Mobilya alanında ahşap bir parçanın sıkıştırılması ya da kolayca yapıştırılmasını sağlayan alete “İşkence” denir. Sıkıştırıldıkça, alet baskıyı arttırır.
Yalnız dikkat edin, fazla sıkıştırırsanız, yapıştırmak istediğiniz tahtayı kırarsınız!

Demokrasinin özgürlük ve eşitlik ortamından yararlanıp, yerel yönetimlerden elde edilen yüksek değerdeki yolsuzluk paraları ile iktidarı ele geçiren faşist kafalar (Dinci-Sağcı-Solcu faşistler) seçimle gitmezler.
Fakat böyle bir anayasa dışı yönetimde iktidarda kalabilmek, iğneli fıçıda yaşamak gibidir! Kıpırdadıkça canınız yanar. Canı yanan faşist kafa, iktidarda rahat oturabilmek için, toplum üzerindeki baskıları arttırır.
Tıpkı, marangozluktaki “İşkence Aleti” gibi, aletin vidası her gün biraz daha sıkılır.
Yolsuzluk paralarıyla medya grupları satın alınır, satın alınamayanlar para cezaları ve kapatma korkusuyla sindirilir.

En büyük kötülük ise, Yargının içindeki “satılık kişiler” para ya da makam karşılığında mesleki onurlarını satarlar ve maalesef iktidarın emireri konumuna girerler.
Baskıyı biraz daha arttıran faşist iktidar, çekindiği-konuşan-yazan baş eğmeyenleri hapse atar, itibarsızlaştırır ve zorba dikta yönetimini kalıcı hale getirmek için çalışır…

Böyle bir durumda, anayasal haklarını bilen, “Birey” olmayı becerebilmiş kişilerin yapması gereken anayasal ve yasal direnme hakkını sonuna kadar kullanmaktır.
Direnişin öncelikli sorumluluğu, Anayasanın değiştirilmez maddelerini- Atatürk İlke ve Devrimlerini-Ulus Devleti- Üniter Yapıyı kabullenmiş Siyasi Partilerdedir!

İşte şimdi en acı verici duruma geliyoruz; Mevcut partilerimiz ne durumdalar?
Cumhur İttifakını oluşturan partilerin hepsi (AKP-MHP-HÜDA PAR-YRP-BBP- Zafer Partisinin CB Adayı Sinan Oğan) Türkiye’yi Federe Ümmet Devletine döndürmek için çalışan “Karşı Devrimciler-Atatürk-Laiklik ve Kadın” düşmanı partilerdir. Esas mücadele edilmesi gereken “Seccade Şeytanları” bunlardır.

Millet İttifakının partilerine gelince (CHP-İYİ-SP-DEVA-GELECEK-DP);
Bunlar, 14-28 Mayıs seçimleri boyunca Laiklik İlkesinden hiç söz etmediler. Atatürk’ün adını yalnızca İKİ KEZ andılar. O da (Atatürk Orman Çiftliği ve kapatılan Atatürk Havalimanı) derken!
DEVA ve GELECEK denen AKP Larvaları, Anayasanın değiştirilmez maddelerinin uygun ortamda değiştirilebileceğini, Türk adının anayasadan çıkarılacağını
AKP ile çalışabileceklerini söylüyor.
CHP ve İYİP Diyanet Akademisine EVET Oyu verdi. 6’lı ittifak, Anayasa’ya aykırı kurulan Cemaat ve Tarikatların KAPATILMAMASI gerektiğini açıkladı.
Türban olayını, koz olarak AKP’ye verdiler ve Cemaat ve Tarikatlarla ilişki içinde oldular. TBMM’ye 37 tane FETÖ’cuyu taşıdılar…

Aziz Türk Milleti;
Buraya kadar yazılanların birinin dahi aksini kanıtlayan siyasetçiye-gazeteciye maaşımı bağışlamaya hazırım. Durumumuz “Ört ki öleyim” deyişindeki gibidir.
Peki, teslim mi olacağız? Laik Cumhuriyet, Türk ve Atatürk düşmanlarına vatanımızı teslim mi edeceğiz?

Elbette HAYIR!. Bizler, yani Silahsız Kuvvacılar son nefesimize kadar direneceğiz.
Aziz Türk Milleti;
Senin elinde siyasi kurum olarak DOĞRU Parti ve onun kurmaya çalıştığı
“MİLLİ İTTİFAK” kaldı. ADALET Partisi ile birleşiyoruz. Bizlere Genç Partinin örgütleri, Anavatan ve DSP’nin Atatürkçü kadroları da katılacaklar.
Çok sayıda Devlet ve Millet İnsanı da destek verecek. Özellikle, gençlerimizin ve kadınlarımızın yanımızda olacaklarına inanıyoruz.

Ülkesini seven, dürüst, namuslu, çağdaş kişileri bize katılmaya davet ediyoruz.
Yazıyı Büyük Atatürk’ün “Türk Gençliğine Hitabesinin son paragrafıyla bağlayalım; “Ey Türk İstikbalinin evladı!
İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”

Ne Mutlu Türküm Diyene ve Sözünden Dönmeyene…

Sağlık ve başarı dileklerimle 23 Haziran 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı