kadar TSK’nın terörizme karşı yaptığı mücadeleler ve harcanan milyar dolarlar kimin hayrına! Eyyyy iktidar ve koşulsuz destekçileri. Özellikle terörist başını gazi meclise davet eden görüntüsü var sesi yok Bahçeli, çıkın ve konuşun dün KARA diyerek İP attığınız terörist başına bugün AK deyip İpi geri çekmenizin amacını ve sizi buna zorlayan nedenleri açıklayın. Açıklayamazsınız tabi. Ne diyemeyeceğinizi ben söyleyeyim. Aynı gözeden su içiyorsunuz hepiniz. Emperyal güçlerin oyuncağı oldunuz. Bu tutum ve davranışlarınız mı milletin hayrına? Bırakın kalsın…Sizce AKP iktidarı ve koşulsuz destekçileri(MHP, BBP, HÜDAPAR) dün AK dediklerine bugün KARA, dün KARA dediklerine bugün AK demelerinde amaç ne diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Hemen söyleyeyim. Tüm bunların temelinde milletin hayrına dedikleri gelişmeleri millete sormak yerine sayısal çoğunluğu elde etmek için DEM ile CHP ve AKP listelerinden meclise sokulan GELECEK, DEVA ve YRP milletvekilleriyle birlikte 400 vekile ulaşmaktır. Bunun gerçekleşmesi halinde, ulus devlet ve üniter yapımızı bozacak nitelikte anayasa değişikliğini takiben, Erdoğan’ın koltuğu koruma altına alınacaktır.Şimdi söyleyin tüm bunlar, bu yapılanlar kimin hayrına? 

19.Mayıs.2025
Selam ve saygılarımla
Cezmi Orkun

NOT: AKP ve koşulsuz destekçilerine rağmen “Atatürk’ün gençlere olan güveni, bizlere ilham
veriyor. 19 Mayıs günü yakılan bağımsızlık meşalesini gururla taşıyan gençlerle aydınlık geleceğe”
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN SEVGİLİ GENÇLER.

Devamını Oku

MÜSAADE ETMEYECEĞİZ

MÜSAADE ETMEYECEĞİZ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli okurlar, komşu ülkelerde ve ülkemizde başta ABD ve AB olmak üzere emperyal güçler ve yerli iş birlikçileri, BOP projesini  tıkır tıkır işleterek hedefe doğru ilerliyorlar. ABD; BOP projesi gereği bölgede büyük Kürdistan adıyla bir Kürt devleti kurarak bölgedeki su, petrol ve madenleri kendi denetim ve kontrolüne almak hedefi doğrultusunda sırasıyla Irak, Suriye, İran ve Türkiye’yi bölerek küçülen devletler haline getirmek istemektedir. Ne yazık ki ülkemiz yönetimi de küresel güçlerin bu hedefine çanak tutmaktadır. Baştan söyleyebilirim ki en önemli hedefleri enerji kaynaklarının sahibi olmak, gelecekte BÜYÜK KÜRDİSTAN oluşumu ile yeni İsrail devletini bu coğrafyada tesis etmektir. Türkiye günümüz siyasi iktidarı bu konuda tamamen esir alınmıştır. Adım adım küresel güçlerin taleplerini hayata geçirmek için uğraş vermektedir. 

BOP kronolojisine baktığımızda, BOP Projesinin uygulayıcıları ve iş birlikçileri;

  • Birinci aşamada, Irak’ın kuzeyinde Kuzey Irak Kürtleri ve Güneydoğu Anadolu da yaşayan Kürt vatandaşlarımız üzerinde uygulayarak Barzani Kürdistanı kurulmuştur. 
  • İkinci aşamada, Suriye’nin kuzeyinde “Kuzey Irak Kürtleri + PKK + Suriye Kürtler(PYD,YPG) + İran Kürtleri” üzerinden Suriye Kürdistanı kurulmuştur. 
  • Üçüncü aşamada ise, Türkiye’deki Kürt vatandaşlarımız üzerinden ulus devlet ve üniter yapıyı bozarak, doğu ve güneydoğu bölgesi üzerinde federatif bir yapı oluşturma planları uygulamaya alınmıştır. 
  • Daha sonra İran Kürtlerini de bu üç aşamada oluşturulan yapıya eklemlemek ve büyük Kürdistanı kurmayı başarmaktır. Özetle, dördüncü aşamada, Emperyal güçlerin hedefi  Türkiye ve İRAN olacak, Irak ve Suriye’de yaşananlar burada da tekrar edilecektir. 

Yani; ülke insanları Aynı kaynaklardan temin edilen silahlarla birbirlerine kırdırılmakta, Siyasi cephe oluşumu körüklenmekte ve Sonuçta askeri ve/veya sivil kalkışmalarla emperyal güçler tek mermi atmadan o ülkenin geleceğini tanzim etmektedir. Örneğin;

Suriye’nin ele geçirilmesi aşamasında; ABD ve güdümündeki ülkeler, Kürtleri  PKK’dan ayırıp tasfiye ederek bölgede şu anda eğittiği askerlerden oluşacak bir Kürt ordusu kurmak (yaklaşık 90 bin) için Arapları finanse ederek  bölgede Türkiye’ye karşı bir Arap-Kürt NATO’su kurma planını açıkça yürütmektedir. Suriye sınırında konumlanan YPG-PYD oluşumu bu planın parçası olup kuruluşu gerçekleşmiş durumdadır.

Bu sürecin işlemesinde, AKP yöneticileri vebal altındadır. Neden mi? bunlar, bugüne kadar, Kürt vatandaşlarımızın bölgedeki sorunlarına sahip çıkma ve onları anlama yerine; Küresel güçlerin  uyguladıkları stratejiye teslim olmuşlardır. Sonuçta AKP; ülkemizi Emperyalizmin kucağına atmıştır. Özetle; Türkiye’nin Ortadoğu planlarına  nereden bakarsanız bakın; Ülkemiz AKP iktidarının, PKK ve yıllarca birlikte hareket ettikleri darbeciler (FETÖ)  ve özellikle bu örgütlerle  kol kola olan  küresel güçlerle uğraşması yerine bu güçlerin esiri olmuştur. 

DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak günümüz iktidarını, Türkiye’yi sadece taşeron olarak gören ABD, kendisine hep kuşku, kararsız ve tereddütle yaklaşan  AB, Rusya Federasyonu ve ilişkide olduğu diğer ülkelere eşit mesafede durması; Akılcı, kararlı, ülke menfaatleri eksenli ve uyum içerikli siyaset uygulamasına noktasında uyarıyoruz. Bu uyarımızın dikkate alınması halinde bulunduğumuz bölgede yerinden hiçbir biçimde kımıldatılamayacak, güçlü bir ülke oluruz. Antiemperyalizm ve bağımsızlığın  bizim karakterimiz olduğu asla unutulmamalıdır.

Bu çerçevede AKP iktidarının ülkemizi soktuğu bu açmazdan çıkmasının yolu ancak ve ancak Cumhuriyetin kurucu değerlerine dönülmesi ile mümkün olacaktır. Etnik kökeni ne olursa olsun milletimizin bilmesi gereken en önemli husus “Temel haklar ve özgürlükler, Liberal ekonomi, barış ve demokrasi gibi söylemler egemenlerin sizlere karşı sürekli olarak kullandığı yalan ve boş laflardır. Esas olan emperyalizm ve ulaşmaya çalıştıkları hedefleridir.” Emperyaller ve yerli iş birliklerince korunup kollandığı bilinen bu PKK terör örgütünden medet uman yöneticilere yazıklar olsun. Bu nedenledir ki, Türkiye’nin tapusu LOZAN ve Cumhuriyetin 1924 kuruluş Anayasası üzerinden soykırım yapan ülke olduğu gibi saçma bir iddiayı şart olarak koşabiliyor. Yazıklar olsun. Başka ne denir ki…!

DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak, aziz milletimize sesleniyoruz. “PKK feshedildi” ülkeye barış gelecek diye halay çekenler sizlere yalan söylüyorlar. ABD öncülüğünde ulus devlet, üniter yapımızın feshedilmesi amacıyla ülkemiz üzerinde büyük bir oyun oynanmaktadır! Sizler bu oyunun figüranı olmayın. Çünkü; PKK terör örgütü, KCK terör yapılanması altında olan PYD, YPG, SDG, PJAK, PÇDK… gibi terör örgütlerinden biridir. Bunların tamamı PKK eksenlidir. 

Bizler, Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü derinden sarsacak ki, tapumuz LOZAN ve kurucu Anayasamızı kabul etmeyen ve soykırım yapıldığı iftirasıyla toplumu meşgul etmek suretiyle BOP projesinin tıkır tıkır ilerlemesi amaçlanmıştır. Milletimizle birlikte bu duruma asla müsaade etmeyeceğiz.

15.Mayıs.2025                                                 

Selam ve saygılarımla      

Cezmi Orkun

Devamını Oku

EMPERYAL GÜÇLERE UŞAKLIK…

EMPERYAL GÜÇLERE UŞAKLIK…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli okurlar, 2025 yılı itibarıyla iktidar ve koşulsuz destekçileri el ve fikir birliğiyle emperyal güçlerin talepleri doğrultusunda attıkları adımlar adeta yangından mal kaçırır nitelikte devam ediyor. Birkaç ay önce DEM kapatılsın diyen Bahçeli ne oldu da bugün bebek katili APO gelsin mecliste konuşsun, umut hakkından yararlansın diyor. Erdoğan ise bu çağrıya sessiz kalarak destekçisi olduğunu gösteriyor. 

AKP Genel Başkanı Erdoğan, “Anneyle Güçlü Aile, Aileyle Güçlü Türkiye” Programında Türkiye’yi “PKK ve  terör belasından” kurtarmakta kararlı olduklarını belirterek  “terörsüz Türkiye yolunda kararlılıkla ilerliyoruz. Her an müjdeleri alabilirsiniz ve alacaksınız” ifadesiyle sessizliğini bozdu. Ayrıca, “Ülkemizin tökezlemesini bekleyenlere fırsat tanımayacağız.” diyen Erdoğan, “Bölgemizi kana, kaosa, gözyaşına ve istikrarsızlığa boğmaya çalışanların oyunlarına gelmeyeceğiz.” diye konuştu. Doğru değil ama diyelim ki doğru bu durumda çiftçilerin, emekçi ve emeklilerin, işsizlerin, esnaf ve sanatkarların, sanayicilerin ve kadınların katledilmesi terörüne karşı ne yaptınız demezler mi? gerçi bir şey yapılmadığı da ortada. Özetle; toplumun yüzde 95’inin, yüzde 5 gibi bir azınlığa çalıştığı adaletsiz gelir dağılımı terörü altında inlemeye devam ediyor. Bu nedenle, terörsüz Türkiye ancak AKP ve koşulsuz destekçilerinin yönetimden çekilmesiyle gerçekleşecektir. Bugün anlatılanlar tamamen emperyal güçlerin oyunlarında yer alan figüranların iktidarda kalma mücadelesinden başka bir şey değildir.

Diğer taraftan doğu ve güneydoğu illerinde PKK’nın siyasi kanadı DEM partisisin seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıp yerine kayyum atayacaksın, muhalif partilerin genel başkanlarını tutuklayacaksın sonra da barış ve huzurdan bahsedeceksin. Sorarım size, barışı milletin iradesine ipotek koyarak mı sağlayacaksınız? Sözde olmayan Kürt sorununu öne süren iktidar ve CHP söylemlerine bakıldığında bir üst aklın devrede olduğu görülecektir.

