1993 senesinin birinci ay’ında , ilk ikinci kaptanlığımda KALE 1 Gemisi ile Türkiye’den Taiwan Kaoshung’a çubuk demir götürüyorduk.Singapur’a kadar süt liman geldik. Sonrasında bir fırtına musallat oldu bize, Allah düşmanıma vermesin…
Yani denizin şiddeti ve sertligi icin yorum yapmam gerekirse, karaya varabilirsek denizde artık çalışmam kıvamındayız…
Bir sabah vardiyamı tamamladıktan sonra kamarama indim; yaklasik 2 saat kadar sonra Süvari Bey beni çağırtmış…
Yanına gittigimde biraz gergince ”Erhan güvertede kurtarma hazırlığı yap 14 mil uzaklıkta bir gemi SOS veriyor, yardım istiyor, batıyorlarmış” dedi…
Yani inanilmaz kötü bu havada nasil alacağız diğer geminin personelini,beni sahiden sardi bir düşünce…
Bizim dışımızda bir Alman Konteyner gemiside olay mahalline ilerlemeye basladı; ancak hem 30 mil uzaktaydı, hemde bir süre sonra benim freeboard’um yüksek bahanesi ile Kaptanı kurtarma operasyonuna katılamayacağını söyledi…
Süvari Bey. (Bahriye emeklisi ve ancak Baba diye hitap edilecek tarzda muhterem bir kisi Melih Engin) yaklaşabileceği kadar sokuldu eski Filipin gemisine.. 7500 tonluk küçük birşey..
Borda şiddetli hava nedeniyle saç atmis,ambara su giriyor, sancak tarafına doğru yatmış ha battı ha batacak gibi duruyor eski Filipin teknesi…
Biz el inceleri, bordaya ağlar,işte aklınıza ne geliyorsa hazırladık.Filipinli personel can salını indirdi; ilk gurup bize doğru yola çıktı.İçinde 9 kisi var (sonradan anlıyoruz 68 yaşındaki Filipinli Kaptanda can salına personelinin ısrarı ile bindirilmis)
Çok büyük dalgalar ve şiddetli rüzgara rağmen dogru istikamette geliyor sal… Fenercim Zulkarin Karaoglan “ya Allah” diyerek el incesini fırlattı sala doğru…
Eger yanılmıyorsam 3.denemede saldakiler yakaladı el incesini…”Heyamolalar” eşliginde bütün personelimin çabasiyla salı bordamıza kadar çektik… 5 ambarlı gemimizin 3 no’lu ambar civarında sancak tarafta nihayet salı emniyete alabildik… Her ne kadar sal bordaya çarpıp hırpalansa dahi full yüklü gemimizin küpeştesinden birer birer cok telaşe olmadan 9 filipinli gemici, gemime tırmandı…
Geriye kalan 11 filipinli gemicinin 2.can salını indirmeye çalıştığını görüyoruz. Sal suda; fakat Allah kahretsin, sal şansızlık, acemilik, aksilik ile gidiyor batmasına ramak kalan geminin pervanesine takılıyor.
