Değerli vatandaşlar, bildiğiniz üzere Atatürk birbirinden farklı beklenti, anlayış ve kültürde olan insanları özgürlük şemsiyesi altında toplayıp kendi kaderimizi başkaları değil kendimiz tayin ederiz anlayışı etrafında birleştirerek vatanımızı emperyal devletler ve yerli işbirlikçilerden arındırmış ve bizlere bu vatanı emanet etmiştir. Siyasal İslamcılar ise demokrasinin tüm nimetlerini kullanarak iktidara geldikten sonra bizlere emanet edilen bu vatanı muasır medeniyetler düzeyine çıkartmaları gerekirken, tarikat veya cemaat mensubu ya da bunlarla iç içe olan meczuplarla, dış mihrakların desteğini de alarak Cumhuriyetin temel ilkelerini ortadan kaldırma mücadelesi veriyor. 

Atatürk; Saltanat ve Hilafeti kaldırıp tekke ve zaviyeleri kapatarak siyasal İslamcıların rant kaynaklarını asli sahibi millete aktarmıştır. Bu nedenle Türk milletinin 7’den 70’e gönlünde taht kuran Mustafa Kemal Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet ideolojisine karşıdırlar. Dahası, bu yobaz ve gerici anlayış algı operasyonlarıyla Atatürk’ü karalamaya, yalan ve iftiralarıyla karşı kamuoyu oluşturmaya dün olduğu gibi bugün de devam ediyorlar. “Biz; BU MİLLET, Padişahlara, Şahlara, Şıhlara DEĞİL Yalnız ALLAH’A KUL OLSUN istedik” diyen ulu önderi sever mi? bu yobazlar! tam tersi ağızlarında sakız çiğner gibi;

• Lozan bir mağlubiyettir!, 
• Hilafet İngilizlere yaranmak için kaldırıldı!,  
• Ayasofya’yı müze yaptı!, 
• Ezanı Türkçe okuttu., 
• Kur’an öğrenimini yasaklattı ve benzeri… sloganlara sığınmaktadırlar. Bunu yapmalarının nedeni ise ideolojik ve maddi duygusallıktır. Özetle;

Atatürk cumhuriyeti kurduğunda gelir getiren toprakların neredeyse tamamı tarikat ve cemaatler ile bunların kurduğu vakıfların elindeydi. Ancak; hilafetin kaldırılmasıyla birlikte (Din İşleri) kaldırıldı yerine Diyanet işleri Başkanlığı, (Vakıflar) kaldırıldı yerine Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu. Dolayısıyla Ulema sınıfının imtiyazları ellerinden alınınca tarikat ve cemaatler emperyal güçlerin desteklerini de alarak ülkenin birçok bölgesinde (Şeyh Sait, Ağrı, Menemen) ayaklanmalara teşebbüs etmişlerdir. Atatürk tüm bu isyanları da bastırmıştır. Sonuçta tarikat veya cemaatler yasaklandı ancak ne dinimiz, ne de Müslümanlığımız ve Türklüğümüz elden gitti. Giden sadece dinimizi çıkarlarına alet eden din istismarcılarının güç ve gelir kaynaklarıdır. 

Kuran’ın ilk Türkçe tefsirini kendi parasıyla yazdırıp tüm yurda dağıttıran Atatürk’e “İslam düşmanı” veya “Deccal” diyerek iftira atanlar aslında dinimizi değil kendi çıkarlarını savunan bir avuç vatan hainidir. Atatürk’ü iftiralarıyla karalamak isteyen bu zavallılar gelir ve güç kaynaklarını kaybeden tarikat mensupları, imtiyazlarını kaybetmiş aşiret reisleri ve iktidarını kaybetmiş bir kısım din düşmanı siyasal İslam savunucularıdır.

Değerli vatandaşlar Ortadoğu ülkelerin de kan ve vahşet kol gezerken, laik cumhuriyetin kurucusu büyük Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’ni, tarihimize ve uluslararası hukuka uygun ve eksenine Türk Milletini alarak kurduğu milli ve üniter yapı sayesinde ayakta kalmıştır, kalmaya da devam edecektir. Çünkü, Atatürk; kökeni, dini, mezhebi ve cemaati ne olursa olsun eşitlik ilkesi çerçevesinde herkesi Türk Milletinin asli unsuru olarak tek çatı altında toplamıştır.

İşte bu sebepledir ki, emperyalistler ve yerli iş birlikçileri Büyük Atatürk’e karşı sürekli iftira, kin ve nefretle saldırıyor; etnik yapı ve din üzerinden insanlarımızı kışkırtarak birlik ve bütünlüğümüzü bozmaya çalışıyor; Ulu önderin ulusal bağımsızlıktan, akıl ve bilime dayalı aydınlanmadan, çağdaş uygarlıktan ve laiklikten yana taraf olması hem emperyal güçleri hem de onların yerli iş birlikçilerini oldukça rahatsız ediyor. Çünkü bu anlayış; Bağımsız bir Türkiye istemiyor, Çağdaş-Demokrat ve laik Cumhuriyeti yok ederek Ülkemizi orta çağ karanlığına itmek istiyor.

Merkezinde millet olan 1923 Atatürk Türkiye’si, her alanda milletle birlikte birçok kazanımları elde etmişken, merkeze milletimizi almayan 22 yıllık AKP Türkiye’si ise her alandaki Cumhuriyet kazanımlarını yerle yeksan etmiştir. Ayrıca; Günümüz iktidarı ayrımcı ve kutuplaştırıcı politikalarıyla vatanın bütünlüğünü tehlikeye atıyor. Vatan ve millet düşmanı hainlerin Atatürk’ün mirası Cumhuriyetimize saldırılarına göz yumuyor. Görmezden geliyor. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Atamızı vicdan sahibi milletimizin gönlünden atamazlar. Bilsinler ki ATATÜRK ve eseri Cumhuriyet vatanımız ve Türk milletinin varlık sebebidir. 18.Ağustos.2023

Selam ve saygılarımla

Cezmi Orkun

Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı

(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)