Değerli okurlar, DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak bizler ülkemizde Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Ermeni, Yahudi vs. gibi etnik sorunların olmadığını, asıl sorunun sosyal, siyasal ve ekonomik çöküşü sağlayan ve milletin tamamını etkileyen olumsuzluklara sebep olan AKP ve MHP yönetim anlayışıdır. Çünkü; Osmanlı imparatorluğunun son döneminde bir grubun kurtuluşu İngiltere sömürgesi altına girmeyi, bir başka grubun da ABD sömürgeliğini önermesi anlayışı ile günümüz iktidarı ve koşulsuz destekçilerinin de aynı noktada olduğunu görüyoruz. tek gerçek, farklı ideolojilere sahip bu partiler, emperyal güçlerin talepleri olan ülkemizin üniter yapısının bozulması ve federatif yapının gerçekleşmesi için katkı sunduklarıdır.

Eğer Kürt sorununu çözeceğiz deniyorsa PKK ve kurucusu bebek katili APO’nun  şartlarını açıklayın. Sonrada milletimize sorun. Yani, referanduma gidin bakalım millet ne düşünüyor görelim. Ben yaparım olur derseniz işte o zaman terör belası altında yok olursunuz. Çünkü, milletimiz terörün bitmesi, barışın gelmesi için atılan ve atılacak samimi, kandırmaya, aldatmaya ve pazarlığa yönelik olmayan her adımı destekler. Aksi ters teper. Asıl meselenin ‘Terörsüz Türkiye’’ inşa etmek değil, emperyalizme kulluk ve köleliğe devam etmektir. Bizler vatanımızın bir ve bütünlüğünü, üniter devlet yapısının korunmasını savunmaya devam edeceğiz. 

Tek adamın iki dudağının arasından çıkan sözlere Türkiye teslim edilmiştir. Öyle ya; bu terör örgütünden gelen mesajlar ekseninde kararlar alınacaksa TBMM noter mi olacak? Toplumsal mutabakat nasıl sağlanacak bilen anlatsın bizler de öğrenelim. Bulanık suda balık avlamak bizim işimiz değil. Eğer üniter devlet yapısından vazgeçilmesini temin edecek bir anayasa değişikliği, bebek katili APO’ya ve içerideki teröristlere özgürlük sözü verildiyse şehit anaları, eşleri ve çocukları ile gazilerimizin yaraları kanamayacak mı? Öyle ya yapılan pazarlıklar sonucu ne sözler verildiği meçhul. Yine oldu bitti’ye getirme çabası olduğu görülüyor. Buna sebep olanları bu millet affetmeyecektir. Bunlar tarihin sayfalarında kara bir leke olarak yer alacaklardır.

Değerli okurlar, DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak bizler, koltuklarını korumak ve kalıcılığını sağlamak adına Kürt meselesi üzerinden siyasi RANT elde etmek isteyen bu anlayışı tümüyle reddediyoruz. Çünkü; PKK bir terör örgütü, DEM bunların siyasi uzantısı olup kesinlikle Kürt kardeşlerimizi temsil edemezler. Dili, dini ve etnisitesi ne olursa olsun milletimiz etle-tırnak gibi bir ve bütündür ve asla emperyal güçlere uşaklık edenlere kanmayacaktır. Ne o yoksa, vatanı için canını vermekten imtina etmeyenleri içeri atmak için PKK militanlarının af ile çıkarılması mı sağlanacak? Olmaz olmaz demeyin bu anlayış bebek katili APO’yu meclise sokmaya da çalışır…!     

