DOLAR 34,5426 0.17%
EURO 36,0316 -0.57%
ALTIN 3.004,921,46
BITCOIN 34291491,45%
İstanbul
15°

AÇIK

06:23

İMSAK'A KALAN SÜRE

Bir Hayalim Var

Bir Hayalim Var

ABONE OL
27.06.2022 22:25
Bir Hayalim Var
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir hayalim var, eğitimin devlet politikası olduğu iktidar değiştikçe değişmeyen.

İktidar 8 yıllık eğitimi kamulaştırmış, sadece devletin ilkokulları var. Her öğrenci yürüme mesafesinde okula ulaşabileceği okullar hızla inşaa ediliyor.

Hepsi devletin ürettiği ve her sömestr başında verdiği tek tip önlükleri giyiyor. Her okulda bir psikolog var. Özellikle öğretmenlerin psikolojileri İl Eğitim Müdürlüklerinin takibinde. Öğretmenler gelişimlerini sağlayacak eğitim programlarına katılmak zorundalar.

Her öğretim yılı 4 sömestir ve sadece sömestir sonunda imtihan ediliyor çocuklar, 8 yıl boyunca karnede not yok,  imtihanlar sadece çocukların gelişimini izlemek ve ailelerini bildirmek için var.  

8.  yılın sonunda genel bir imtihan ile çocuklar ya normal liseye, Fen Lisesine veya Meslek lisesine giriyor. 

Liseler 3 yıl.  Liseyi bitiren ve üniversite imtihanında başarılı olamayan gençler 2 yıllık Meslek Yüksek Okuluna imtihansız girebiliyor ve meslek ediniyorlar. 

Meslek yüksek okulunu bölümlerinde birinci olanlar, imtihansız kendi şehirlerindeki devlet üniversitesinin kendi bölümlerine girebiliyorlar, yada özel üniversitelerden burs alabiliyorlar.  

Mesela İmam Hatipten mezun bir öğrenci İmam Hatip Meslek Yüksek Okuluna gidebiliyor ve ayrıca Türkçe, Matematik, Tarih gibi bir dersi öğretecek kalitede ilkokul öğretmenliği eğitimi alıyor.  Bu eğitim İlahiyat fakültelerinde de devam ediyor.  Bir köy, kasaba camisinde göreve gönderilen cami imamı ayrıca okulda derslere giriyor. 

Bir hayalim var ki ; Üniversiteler tamamen özerk oluyor.  

Öğrenciler fakültelerini yönetecek Dekanları seçiyorlar ve bir de öğrenci temsilcisi seçiyorlar. Seçilen dekanların oluşturduğu üniversite senatosu yeterliliği olan ve aday gösterilenler arasından Rektörü oyluyor,  en yüksek oyu alan iki adaydan biri Cumhurbaşkanı onayıyla 3 yıllığına atanıyor. Cumhurbaşkanı atadığı Rektörü görevden alamıyor. Rektör senatonun dörtte üçünün oyuyla yada suç işler ve ceza alırsa mahkemeler tarafından görevden alınabiliyor. 

Senato üniversitenin bilimsel yönetimi ile ilgilenirken idaresi ile Rektör, 2 yardımcısı, öğrenci temsilcisi, çalışanların sendikasının önereceği 2 kişiden biri, Büyük Şehir Belediyesinin önereceği 2 kişiden biri, Valiliğin önereceği 2 kişiden biri, TÜBİTAK’ın önereceği 2 kişiden biri, MEB’nin önereceği 2 kişiden biri Üniversite Senatosu tarafından tercih edilerek 9 kişilik bir kurul oluşturuluyor ve bu kurul tarafından idare ediliyor. 

YÖK kaldırılmış ve üniversiteler bilimsel olarak TÜBİTAK’a bağlanmış. TÜBİTAK yönetimi Üniversitelerin Rektörleri tarafından Üniversitelerin yeterlilik sahibi profesörlerinden ve bilim insanlarından seçiliyor. 

Yeterliliği olan Başkan adaylarından en yüksek oyu alan iki kişiden biri Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor ve ancak Rektörler senatosunun dörtte üçünün oyuyla yada suç işler ve ceza alırsa mahkemeler tarafından görevden alınabiliyor. 

TÜBİTAK alt kurullarını oluşturuyor ve bütün üniversitelerin bilimsel araştırma projelerine bütçeler verip koordinasyonu sağlıyor.  Hatta ülkeyi diploması olan, üniversite mezunu, bilimden, hukuktan, insandan anlayan bir CUMHURBAŞKANI yönetiyor ve bu Cumhurbaşkanı her yıl eğitim şurasını topluyor ve eğitimde varılan nokta ile hedefler bir hafta boyunca hem şurada, hem de medyada tartışılıyor.

Hayal etmek ne güzel değilmi?

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP