16 Kasım 2024 Cumartesi
1 – Ukrayna Kiev’li SVETA ile sekiz yıl evli kaldım.. Kızım İnci’nin annesi… Hikaye uzun ama kısaca olmadı bir türlü diyelim, ayrıldık medeni bir şekilde…
2 – Sonra internette Alina ile tanıştım… Sevastopol, Ukrayna’ lı, İki ay falan yazıştık… Ben onu beğendim, o bana güvendi… Gelsene dedim, beraber tatil yapalım…
Geldi… Foça’ya gitmek için onu Adnan Menderes ‘te karşıladım…
Otele vardık… Kayıt yaptırıyoruz resepsiyonda… İsmini gördüm pasaportunda : SVETA
Sordum bu ne!!!
—– Alina internet isim dedi , gerçek Sveta..
Bir yıl beraber yaşadık… Hep Aliş dedim ona.. Sonra evlenmek istedi… KAÇTIM..
Biraz zaman geçti, iş için Sevastopol’a gittim… Helallik dilemek için aradım buldum onu..
—–Senden sonra o kadar kötü günler yaşadım ki dedi, ben seni affetsem, o zaman yanımda olan ANNEM yaşadıkça seni affetmez…
3 – Yine internet falan… Macerada seviyorum, Ukranya’da küçücük bir kasabadayım Komsomolsk isminde… Yeni kahramanımın ismi ne!!! Hadi yaaaa diyeceksiniz : SVETA…. Vallahi doğru)))
İki yıl sürdü aşk meşk işleri… Tanıştığımızda şımarık paralı bir ukalaydım… İflas ettim… Ofisi, cebimde sadece demir liralar kalmışken kapattım… telaffuz etmekten korktuğum bir borç sırtımda.. Şaşaalı günler bitti…
O ise, eşyasını topladı Kartal’daki evimizden, çekti gitti çulsuzdan…
Son koca 15 yılda üç Ukranya’lı hanımefendi vardı hayatımda ve bizim Ayşe, Fatma benzeri hepsi SVETA
Annemle muhabbet ediyoruz…
— Oğlum Ukranya’lı kadınları çokmu beğeniyorsun?
Heşeyimi bilen anacağıma diyorum ki
— Evet be Annem
— Tamam karşı değilim Ukranya’lı kızlara, bulursan yakışanı, hoşgeldi ailemize… Ama senden bir ricam var..
— başım üstüne anam
— artık hiç bir SVETA olmayacak hayatında..
—- Söz SANA )))
Bu konuşmadan birkaç ay sonra.. Odessa’da, 80’ler, 90’lar çalan bir pub’ın barında, sakin bir akşam, taburede votka, meyvadayım…
Sol tarafıma bir afet geldi ki sormayın gitsin… Sarı saçları kahküllü ve omuzlarda dans ediyor, gözlerine mavi demek günah, bildiğin lacivert bakıyor… O’da benim gibi tek başına.
Üç beş dakika sonra hafifçe döndüm ona
—- privet ( merhaba) dedim
Küçük bir tebessüm ile
—- privet, dedi Martini Rosso kadehini hafifçe bana doğru kaldırırken
Offffffff, bildiğin kaleciyide geçmiş, boş kaleye topu süren santrofor kıvamındayım.
—- Kak tybe zavut ( ismin ne) dedim muhabbet yürüsün diye…
Lacivert gözlerinden ılık kıvılcımlar saçarken
—- S V E T A deyiverdi ya laaaa ((((
Anacığımın ricası aklımda, taburedeki popomu soldan sağa kafamla beraber çeviriverdim mağrur)))
— elveda bütün Sveta ‘ lar)))
Time for Olha’s
ANNEM ANNEM SENİ ÇOK SEVİYORUM
ERHAN ŞENGÜL
10. 05. 2020
Hint Okyanusu