Değerli okurlar, ABD’nin 2000’li yılların başında açıkladığı BOP projesi gereği, Irak’ı takiben komşumuz Suriye’yi de benzer gelişmelere açık hale getirildi. Bu durumun nedenlerine ve gelecekte olacaklara bakıldığında, söylemde; “demokrasi, insan hakları ve ekonomik kalkınma gibi unsurları öne çıkaran bir dönüşüm sürecini” işaret etmekte iken, eylemde; “projede yer alan Ortadoğu ülkelerinde iç savaşlar sonucu bölünmelere sebep olduğuna” şahit oluyoruz. Bu bölünmeler bizlere; Temel haklar ve özgürlükler, Liberal ekonomi, demokrasi gibi söylemlerin, egemenlerin sıkça kullandığı yalan ve boş laflardan ibaret olduğunu gösteriyor.
Zaten; BOP’un hedefleri, ABD Dışişleri eski Bakanı Condolezza Rice tarafından “BOP kapsamındaki ülkelerde istikrarı sağlamak, Filistin ve İsrail anlaşmazlığını çözmek, Teröre destek veren ülkelerle savaşmak ve Ortadoğu ülkelerinde demokratikleşmeye ve ekonomik gelişmeye katkıda bulunmak” sözleriyle açıklanmıştı. Büyük resmin görünen tarafı bu olmasına rağmen resmin arkasında yer alan asıl amacın “bölgeyi İsrail ve ABD çıkarlarına uygun hale getirmek” olduğu bilinmektedir.
Bu amaç doğrultusunda; 1.adımda Irak parçalandı ve kuzeyinde Barzani başkanlığında Kürdistan kuruldu. 2.adımda Suriye iç savaşa sürüklendi ve ülkenin temel güçleri (HTŞ, PKK-PYD-YPG, ABD-İSRAİL ve RUSYA) tarafından bölünmeye açık hale getirilmesi yanında ABD; Fırat’ın doğusundaki coğrafyada PKK/PYD/YPG örgütlerinden oluşan bir garnizon devlet kurmak suretiyle ikinci Kürdistan’ın temelini attı. Bu durumun Türkiye için gelecekte beka sorunu olacağı aşikardır.
3. ve son adımda ise İran ve Türkiye üzerinde benzer oyunların oynanacağıdır. Bu oyunda;
CIA (ABD Dış İstihbarat Örgütü) 2006 yılı Türkiye raporunda “Türkiye’nin bu şekliyle, ABD politikalarının yanında olacağından emin olamayız. Çünkü; ülkeyi kuranlar, denetim mekanizmasını çok sıkı tutmuşlar. Hükümeti ikna ettiğinizde Meclis; Meclis’i ikna ettiğinizde TSK; TSK’yı ikna ettiğinizde yargı karşınıza çıkıyor. Eğer ABD’nin amacı Türkiye’de bir federe devlet kurulması ise mutlaka yargı, TSK, Meclis ve hükümeti tek kişide toplayan başkanlık rejimine geçilmelidir. Başkanı ikna etmek, birbirini denetleyen yapıları ikna etmekten çok daha kolay olacaktır. Eğer bu kişi ABD çıkarlarına yardım etmek konusunda tereddüt ederse, bu yapıyı yıkmak ABD için sorun olmaz.” yer alan bu ifade bugün içinde bulunduğumuz durumun tesadüfi olmadığını ortaya koymaktadır. Hatırlayın lütfen;
Ülkemizde, tek kişi üzerinden hedeflenen işleri daha rahat yaparız anlayışı ile tek adam rejimine geçilmesi sonucu; yargı bağımsızlığını yitirdi, yasama işlevselleştirildi, ordu parçalandı ve tüm güç tek kişiye teslim edildi. Yani Egemenlik milletten alınıp tekrar saraya verildi. Erdoğan “BOP projesinin eş başkanıyım” diyerek bunu kendisine verilmiş görev olarak kabul edince, ABD’nin BOP projesi ne yazık ki Türkiye’yi ABD çıkarlarına alet etti. Artık amaçlarına ulaşmak için gerekli adımlar atılabilirdi ki, öyle de oldu.
