05 Mayıs 2024 Pazar
Bugün için Konya ovasının yeraltı suları genelde çekilmiş vaziyettedir. Bunun sebepleri için yanlış sulama iklimlerin değişmesi vs. vs. epey şey diyebiliriz. Saya saya bitmez. Durum böyle olunca da çiftçilerimiz bireysel olarak daha derine sondaj vurdurup kuyudan su çıkartmaya uğraşıyorlar o da çıkarsa tabi. Yani bir yığın maliyet ve bireysel uğraşlar… Apartman boyu 5/10 metrelik obrukları yazmıyorum bile…
Bu arada farkında iseniz; Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri çoktan deniz suyundan tatlı su elde etmeye başladılar üstelik bunun için gerekli olan enerjiyi, saydığım ülkelerin hepsi de petrol zengini olmalarına rağmen güneş enerjisinden elde ediyorlar yani yenilenebilir doğaya zararsız enerji kullanıyorlar.
Öte yandan Singapur tropikal iklimde bir ülke olarak bol yağış alıyor ve bu yağmur suları bizdeki gibi denize gitmiyor sellere neden olmuyor doğal olarak peki ne yapıyorlar diyeceksiniz Yağmur suları için drenaj kurulmuş ve denizin içinde 1 milyon m3’lük bir balonda bu su toplanıyor arıtılıp içindeki maddeler geri dönüşüme gönderilip dezenfektasyonu sağlandıktan sonra bu su kullanma suyu ve park bahçe sulama için kullanılıyor.
Ortaokul ve lise yıllarımda Coğrafya derslerimizde İç Anadolu’nun dip sularının çekildiğini özellikle Konya ovası ve doğusunun çölleşmeye başladığını ve bugünler için de Ortadoğu’da Su savaşlarının başlayacağı anlatıldı durdu. O yıllarda yani 40/50 yıl önce ben de herkes gibi Dicle ve Fırat’tan suyun İç Anadolu’ya taşınması gerektiğini düşünmüş idim. Hoş bugün DSİ halen bu nokta da oda ayrı bir konu.
Koskoca Konya ovasını bir ucu Eskişehir’e bir ucu Erzincan’a kadar olan alan için özellikle Konya için biz ne yapabiliriz sorusunun cevabı var ve çılgın bir proje değil çılgın projelerle işimiz yok akıl mantık ve bilimle olayın çözümleri var. İlk akla gelen Fırat ve Dicle nehirlerinden bir kolun bu ovaya pompalar ve borularla getirilmesidir olabilir de o su yetmez ve komşularla ilişkilerimiz iyice karışır.
Yapılması gereken Karadeniz’in suyu kuzeyden nehirlerle beslendiği için doğası gereği tatlı suya çok yakındır. Ya Rusya ve Ukrayna ile anlaşıp onların nehirlerinin hatta Azak denizinden su tankerleri ile Samsun veya uygun bir limana çekilerek burada yapılacak bir depo ile İç Anadolu’ya kadar uzanan bir boru hattı ile suyu taşıyıp bölgeye yeniden dip suyunu verebilmektir. Bu pahalı bir yöntemdir ve Devletler arası anlaşmalara ihtiyaç duyar.
Peki nasıl yapalım diyeceksiniz ya da dediğinizi duyar gibiyim? Karadeniz’e akan nehirlerimizin ağızlarında deniz suyu tatlı suya çok çok yakındır ilk başta bu suların taşınması basit bir çözümdür. Gerekiyor ise bu suyu uygun bir alanda yine güneş enerjisi kullanarak arındırdıktan sonra da İç Anadolu’da uygun yerlerde toprağa verebiliriz.
Devamında ise yapılması gereken Karadeniz’e akan çay dere ırmak sularımızın balonlara akması sağlanarak bu suyun da İç Anadolu’ya uygun boru pompalama depolama hatları ile taşınması ile İç Anadolu yeniden çağlar öncesinde olduğu gibi yemyeşil yapılabilir sulak tarım tekrardan geçilebilir ve daha verimli bir hale getirebiliriz.
Aynı şekilde İskenderun ve Mersin Adana bölgelerinden denize boşu boşuna akan nehirlerin ağızlarından bu sular toplanarak ve hatta yine bu bölgelerde güneş enerjisi ile arıtılarak enerjisi de doğaya zarar vermeyen yenilenebilir enerji ile bedavaya yakına getirilerek hem güneş enerjisi teknolojisinde ilerlememiz sağlanır hem de ileri de ihtiyaç duyacağımız tatlı su kaynakları için temel çözümü sağlamış oluruz.
Tabi bu işin fizibilitesinin yapılması maliyet hesaplarının yapılması gerekir ki konunun uzmanlarınca çok basit hesaplamalar ile yapılır ve coğrafi, fiziki yapıya uygun yerlerden su depolama arıtma ve boru hatları kurulabilir.
Yazımı bitirir iken tekrar ediyorum bizim çılgın projelere değil akla mantığa bilime uygun çağdaş projeleri hayata geçirmeye ihtiyacımız var.