13.Mayıs.2025

Selam ve saygılarımla      

Cezmi Orkun

Devamını Oku

KARA BULUTLAR TEPEMİZDE…

KARA BULUTLAR TEPEMİZDE…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İnsanlık tarihine bakıldığında sosyal çevrenin ve tabiat şartlarının toplumların yaşamlarında, inanışlarında ve kültürel değerlerinde son derece etkili olduğu bilinmektedir. Özellikle ülkemizin yer aldığı bu coğrafyada olup biten sel, heyelan ve deprem gibi tabiat olayları vatandaşların sosyal, siyasal ve ekonomik davranışlarına yani, yaşam tarzlarına yön vermede önemli bir etmendir. Ülkemizi 23 yıldır yönettiğini zanneden AKP iktidarı ve koşulsuz destekçileri, tepemizden bir türlü kalkmayan kara bulutlara sebep olmuştur. Öyle ki, sosyal yapılar üzerinde, esnaflarımız, emekçilerimiz ve emeklilerimizi kalkmamak üzere kaplamış kara bulutlar.  Piyasalar kara bulutların etkisinden kurtulamıyor, ülke ekonomisi ve halkın yaşam standartları tümüyle kara bulutların etkisinde. Ülkemiz yönetiminin oluşturduğu kara bulutların dış ülkelerce görülmesi ülke içerisindeki olumsuzlukları kat be kat arttırmaktadır. 

Tek kelimeyle  vatanımızın üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Bu bulutlar gök gürültüsünü takiben sebep olduğu şimşekler (AKP iktidar yönetimi) paratoner konumundaki kişiyi (muhalif) çarpıyor, ardından yağmurların oluşturduğu sel (sözde adaletin savunucusu Adalet Bakanlığı) alıp sözde adalet çukuruna (hapishane) atıyor. Tepemizde kara bulutların dolaşması gökyüzünün maviliğini ortadan kaldırmaz elbette. Her ne kadar bu bulutların şimşeklerini paratoner gibi vatandaşlar üzerine çekmekte ise de bu kara bulutlar elbet dağılır. Baki olan ise gökyüzüdür. Kara bulutları dertlerimiz, mavi gökyüzünü ise güzel günler olarak görmemiz ve umutlarımızı korumamız önem arz etmektedir.

Miranda Darling’e göre; Kara Bulutlarda kontrolün, sessiz tahakkümün ve bastırılmış duyguların gün yüzüne çıktığı tek bir günü anlatıyor. Psikolojik şiddetin görünmez yüzünü, günlük hayatın içinden, direkt ve etkileyici bir dille ortaya koyuyor. Bir kişinin bir günde değişebileceğini düşünemezsiniz. Ta ki, her şey değişene dek. Böyle olunca;

Temiz para yani, yatırım parası ülkeden kaçıyor ve yenisi de artık asla gelmiyor, gelen para ise kara para. Özetle; Kirli paranın temiz parayı kovduğu bir Türkiye… Sorarım sizlere, birilerinin yere göğe sığdıramadığı dünya lideri nerede? ülkeyi her alanda batırana dünya lideri diyeceksiniz öyle mi? hadi oradan be… “Bir devleti batırana değil, batan bir devleti yeniden vatan yapana” dünya lideri dendiğini hatırlatırım. Var mı böyle bir lider? Elbette her Türk vatandaşının gönlünde yaşayan ve yaşamaya devam edecek olan M. Kemal Atatürk.

Değerli okurlar, DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak tepemizdeki bu karabulutların temelini; “emeksiz zenginlik, niteliksiz eğitim, ahlaksız ticaret, ilkesiz siyaset, liyakatin yerini sadakate bırakması, siyasetlerine alet ettikleri gösterişe dayalı ibadet, adaletsiz ADALET, bilim yuvaları yerine tarikat ve cemaat yapıları ile iş birliği, vicdan dışı uygulamalar ve merkezine PARA olan yönetimin varlığı” gibi hususlardan oluştuğu gerçeğinden hareketle, yetki alması halinde, bu bulutların, sebep olanların tepesinde yer almasına öncülük edecektir.      

