Madem ki buradayız ; hadi gelsin ortaya bir Endonezya hatıratı…
9 yıl önce, Cilacap isminde, ülkenin güneyinde ki küçük bir limanda, uzun sürecek dökme şeker tahliyesi yapıyoruz.
Akşamları, birkaç tek attığımız, etrafa göz süzdüğümüz afilli cakalı yerler var.
Fakat, zaten aylardır gemide beraber çalıştığımız iş arkadaşlarımızla, bu sınırlı sayıda mekanda herdaim pişti olmaktan bıkmış durumdayım.
Gündüz beraber, gece beraber, nereye kadar))
İşin bir de şu tarafı daha var; tam bir kıza hamle yapacaksın, yan masada oturan iki meslektaşın konuşması inceden duyuluyor
— Ahmet dün gece bu kızla takıldı
yada
— Hasan izninde şu kız için buraya uçakla gelecekmiş
Arkadaş; sınırlı sayıda mekanda, sınırlı sayıda çekici hatun çoktaaan paylaşılmış bizim uşaklar tarafından))
Ne yapçaz o zaman !!!
Gece âleminde olmayan güzel kızlara, gündüzden sarkacaz…
Bunun yolu ne?
Tinder’ın Endonezya versiyonu bir uygulama…
Hadi rastgele o zaman…
Yaşı yaşıma uygun, güzel yüzlü bir kızla yazışmaya başladım.
İsmi Inem’miş, Şehire 20 km mesafede bir köydeymiş,
Şu an tatildeymiş, bir hafta sonra işine geri dönecekmiş, Jakarta’da 4 yıldızlı bir otelde resepsiyonist olarak çalışıyormuş, bu yüzden İngilizcesi iyiymiş, Cilacap gibi küçük bir yerde yabancı ile tanışabileceği hiç aklına gelmezmiş, hele hele o yabancının Türk olması imkansıza yakın bişiymiş, Türk dizilerini seyretmeyi çok seviyormuş, Türk kızları güzelmiş ama Türk erkekleri acayip yakışıklıymış ( Kenan İmirzalıoğlu’nu söylüyor )
İstanbul’u görmeyi çok istiyormuş, bide Kapadokya’yı ,ne dermişim bugün görüşelimmiymiş!!!
Allam, nasıl bir şans; kızın akşamı beklemeye tahammülü yok
—- taksiyle gelip alayım seni, güzel bir restaurant’a gideriz, dedim
—- ne gerek var restaurant’a , burada benim evde yeriz, dedi
—- içmek için ne getireyim?
—- sen gel yeter, evde içecek birşeyler bulurum, dedi…
Allah Baba sen ne yücesin, tam gönlüme göre nasıl olmasını istiyorsam öyle verdin…
Herdaim emre amade; taksicim Aziz’i aradım
— bir saate geminin önünde ol, dışarı gideceğim
— alışverişemi?
— gel sen gel, anlatacağım
Garibim, gemiden gündüz vakti çıktığımı görmediğinden şaşırdı…
Aziz vaktinde geldi, ona durumu anlattım, kızın bana yazdığı adresi Aziz’e verdim,
” 40 dakika sürer bu köy” dedi,
dedim ” farketmez, sür sen arabayı “
“kaptan dikkatli ol” dedi
” Aziz tedbir bizden, tevekkül Allah’tan, ters gelen bir şey hissedersem ararım seni” dedim
” 5 dakika mesafede bekleyeceğim seni, ararsan hemen gelirim” dedi
bende ” sağol kardeş” dedim
Kız ile Aziz konuştu telefonda, yol tarifinide aldı bizim Aziz , kız yaklaştığımızda yola çıkacak, onların anlaştığı yerde arabadan ben ineceğim ve az biraz kızla yürüyeceğiz.
Haftasonu olduğu için, içinden geçtiğimiz birkaç köyde, düğünlere denk geldik, renkli eğlenceli komvoylara birkaç dakikalığına bizde dahil olduk.
Nihayetinde bahse konu buluşma noktasına vardık.
İnem’i yolda beklerken gördük,Aziz durdu.
