AKP iktidarı, güncel hayatın bir parçası haline getirdiği iğneden ipliğe zam yapmak suretiyle sebep olduğu ekonomik çöküşü önlemek adına başarısızlıklarının faturasını vatandaşa yüklerken kendileri lüks, şatafat ve israftan asla vaz geçmiyor. Öyle ya itibardan tasarruf olmaz! AKP yönetimi halkı soymaya ve acımasızca dövmeye devam ediyor. Soyulan soğan değil DEVLET, dövülen düşman değil MİLLET. Bataktaki ekonominin tüm yükünü vatandaşın sırtına yıkan saray ve eşrafına göre ise bu zamlardan ortadoğu da yaşanan istikrarsızlık, Rusya-Ukrayna savaşı ve petrol fiyatlarına kadar herşey ve her olay suçlu bir tek kendileri suçsuz ve günahsız.
Üretim anlayışı sadece ve sadece ZAM olan tek ülke galiba Türkiye. İktidarın vergi, akaryakıt, gıda gibi temel ihtiyaç maddeleri üzerinde yaptığı zamlar dışında istihdama dayalı alınmış bir tedbir veya üretim çabasını göremiyoruz. Bu zamlar karşısında çiftçi ve sanayici kesimin üretime katkısı imkansız hale gelmiştir. Vatandaşın biri yolda yürüyormuş. Kendisine otomobil çarpmış. Şoför demiş ki: “Kardeşim! Ne işin var yolun ortasında?” vatandaş cevaben: “Farzet ki ben yolda bir ağacım. Sen niye tedbirli olmadın.” demiş. Saray ve eşrafının kıssadan hisse çıkarıp vatandaşın rahat ve huzurunu temin edecek akılcı tedbirleri dikkate almasını ve zamlardan vaz geçmesini öneririm.
Halkımızı açlık ve yoksulluğa mahkum eden AKP iktidarının, Kamu kaynaklarını yandaş veya bir avuç iş insanına aktarması, yoksullaşmamızın temel nedenidir. Soframıza gelmesi gereken ekmeğin “beka sorunu” öne sürülerek savunma sanayine, diyanete ya da farklı alanlara yönlendirilmesi yoksullaşmanın bir diğer sebebidir. Yapılması gereken şey; vatandaşın yükünü zamlarla artırmak değil, kamu kaynaklarının halktan yana kullanımını sağlamak. Özellikle enerji alanında yapılan zamlar, birçok alana etki etmekte ve yaşamın birçok alanında vatandaşın satın alım gücünü yok etmektedir.
Tüm bu zamlar karşısında STK’lar, meslek odaları, siyasi partiler, öğrenciler, dernek ve sendikalar şaşkın ördek misali sadece seyrediyor. Böyle olunca da iktidar zulmetmeye devam ediyor çünkü; muhalefet ve iktidar koltuklarında mutlu, sözde egemenliğin sahibi halk mutsuz. Halkımızın derdiyle dertlenen kitle örgütlerin karşı duruş sergilemeleri için daha ne olmalı anlamak mümkün değil.
Halkımızı kendileri gibi yaşıyor sanan AKP yönetimine, ülkemizde mutlu mesut 8-10 milyon insan olduğunu, geriye kalan nüfusun açlık ve sefaletle boğuştuğunu, orta direk olarak bilinen kesimin yok edildiğini ve insanların tamamen yoksullaştığını hatırlatmak isterim. Halkın sorunlarına çare olması gereken AKP yönetimi, siyasi rant uğruna var olan sorunları görmezden gelmekte hatta manipüle etmektedir. Nasıl derseniz ülkemiz GSMH’nın yüzde 60’ı sadece 800 bin kişi arasında paylaşılırken kalan yüzde 40’lık pay 84 milyon 200 bin kişi arasında paylaşılıyor. Bu durum, kazancı sadece emeği olan vatandaşlarımızın iktidar tarafından sömürüldüğünün ispatı değil mi?
Fıkra bu ya, Nasrettin Hoca samana zam gelince “Eşeğine günde bir balya saman yerine yarım balya saman vermeye karar verir. Böylece masraflarını düşürecektir. Biraz zaman geçer, bakar ki eşekte bir değişiklik yok, aynı şekilde çalışmaya devam ediyor, Hoca eşeğe yedirdiği yarım balyayı da yarıya indirir. Bakar eşek yine bir şey yokmuş gibi çalışmaya devam ediyor, ertesi günlerde de verdiğinin yarısını verir, sonraki günler onun da yarısını verir, eşek çalışmaya devam eder. Derken bir sabah kalkar bakar ki eşek hakkın rahmetine kavuşmuş.” Hoca hüzünlenir, ölü eşeğinin başında “Tüh, biraz daha dayansaydın sana aç karnına çalışmayı da öğretecektim” der.
Eşeğin dili yok ki her gün yeminin azalmasına, açlığa ses çıkarıp derdini anlatsın. Sonuç ölüm. Kıssadan hisse AKP yönetimi halkımızı Nasrettin Hocanın eşeği gibi dilsiz zannedip, yok saymakla pimi çekilmiş bir bomba kadar tehlikeli bir durum yaratmaktadır. Unutulmamalı ki halkın harekete geçmesi zordur ancak bundan daha zor olan ise harekete geçen halkın durdurulması demiştir Atatürk.
Değerli vatandaşlar, AKP iktidarına mahkum değilsiniz. DOĞRU PARTİ bu anlayışın karşısında soyulan değil korunan devlet, dövülen değil sevilen MİLLET ekseninde kamu özel iş birliği çerçevesinde karma ekonomi modeli ile vatandaştan alınanı vatandaşa aktaracak istihdama dayalı üretim anlayışına sahip kadrosuyla yer alacağınız tek adrestir. 23.Temmuz.2023
Selam ve saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)
ÇEVRE
11 Ekim 2024ÇEVRE
11 Ekim 2024ÇEVRE
11 Ekim 2024DENİZCİLİK
11 Ekim 2024ÇEVRE
11 Ekim 2024DENİZCİLİK
11 Ekim 2024ÇEVRE
11 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.