Gemi iyice bayıldı. Can salını pervaneden kurtaramıyorlar…
Yapacak bir şey yok, 2.kaptanları motorlu filikayi indirme talimatı veriyor…
Allahım hava nasıl oluk yapıyor,nasıl can almak istercesine bindiriyor…
Filika suda…11 kişi doluşuyor içine…Bu talim değil, bu gerçek, bu anasını satayım can pazarı…Nasıl zavallılar sokuldular birbirlerine… 4.Kaptan’ım alaylı deniz nakliyat emeklisi Şefik Amca ;
”Efendi Kaptan bu filikayi can salı gibi rahatça durduramayabiliriz çocuklar manevra haladı hazırlasınlarmı???” diye sesleniyor bana rüzgarın uğultusunda…
Abicim sorudaki zerafete bak… Ben çok yeni cırnık bir 2.kaptan’ım… Ama Şefik Amca soru sormuyorda hayat dersi veriyor… iyi ki dinlemişim eski deniz emekçisini… Filika iyice yaklaştığında yolladığımız bosalık halatlar ne kadar volta yapsakta; yüksek dalgalar, denizler nedeniyle hep koptu…
Ulan adamları tutamayacağız… Nihayet manevra haladımız, başaltından gemicilerin insanüstü çabasıyla olabilecek en çabuk zamanda güverteye getirildi…
Kıç taraftan ise, aşçım ve gemide yolcu olarak bulunan üç yenge ne olur ne olmaz ya gerekirse baabından ikinci bir halatı çektire çektire taşıyorlar…
Nihayet filikayi tutabildik… Geldi yanaşabileceği kadar. Ama arkadaş hem benim koca gemim,hemde ceviz kabugu kadar filika deliler gibi baş kıç yapiyor,yerinde durmuyor… Nihayetinde bir filipinli gemici,gemi ile filika aynı hizaya geldiğinde kendisini boşluğa doğru firlatıverdi… Yemin ediyorum bizim çocuklar;, adamı havada yakaladılar..Ikincisi,üçüncüsü, dördüncüsü birer birer boşluğa atlıyorlar… tabiiki pek nadir gemi ile filika aynı seviyede olunca…Ve herbirisi, ayağından, omuzundan,kolundan ve uzun saclisi, saçından olmak üzere benim Aslanlarım tarafından havada tutuluyorlar…
Fakat filikanın aşağıya iniş çıkışlarında sert bordaya çarpmaları oluyor … Son 3 kişi kaldığında çok şiddetli vurdu ve filika parçalanmaya başladı… Tam bu esnada 1 adam daha kendisini gemiye fırlatma şansını yakaladı.. O’da tamam,emniyette… Ama Allah kahretsin; son 2 adam parçalanan filika ile birlikte suda…Filipinli yaşlı Kaptan adamlarım ölüyor diye feryat ediyor…
İnanın ki bundan sonrası sözlerin yetemeyeceği bir gayret,bir meşakkat gösterisidir…Ne kadar el incesi, ağ, can simidi varsa suda…
Adamların artık nefeslerinin bittigini, enerjilerinin sıfıra vurduğunu saniye saniye izliyoruz…
Nihayet birisi bir el incesini tutabildi; yemin ediyorum, sadece birkaç saniye icinde 25/30 kişilik bir güruhun balık çeker gibi adamı sudan yukarı aldığını bu gözlerimle gördüm…
Allah’ım son adamıda bize bağışla … Hadi be Filipinli tut şunun ucunu artık… Kafası suyun içinde tamamen kayboluyor kırılan filikaya ait tahtaların arasında , son anda eli ile birşeylere tutunma çabası o an ilahi adalet denk geliyor, bosalık halata sarılıveriyor…
Hooooppp, vallahi yemin ediyorum adam saniye icinde yukari cekildi…
Abi varmı bundan büyük mutluluk… Sevinç gözyaşları herkeste… Silicim Hamza sarilmis kendisi gibi 18 veya 19 yaşında hayatında ilk defa gördüğü Filipinli Miço Manuel’le beraber hıçkıra hıçkıra ağıiyorlar…
Ne mi oldu sonra ; bizimle beraber Taiwan’a kadar geldiler… Demirledik… Bir kac saat sonra acentaları, servis botu ayarlamış… Vedalaşma sahneleri, hepsi teker teker indiler, biz güvertedeyiz tekmil takım…
Bot bordadan ayrılmaya basladı ; ve bottaki bütün Filipinliler yasli Kaptan dahil BİZİ ALKISLAMAYA BAŞLADI…
Bot uzaktayken halen alkış sesleri devam ediyordu…
Allah bütün denizcilere selamet versin
Erhan Şengül
İstanbul
2004
ÇEVRE
21 Nisan 2025DENİZ
21 Nisan 2025ÇEVRE
21 Nisan 2025ÇEVRE
21 Nisan 2025ÇEVRE
21 Nisan 2025DENİZCİLİK
21 Nisan 2025ÇEVRE
21 Nisan 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.