9.Mayıs.2025

Selam ve saygılarımla      

Cezmi Orkun

Devamını Oku

SIRA DA MANSUR YAVAŞ MI VAR?

SIRA DA MANSUR YAVAŞ MI VAR?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli okurlar, rakipleri bırakın düşmanla dahi girilen savaş mertlikle olmalı ki, atalarımız bu anlayışın temsilcileri olarak tarihteki yerlerini almışlardır. AKP iktidarı öncesi ülkeyi yönetenler birbirlerini eleştirirken dahi saygı ve nezaket kuralları çerçevesinde davranış sergilemişlerdir. Asla insanlık dışı bir davranışa müsaade dahi edilmemiştir. Örneğin, Çanakkale (Gelibolu) savaşında ölen düşman askerleri için, “Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız diyen Atatürk’ün , Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde Esir Alınan Yunan Komutan Nikolaos Trikupis’ede, “Üzülmeyin general, siz görevinizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte mağlup olmak da vardır. Napolyon da vaktiyle esir olmuştu. Size karşı büyük hürmet besliyoruz. Burada misafirimizsiniz. Buyurun istirahat edin, yakında her şey düzelecektir…” diyerek onore etmiştir. 

Günümüz iktidarının söylem ve eylemlerine baktığımızda bu ülkenin vatandaşı olmaktan insan utanır oldu. Tek adam rejiminin gücünü kullanarak muhalif siyasileri, gazeteci ve öğrencileri etkisiz hale getirmeyi marifet sayan bu anlayışın temsilcisi Erdoğan, Meclis’teki grup toplantısında “Bakalım Cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP’li siyaset yolunda telef olup gidecek?” diyerek adeta önümüzdeki günlerde olacakları itiraf ediyor. 

Nedir olacak olan? CHP genel Başkanı Özgür Özel’in “İmamoğlu olmazsa, Mansur Yavaş var. Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı olur, sistemi değiştirir İmamoğlu Başbakan olur” gibi ve benzeri tutarsız söylemleri, bana göre; Erdoğan için rakip adayın Özgür Özel olması için İmamoğlu’na yapılanların şimdi de Mansur Yavaş’a yapılmasının taşlarının döşendiğini gösteriyor. Bu oyunları oynayan aktörlere “sizlerin bir hesabı varsa, yüce Allah’ın da bir hesabı” olduğunu hatırlatmak isterim.

Değerli okurlar, iktidarları boyunca aşağılayıcı ifadelerle, hoş olmayan ve nezaket kurallarını çiğneyerek siyasileri telef ettiğinden bahseden Erdoğan’a kimleri “telef!” ettiğini bir kez daha hatırlatmak gerekirse, AKP İktidarları; asgari ücretle çalışanları, emeklileri, umutlarını yitiren ve geleceklerini ülke dışında arayan gençlerimizi, işsizlik nedeniyle ümitleri tüketilen çaresizler topluluğunu, üretim maliyetleri altında ezilen ve üretimden vazgeçen çiftçilerimizi, hayvanlarını kesime vermek zorunda bırakılan besicilerimizi “telef!” etmiştir. Saray ve eşrafı dışında neredeyse milletin tamamı günümüz iktidarınca “telef!” edilmiştir. 

Nasıl mı? resmi rakamlara göre Açlık sınırı 24 bin liranın üzerinde, yoksulluk sınırı ise 78 bin lira. Eyy İktidar ve koşulsuz destekçileri bir kez olsun doğruyu söyleyin Allah aşkına, “telef!” olan kim? Tüm bunlar halının altına süpürülecek ama rakibi kendisinin belirleyeceği bir CHP’li olsun diye güçlü adaylar Erdoğan’ın deyimiyle TELEF edilecek. O zaman ben de soruyorum “SIRADA MANSUR YAVAŞ MI VAR?”

3.Mayıs.2025

Selam ve saygılarımla      

Cezmi Orkun

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.