16 Kasım 2024 Cumartesi
Kaptanlığımın ilk yıllarındayım…
O ise, gemi adamı ehliyetini henüz almış, ilk ekmek teknesi olarak N. Vira gemisine geldi telsiz zabiti göreviyle…
Özgür’cük 20 yaşında ya var, ya yok…
Seferimiz, İstanbul’dan hareketle Nikolaev, Ukrayna… Ayçekirdeği yükleyeceğiz… İşin güzel tarafı, kış aylarındayız ve kar yağışı yoğun olduğundan en az beş gün kalırız limanda…
Özgürcüğüm, ilk kez yurt dışına çıktığından ve mesleğe yeni başlama heyecanı ile içi içine sığmıyor.
Eksi onbeş derece ve aralıklı kar yağışı eşliğinde yükümüzü aldık ve İtalya’ya doğru yola çıktık…
Özgür bir mutlu, bir mutlu anlatamam,
Ukrayna limanındaki günlerde aşık olmuş bizim delikanlı. Kızın ismi İrina’ymış, sarışınmış, o kızda bizim oğlanı seviyormuş …
Cafe’de tanışmışlar, ilk görüşte yıldırım aşkına tutulmuşlar, elele saatler, gözgöze bakışmalar, fısıldanan sevgi sözcükleri… Bildiğin gençler sevdaya düşmüşler…
Aslında, geceleri gemiye dönmeyen, İrina’nın evinde kalan Özgür için daha limandayken kulağıma birşeyler gelmişti…
Ama yola çıkınca, bülbül gibi şakımaya başladı, Özgür ve gemideki HERKESE safça duygularını anlattı …
Liman aşklarını iyi bilirim. Hareket ettikten bir kaç hafta sonra izi kalmaz…
Ama bizimkinin durumu tam aksi ; aradan belki iki ay geçti fakat Özgür hergün, İrina’yı içinde çoğaltıyor…
Sadece gemideki personel ile paylaşmıyor hislerini… Bu telsiz zabitlerinin ortak buluşma frekansı 4672 üzerinden başka gemilerde çalışan meslektaşları ile sohbet ediyor ve sıkı dostlarına da anlatıyor Nikolaev’li İrina’yı…
Yine birgün biz Akdeniz’de seyir halindeyiz, aradan geçmiş dört ay…
Aaaaaa bir baktım, bizim Özgür’cüğün ağlamaktan şişmiş gözlerini gördüm bir sabah
—– Olm ne oldu sana!!!!
—– Sormayın Süvari Bey…
—– Sorma olur mu…. Bizim neşeli Özgür perişan ise sormakta benim hakkım…
Gözlerini yere dikti ve konuşmaya başladı ve tahmin ettiğim gibi konu İrina ile alakalı…
—— Dün gece bizim 4672 frekanstan kurstan yakın arkadaşım Özcan ile konuştum Süvari Bey ; ona Nikolaev ‘i, orada geçen beş günü, sarışın sevgilim İrina’ yı, onu nasıl sevdiğimi ve onunda beni nasıl sevdiğini anlattım…
Özcan, biliyorum İrina’nın seni çok sevdiğini dedi, bende kimden duydun dedim?
Özcan dedi ki ; Özgür kimseden duymadım , senin fotoğrafının halen salondaki aynanın köşesinde durduğunu kendim gördüm
Erhan Şengül