Değerli vatandaşlar, toplumun her bir bireyinin farklı ve/veya müşterek sorunlarla karşı karşıya olduğu günümüzde işverenin, emekçinin, emeklinin, bakıma muhtaç çocuklar ve yaşlıların, kadınların, gençlerin ve engelli bireylerin tümünün sosyal ve ekonomik sorunlarına çözüm olması gereken siyasi iradenin sorun olduğu stratejik bir coğrafyada yaşıyoruz. Yani sorunu olmayan vatandaşımız yok gibi. Üstelik bu sorunlar vatandaşlarımızın dini, mezhebi, etnik kökeni, dili ve kültürel özellikleri farklı dahi olsa genellikle herkes için siyasi irade tarafından çözülmesi gerekiyor.
AKP iktidarı ve muhalefet partileri sorunlara çözüm bulmak yerine sorunun kendisi halini almıştır. Hal böyle olunca bu sorunlar siyasetçiler tarafından kendi çıkarlarına alet edilmektedir. Yıllarca ülkemizin bütünlüğünü bozma kaos ve karmaşadan yararlanma arzusunda olan emperyal güçler ve yerli iş birlikçileri Sağ-Sol, Sünni-Alevi, Kürt-Türk gibi hassasiyetleri kaşımış, kaşımaya da devam etmektedir. Milletimizin bu oyuna gelmemesi ülkemiz bekası açısından oldukça önemlidir. Çünkü;
Dini, mezhebi, dili ve etnik kökeni ne olursa olsun ülkesine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk milletinin eşit bireyidir. Yani; Kürt, alevi, Ermeni, Yahudi, Arap vs. olma gibi sorunlar yok. Çözülemeyen ve/veya çözümü istenmeyen sorunlar yanında siyasi ve kişisel çıkarlarını temel hak ve özgürlükler üzerinden elde etmeye çalışan ahlaksız bir güruh var.
Özetle Türk milletinin çözülmesi gereken sosyal, siyasal ve ekonomik sorunları yanında etnisiteye dayalı kültürel sorunların çözümüne dayalı talepler de var. Bu taleplerin olması Kürt-Türk ayrımına gerekçe olamaz, olmamalı. Asıl sorun Kürtler değil, sorun olan Kürtlüğün birilerinin çıkarlarına alet edilmesidir.
Yakın tarihimize bakacak olursak, 1999 yılında terörist başı bebek katili Apo’yu teslim eden ABD, iki ay sonra FETÖ elebaşını ABD’ye götürmüştür. FETÖ elebaşının ölümünün hemen ardından barış güvercini rolünü üstlenen siyasiler Apo’yu serbest bırakma mücadelesini başlattılar. Neden Emperyal güçler ve yerli iş birlikçileri dediğimiz, anlaşılıyor değil mi?
Değerli vatandaşlar, günümüzde kendini barış güvercini yerine koyan bu güçler ve piyonları, demokrasi bahanesiyle doğrudan Kürt halkı palavrasıyla milletimizin her bir ferdinin can ve mal güvenliğinin teminatı olmayı bırakıp terör örgütü elebaşı eşkıya ile pazarlık yapmayı öneren ve aklı sıra strateji ve taktik üreten zevat bilsin ki, milletimiz bıktı artık bu atraksiyonlarınızdan…
Bilmenizi isterim, Cumhuriyetin kuruluşunda üniter yapının korunması noktasında Kürtler, Lozan’a yazdıkları mektup ile “İngiltere yetkili kurul başkanı Lord Curzon’un bizler için fikirler üretmemesini rica eder ve Lozan’daki Temsil Heyetine ve başkanı sevgili hemşerimiz (Kürt) İsmet Paşa hazretlerine başarılar dileriz.’’ İfadesiyle Emperyalizmin oyunlarını boşa çıkarmışlardır. Bugün de Kürt vatandaşlarımız, kendilerini yok edecek yabancılara asla fırsat vermeyecektir.
Yahudi soykırımına Alman milliyetçiliği sebep olduğu halde, Alman milletinin ismi değiştirilmemiş, Almanya’da bin yıldır yaşayan Yahudi, Slav ve Türkler gibi dört kuşak önce göç etmiş olan etnik ve dini azınlıklar, etnik kökenlerine ve inançlarına bakılmaksızın kanun önünde eşit birer Alman vatandaşı olarak kabul edilmişlerdir. Bizde de İngiliz emperyalizmine karşı gelişen Tanzimat dönemi sonrası Türk milliyetçiliği İngiliz ve Rus emperyalizmine karşı bir savunma milliyetçiliği olarak teşekkül etmiştir.
Sorarım sizlere; Türk kanunlarının hangisinde Kürt olanlar filanca haklara sahip değildir gibi bir hüküm var? yok tabi. Sonuç olarak diyebilirim ki, Türk milleti; Kürdü, Arap’ı, Yahudi’si ve Ermeni’si ile ayrılmaz bir bütündür sorunları ise sosyal çürümenin sebep olduğu sorunlardır. Yani, milletin etnik kökeni farklı olan vatandaşlarla bir sorunu yoktur, hiçbir zamanda olmayacaktır. Ancak, sosyal çürüme sonucu Kürt vatandaşlarımızı kendi çıkarlarına alet ederek Türkiye’nin Üniter devlet yapısına göz dikenlerle, ülkenin bölünmesini ve terörist başı bebek katili Apo’ya özgürlük isteyenlerle sorunu var.
30.Ekim.2024
Selam ve saygılarımla
Cezmi Orkun
ÇEVRE
21 Kasım 2024ÇEVRE
21 Kasım 2024ÇEVRE
21 Kasım 2024DENİZCİLİK
21 Kasım 2024ÇEVRE
21 Kasım 2024DENİZCİLİK
21 Kasım 2024ÇEVRE
21 Kasım 2024