DOLAR 34,5620 0.23%
EURO 36,0631 -0.48%
ALTIN 3.007,651,55
BITCOIN 34085150,61%
İstanbul
13°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Cezmi Orkun

Cezmi Orkun

21 Kasım 2024 Perşembe

MİLLET FAY HATTI ÜZERİNDE

MİLLET FAY HATTI ÜZERİNDE
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli vatandaşlar, kullandığım başlık; ülkemizde her alanda bir darbe niteliğindeki olayların sorumlusu olan AKP yönetiminin halkımız üzerinde adeta bir fay hattının kırılmasının yarattığı yıkımlar benzeri bir deprem etkisine sebep olduğunu anlatma amacını taşımaktadır. Şimdi gelelim ne demek istediğime. AKP Genel Başkanı Erdoğan Sivil Anayasa Güçlü Türkiye sempozyumunda yaptığı konuşmada, “Türk siyasi tarihinin en fazla darbe girişimine maruz kalan hükümetiyiz. Anadolu ihtilalini içlerine sindiremeyenler milli iradeyi gasp etmek için 22 yıl boyunca her yolu denediler” dedi. Gören gözler açısından doğru olabilir ancak;  halkımıza 22 yıldır yapılanları düşününce aslında darbelerin merkezinde Türk milletinin olduğunu bakan gözlere, görmeleri temennisiyle bazı örneklerle açmaya çalışacağım.

Erdoğan konuşmasında darbe dediği; 17-25 Aralık girişimiyle seçilmiş iktidarın al aşağı edilmesinin istendiğini belirtiyor. Oysa, 4 bakan ve çocuklarının rüşvet ilişkileri afişe edilmiş ancak el konulan rüşvet paraları olayın müsebbiplerine faizi ile birlikte iade edilerek olayın üstü kapatılmıştır.

Hendek ve çukur terörü ile şehirlerimizin huzurunu bozmaya teşebbüs edildiğini belirtiyor. Oysa, bu olaylar çözüm süreci adıyla terör örgütüne verilen tavizler ve göz yumma sonucudur. Bu olay yöre insanına yapılan bir darbedir.

15.Temmuz darbe teşebbüsüyle doğrudan şahsımız, ailemiz, ve TBMM’nin hedef alındığını söyledi. Oysa, 17.Temmuz girişimi, AKP yönetiminin FETÖ elemanlarına tanıdığı ayrıcalığın sonucudur. Sonuçta yüzlerce vatandaşımızın ölümü binlerce vatandaşımızın yaralanması nedeniyle millete yapılan bir darbedir. Bu olaylar tüm çıplaklığı ile ortada iken, belli bir zümrenin kendilerine karşı yaptığı karşı çıkışları darbe olarak gündeme getiren AKP Genel Başkanı milletimize yaptığı darbe niteliğinde sayısız  uygulamaları söylemiyor. Bunları da biz söyleyelim.

  • Anayasamızı tanımaması anayasaya yapılan bir darbedir,
  • Suriye Sığınmacıların ülkemizde kalıcılığının sağlanması demografik yapımıza yapılan bir darbedir, 
  • Partilerin kapatılması, siyasilerin tutuklu yargılanması, yasamanın yetkisiz bırakılması, düşüncenin suç sayılması, gösteri ve yürüyüşlerin yasaklanması darbe değil mi?
  • Emeklilerimizin rahat ve huzurunu sağlayacak ücretten mahrum edilmesi yaşama müdahale darbesidir,
  • Eğitimde yeni müfredat başta olmak üzere yapılanlar kurucu değerlere yapılan bir darbedir,
  • Yeraltı madenlerimizin ham madde olarak satılması yerli ve milli anlayışa yapılan bir darbedir.

Ayrıca; yazılarını zevkle okuduğum yeniçağın korkusuz yazarı yazılarının birinde belirttiği, Erdoğan’ın anayasal rejimi ortadan kaldıran kalkışma değil resmen yaşattığı darbelerin listesine katıldığımı belirterek aktarıyorum.

  • YSK ile 2002 seçim darbesi,
  • YSK ile Siirt seçim darbesi,
  • 2010 FETO ile yargı darbesi,
  • 15.Temmuz Hain darbesi,
  • AKP ve MHP’nin parlamenter rejimi yıkma darbesi
  • YSK ile geçersiz oyların geçerli sayıldığı 16.Nisan referandum darbesi
  • YSK ile 14-28 Mayıs.2023’te anayasanın 101. Maddesini ilga eden cumhurbaşkanlığı seçim darbesi

Nasıl ama, asıl darbe AKP iktidarının uygulamalarıyla sosyal, siyasal ve ekonomik alanlardan olumsuz olarak etkilenen Türk milletine yapılan bir kısmını yukarıda aktardığım sayısız darbelerdir. Sıkıştıklarında iktidarlarını devam ettirmek adına AKP ve koşulsuz destekçileri din ve milli duygular üzerinden halkımızı sömürmektedir. Kullanılan malzeme ise gerçeklerin gizlenerek yalan ve algıya dayalı söylemlerdir. Oysa kutsal dinimiz özetle; “Doğru söylemek, doğru sözlü olmak çok büyük bir erdemdir. İnsanlarımız ve dolayısıyla  toplumumuzun başarıya ulaşması ahlaksızlığın gıdası yalanların ortadan kalkmasına bağlıdır. Medya mensuplarının da toplumun bu başarısına katkısı Yalanlardan arındırılmış haberleri esas almalarındadır. Günümüzde olduğu gibi yanlı haberlerin topluma fayda değil zarar verdiği unutulmamalıdır.” demektedir. 

DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak iktidar ve muhalefet partilerine karşı yaptığımız tüm eleştiri ve önerilerimiz fay hattı üzerine konumlandırılan milletimizi tüm bu siyasi yelpaze ve olası tehlikelerden arındırarak, rahat ve huzurlu bir yaşam sürecekleri bir alana taşımak ve siyasetin merkezinde yer almasını sağlayacak uygulamaların öncüsü olmaktır. 1.Haziran.2024

Selam ve Saygılarımla                

Cezmi Orkun