Önce Suriye sınırındaki mayınlar temizlendi ve 2012 yılı itibarıyla milyonlarca Suriyeli mültecinin ülkemize geçişi hızlandırıldı, daha sonra ABD ile eş zamanlı Ortadoğu sınırındaki mayınlar temizlendi ve ABD adına faaliyet gösteren yüz binlerce Afgan gençlerinin ülkemize girişleri sağlandı. Ne var bunda derseniz; emperyal güçlerin kurmayı planladıkları, Türk’ü Anadolu’da yok edecek federe İslam devletini ilan ettiklerinde halkın direnç göstermesi durumunda kullanacakları paralel silahlı yapıların oluşturulmasıdır derim.
ABD; bölgede İsrail’e bağlı bir Kürt devleti kurmak suretiyle bölgedeki su, petrol ve madenleri denetim ve kontrolüne almak için sırasıyla Irak, Suriye, İran ve Türkiye’yi bölerek küçülen devletler haline getirme ve Ortadoğu enerji kaynaklarının İsrail denetiminde Akdeniz’e açılmasını hedeflemiştir. Ayrıca, akarsular üzerinde kurulan barajların sınır dışı ülkelere giden suyu azalttığı gerekçesi gelecekte İsrail’in başını çekeceği küresel güçler tarafından önümüze sorun olarak konacağı unutulmamalıdır.
Tüm bu bilgiler ışığında Petrol, Madencilik, Su(Geleceğin petrolü) ve YE kaynağı güneş ışınlarının Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgesindeki yoğunluğu ve gelecekte dünya enerji kaynaklarının üretim ve pazarlama konusunun bu güçlerin denetim ve kontrolleri altına alınması mücadelesinde; Ülkemizin, Jeostratejik, Jeoekonomik ve jeopolitik özellikleri nedeniyle, küresel güçler; uygulamalarından biri olan BOP projesi ile Türkiye’nin de içinde olduğu bu bölgede hakimiyetlerini kalıcı hale getirmek istemektedirler. Ne yazık ki AKP yönetimi, küresel güçlerin bu hedefine çanak tutmaktadır.
Suriye olayı içinde; ABD, Rusya, İsrail, İran ve Suriye ile 911 km sınırı olan Türkiye var. Suriye’nin bölünmesi için çalışan, orada bir Kürt devleti kurulması için milyar dolarlar, askeri araç ve gereç sağlayan ABD’nin yeni başkanı Trump, “Suriye’deki olaylar ABD’nin işi değildir”! açıklaması ile gizli bir paylaşımla! Rusya ile anlaştığı sonucunu çıkarmak mümkün. Bunun anlamı Suriye Ortadoğu’da temel bir sorun olmaya devam edecek ve sonuçta Suriye’nin parçalanacağı, Türkiye’nin ise terör uzantılarıyla sınır komşuluğu gerçekleşmiş olacaktır.
DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak, “şu anda fiilen bölünmüş bir Suriye ile karşı karşıya olduğumuzu, süper güçlerin BOP projesi kapsamında Suriye’yi bir oyun sahası haline getireceği gerçeğinden hareketle tüm muhatapları uyarıyoruz ki, bu oyun Irak’ta olduğu gibi burada da oynanacak ve ülkemize komşu bir garnizon devlet oluşturulmasıyla sonuçlanacaktır.” Demedi demeyin.
Değerli okurlar, hedefine adım adım ilerleyen BOP projesi kapsamında, İsrail’in başını çektiği emperyal güçler ve yerli işbirlikçileri, ülkemiz sınırlarında da değişiklik hayaliyle milletimizi bir kefene koymayı hedefliyorlar. DOĞRU PARTİ olarak, “Sınırları cetvelle değil kanla çizilen ülkemizin emanetçisi aziz milletimiz adına; BOP projesinin tüm paydaşlarına, tarihimizde yaşanan ve ülkemizi aralarında paylaşmayı hayal edenlerin, sonuçta canlarına nasıl mal olduysa TÜRK milleti, günümüzde ve gelecekte de kendisine ve vatanına biçilen kefeni bunlara giydirecek kurucu iradeye sahiptir. Hatırlatmak isteriz. Bu topraklar çok ihanet gördü ancak tüm hainleri gömdü. Tıpkı; İskilipli Atıf, Seyit Rıza ve Şeyh Sait gibi. 13.Aralık.2024
Selam ve saygılarımla
Cezmi Orkun
DENİZ
3 gün önceÇEVRE
21 Aralık 2024ÇEVRE
21 Aralık 2024ÇEVRE
21 Aralık 2024DENİZCİLİK
21 Aralık 2024ÇEVRE
21 Aralık 2024DENİZCİLİK
21 Aralık 2024