Değerli vatandaşlar, birçok yazımda da belirttiğim üzere AKP iktidarlarının hizmet anlayışı merkezinde asla insanımız olmadı, bundan sonra da olmayacak. Dün olduğu gibi bugün ve iktidarlarının devamı halinde gelecekte de AKP iktidar hizmetlerinin temelini (ki bu hizmetler milletimiz için değildir.) “RABBENA, HEP BANA” ya da “Nalıncı keseri gibi hep kendine yontmak!” anlayışı çerçevesinde olmaya devam edecektir. Bu iktidar milletten aldığını milletle paylaşmak yerine sürekli yeni bir şeyler almak peşinde olması kendi insanlarına karşı yabancılaştığını gösteriyor. Çünkü, Erdoğan iktidarı; millete ait olan varlıkları satarak işsizliğin artmasına sebep olurken, milletin vergileri ile üretim ve istihdama dayalı tek bir tesis dahi kurmamış, bu kaynakları yine aynı mantıkla saray ve eşrafına aktarmaktan geri durmamıştır.
Nedir bu milletten alıp yandaşlara aktardıkları kaynaklar derseniz, dolaylı ve dolaysız vergilerdir. Elektrik, doğalgaz, su, giyim, gıda, ulaşım, araç ve menkul alım satım vs. tüm yaşamsal faaliyetler, bu vergilerle kuşatılmış olup milletin nefesini kesmektedir. Örneklersek;
Ki, sırtımıza yüklenen bu bedeller yeni vergilerle taşınamaz boyutlara ulaşacaktır. Aziz milletim bu anlayışın devam etmesi demek, üretime dayalı yatırımların olmaması ve haliyle istihdamın sağlanamaması demektir. Yani, günümüz sorunlarından biri olan işsizliğin daha çok artması ve geleceğin umudu gençlerimiz açısından umutların umutsuzluğa dönüşmesi sonucu beyin göçü sorununun çözüme kavuşması asla mümkün olmayacaktır.
Bu sorunlardan biri de milletin malı olmaktan çıkarılan madenciliktir. Bu iktidarın uyguladığı politikalar 1927 Türkiye’si madencilik politikalarını rehber almaması ve yabancılaştırması sonucu, milletin malı olan yer altı ve yer üstü madenlerimizin çarçur edilmesi gibi bir başka soygunla Cumhuriyet öncesi durum yaşatılıyor. Şöyle ki, Cumhuriyetin ilanından 2002 yılına kadar verilen maden ruhsatı sayısı 1186 iken AKP’nin iktidar olduğu 2002 yılından bu yana verilen maden ruhsatı sayısı 390 bin olup şimdi de 545 maden sahasının ruhsatlandırılacağı ilan edilmiştir. Peki sahipleri kim? Elbette yandaş firmalar. Bu firmalara verilen ve denetlenmeyen maden ruhsatlarından dolayı Türkiye’nin doğası, su kaynakları, akarsuları ve her türlü canlı yaşamını ve hatta çevre katliamları sonucu insanlarımızın yaşamlarını tehdit etmektedir.
Yani, Enerji, tabii kaynaklar ve madencilikte kaynaklarımız hammadde olarak yok pahasına satılması (Oysa; hammadde satmakla zengin olunsaydı Afrika ülkeleri dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alırdı) olayında olduğu gibi diğer alanlarda da milletin malı ve parası yandaşlara peşkeş çekiliyor. Bu faaliyetler sonucu millet fakirleşiyor, bir avuç saray ve eşrafı zenginliğine zenginlik katıyor. Öyle ya; vatandaş dini vecibesi gereği kurban dahi kesemiyorsa milletten alınan millete verilmiyor demektir ki, AKP iktidarının yaptığı tam da budur. “RABBENA, HEP BANA HEP BANA!”
İtibardan tasarruf olmaz deyip sosyal, siyasal ve ekonomik çöküşe sebep olduğu halde, lüks ve şatafat içerisinde gününü gün eden ve toplumun büyük kesimine kara günler yaşatan AKP iktidar yönetimine milletimiz adına ben de diyorum ki, “tatlı tatlı yemenin acı acı çıkarması olur.” Beyler DOĞRU PARTİ iktidarında veya içerisinde yer alacağı yönetimde DEVR-İ SABIK yaratılarak muhatapları yargılanacak ve milletten aldıklarını, kimlere nerelere aktardıklarının hesabını mutlaka vereceklerdir. Sonrasında, RABBENA, HEP HALKA HEP HALKA. 18.Haziran.2024
Selam ve Saygılarımla
Cezmi Orkun
ÇEVRE
24 Kasım 2024ÇEVRE
24 Kasım 2024ÇEVRE
24 Kasım 2024DENİZCİLİK
24 Kasım 2024ÇEVRE
24 Kasım 2024DENİZCİLİK
24 Kasım 2024ÇEVRE
24 Kasım 2024