Değerli vatandaşlar, kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim mealleri bizlere dinimiz gerçeklerini anlatmakta olmasına rağmen toplumun büyük bir bölümü okuyarak öğrenmek yerine din istismarcılarını dinleyip yalan yanlış bilgilerle donatılıyor. Mütedeyyin insanların iyi niyetleri suistimal ediliyor. Dinini Allah için yaşayan ve bir menfaat beklemeyen din alimleri hariç olmak üzere günümüzde din kisvesi altında tarikat ve cemaatler her türlü rezaletin merkezi halini almıştır. Bugün yaşanan bu rezaletler cumhuriyet öncesi de yaşanmaktaydı. Bunun üzerine Ulu önder Atatürk Cumhuriyetin ilanını takiben 30.8.1925 günü “Ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat medeniyet tarikatıdır” söylemi sonrası da 30.Kasım.1925 günü Tekke ve zaviyelerin kapatılması kararını almıştır.
AKP’nin iktidar olmasını takiben ise, “kerameti kendinden menkul” şahsiyetlerin oluşturduğu bu yapılar pıtrak otu gibi her yerden bitmeye başlamışlardır. Ülkemizde belli başlı 30 tarikat ve Cemaat ile bunlara bağlı Yaklaşık 500 kol bulunuyor. Bunlarla organik bağı olan vatandaş sayısı ise yaklaşık 3 milyon civarındadır. Gruplaşmak, cemaatleşmek aslında Kuran-ı Kerimin kabul etmediği, reddettiği bir yol olmasına rağmen bu oluşumlar, Ülkemizde yaygın olarak faaliyetlerini iyi kalpli vatandaşlarımızın manevi duyguları üzerinden sürdürmeye devam etmektedirler. Öyle ki, kurdukları vakıflar aracılığıyla holdingleşmiş durumdadır.
Tarikat ve cemaatler, açtıkları eğitim kurumları üzerinden yurttaşların ilgisini çekiyor ve örgütlenmenin temelini oluşturmada bir yöntem olarak kullanıyor. Ayrıca, sahibi oldukları eğitim kurumları aracılığıyla veya boşluğa düşmüş, suça karışmış insanların arınmak için kendilerine başvurmaları durumunu örgütlenme de bir diğer yöntem olarak kullanmaktadır. Bu kurumlar, AKP hükümetinin 2014 yılında çıkardığı kanun çerçevesinde devletin öğrenci başına verdiği yardımlardan müthiş kazançlar elde etmişlerdir. Ayrıca, ülkemizdeki öğrenci yurtlarının yaklaşık %65’i faaliyetteki bu tarikat ve cemaatlere aittir.
Gülen cemaati FETÖ terör örgütü olunca ki öyledir, kurumlardan tasfiye edilenlerin yerleri mevcut tarikat ve cemaatlerin müritleri tarafından işgal edilmiştir. Örneklersek, Menzil tarikatı mensuplarının özellikle Sağlık Bakanlığı, Jandarma ve FETÖ’den boşalan emniyet teşkilatı içerisinde, İskenderpaşa Cemaati de yüksek yargı içerisinde örgütlenmelerini sürdürmektedir. Bunlarla birlikte Nur Cemaati, Süleymancılar, Kendilerini gizlemekte olan FETÖ elemanları ve Nakşibendiler hemen hemen ülkemizin tamamında örgütlü olarak faaliyetlerini sürdürmektedirler. Tarikat ve cemaatlerin birçoğu, FETÖ de olduğu gibi yabancı istihbarat örgütleri(CIA, MI6 ve MOSSAD) ile direkt irtibatlı olup bunların tamamı iktidarın verdiği destek yanında yapılan ticaret, toplanan kurban derileri ve zekatlar bunların ana sermayesidir.
Ülkemizde tarikat ve cemaatler, dini açıdan eksikliklerini gidermek isteyen vatandaşları av olarak seçer. Acaba, av olan bu vatandaşlarımız Allah’a kulluk etmek yerine, kula kulluk yaptıklarının farkında değiller mi? dinini Allah için yaşayan insanlarımız bu davranışları ile yüce Allah ile aralarına aracı koymuş olmuyorlar mı? dinimizin kaynağı Kuran-Kerim olduğuna göre ki öyledir. O zaman, sayıları oldukça fazla olan bu yapıların kaynakları mı farklı, kaynakları Kuran-Kerim ise bu farklılıkların nedeni ne? Lütfen sorgulayın.
DİB Başkanı işgal ettiği makamın kurucusu ulu önder ATATÜRK’den rahatsız olacağına bu oluşumlardan rahatsız olmalı. DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak bizler AKP İktidarını, Telafisi güç olayların önünün alınması için milletimizin manevi değerleriyle alenen oynayan bu Cemaat ve Tarikatlar hakkında Atatürk İlkeleri doğrultusunda gerekli her türlü mali, hukuki ve idari denetim ve kontrolleri sağlamaları konusunda uyarıyoruz.
Biliniz ki, Allah’ın gönderdiği hiçbir tarikat ve cemaat olmadığı gibi, görevlendirdiği hiçbir şeyh de yoktur. İslam içinde olduklarını iddia ederek İslam’ın kuralları dışında kendilerine özgü yapısal bir düzen içerisinde dinimize zarar, kendilerine yarar için uğraş veren ve toplumun bütünlüğünü bozan bu seccade şeytanlarının insanlarımızı istismar etmelerine asla müsaade etmeyeceğiz. 30.Kasım.2023
Selam ve Saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)
ÇEVRE
04 Aralık 2024ÇEVRE
04 Aralık 2024ÇEVRE
04 Aralık 2024DENİZCİLİK
04 Aralık 2024ÇEVRE
04 Aralık 2024DENİZCİLİK
04 Aralık 2024ÇEVRE
04 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.