Arabadan indim…
İnem her ne kadar hayal kırıklığına beni uğratmasa bile, şıpıdık terlikler, şalvar misali yıpranmış bir pantolon ile beni karşılaması ehh garibime gitti.
Resimlerinde bayağı havalı elbiseler ile poz vermişti yahu))
— Erhan, ev şurada dedi ve 60-70 metre mesafede ki tek katlıyı gösterdi…
Toprak yoldan geçerken, sol tarafımızda tarlada çalışan iki adam gülerek, el kaldırdılar selamlama işareti verdiler
—- Inem, bunlar komşuların mı!!!
—- yok Erhan, dedi onlar. Babam ve Abim
—- nasıl yani, onlar beni biliyor mu?
—- Ayyy, neden seni saklıyayım ki, dedi kıkırdayarak
Allaam, girdik bir yola
Sonunu sen çıkar hayıra…
Acaba, hemen Aziz’i arasammı!!!
Fakat, o evin içine girmezsem, çatlarım meraktan hayatım boyunca
Inem önden, ben arkadan yarım açık kapıdan içeri doğru adımlarımızı attık…
Genişçe bir salon var girişte ve sağlı sollu oda kapıları duruyor salonun her iki tarafında
Hiç duymayı beklemediğim bir ses geliyor, en yakındaki odadan…
Birisi yüksek sesle Kuran okuyor, baktım Inem’e soru ve endişe dolu gözlerimle
—- Annem dedi, her gün ibadetini yapar.
Allaam, nasıl bir dümene geldim ben…
Fakat, bilmediğim bir kültürün içindeyim.
Belki biz Inem ile kafayı çekerken, Anne Hanımın yan odada hatim indirmesi normaldir!!!
Gel, dedi bir kapıyı açtıktan sonra, evde en serin yer burası, rahat edersin.
Tam karşı odadan, beş -altı yaşlarında iki çocuğun bağrış çağırış ağlama sesleri gelmeye başladı
Inem gülerek
“benim kızlarım, yine oyuncak kavgası yapıyorlar” dedi bütün bu olanlar çok normalmiş gibi
Sedirin köşesine iliştim, ne olacak bu işin sonu hallerimle
Inem “ne içersin Erhan” dedi
Neyin var bakışı fırlattım ona…
Aslında 5 shut tekilayı peşpeşe içsem bana ilaç olacak, ama şimdilik ılık bir biraya dahi razıyım.
” Bu sabah sağılan taze keçi sütü var istersen, yada yeşil çay ikram edebilirim sana” dedi, Inem
Laaaa ne diyor bu kız, evde içecek var, dediği keçi sütümüydü
—- yeşil çay olsun, dedim koftiden, yeter ki çıksın odadan hayallerimin hayal kırıklığı
O odadan ayrıldı ben sarıldım telefona
—– Aziz, Allah’ın belası, beş dakikaya gel beni bıraktığın yere
—- yettim Kaptan
Inem, elinde bir fincan ile salondan odaya doğru yürürken, kapıda beni gördü, en telaşlı hallerimle
Şaşkınlıkla sordu
—– Erhan ne oldu
—- Sorma Inem, şimdi aradılar gemiden, çok büyük bir problem çıkmış acil limana dönmem gerekiyor
—- Babam, senin için tavuk kesti, az sonra hazır olur
—- yok yok, siz afiyetle yiyin inşallah
Kızcağız fincanla kalakaldı, ben kapıda çıkardığım ayakkabılarını giymeden topuklarına basa basa yola doğru koşarken…
Tertemiz Endonezya’lı bir köylü ailesi, evlerinde memleketinden uzak , Türk bir adamı usulünce ağırlamak isterken, nereden bilsinler, o herif senaryoyu kafasında bambaşka kurduğu için bu filmin vizyona çıkmadan bittiğini)))
Aziz sordu:
—– Şimdi nereye
—– Sür Cilacap’ın en kötü batakhanesine
Erhan Şengül
27.04.2024
Sankulirang – Endonezya
ÇEVRE
15 Ekim 2024ÇEVRE
15 Ekim 2024ÇEVRE
15 Ekim 2024DENİZCİLİK
15 Ekim 2024ÇEVRE
15 Ekim 2024DENİZCİLİK
15 Ekim 2024ÇEVRE
15 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.