Evet, siyaseti cesur, dürüst, bilgili, deneyimli ve vatanını gerçekten seven insanlar yapmalıdır.
Gerisi kişisel beklentiler ve tatmin olmak işidir veya şovdur. Bu tip siyasetçiler, ülkeye çok zarar verirler. Bunların ülkeye verecekleri zararın büyüklüğü halk tarafından daha sonra anlaşılır.

Sizlere iki örnek verelim;
Birincisi;
AKP, Türkiye Cumhuriyeti’nde “Laiklik İlkesinin” köküne kibrit suyu dökecek “Diyanet Akademisi” yasa teklifini TBMM’ye sundu. Bu yasaya CHP ve İYİ Partili milletvekilleri olumlu oy verip desteklediler. (Ortakları Davutoğlu-Babacan-Karamollaoğlu-Uysal istediği için)
Bu yasaya göre, Hıristiyan Dinindeki “Ruhban Sınıfı” gibi dokunulmaz bir sınıf yaratılıyor, buraya atananlar askerlikten muaf tutuluyor, adeta yeniden Şeyhülislamlık kurumu oluşturuluyor!
Bu yasanın Laik Cumhuriyeti yıkma projesinin önemli bir adımı olduğunu anlamak için,
Diyanet İşleri Başkanının son bir yıllık söylevlerini, Cumhurbaşkanının Başdanışmanının “İslam Anayasası” çalışmalarını, şer’i hükümlerin hayatımızın her anına hakim olma taleplerini, tarikatların eğitimimize hakim olmasını ve kamu kuruluşları ile AKP’li Milletvekilleri ve Belediye Başkanlarının
“İslam Anayasasına” maddi-manevi destek vermelerini görmek gerekir! (AKP’nin 2008 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu” gerekçesiyle mahkum edildiğini de unutmamak gerekir)

İkincisi;
AKP+MHP, hiçbir demokraside olmayan bir SANSÜR YASASINI, TBMM’de iki partinin toplam 70 MV’nin (!) oyuyla kabul ettirdi. Muhalefet MV ’leri oylamaya katılmadılar.
Bu yasanın kabulü ile, insanların özgürce haberleştiği ve düşüncelerini paylaştığı sosyal medyaya ağır yasaklar getirildi. Yazılı ve görsel medyanın %95’ini haram parayla satın alarak kendine köle eden AKP, diğer %5’lik medyayı da RTÜK ve reklam yasakları ile zaten çökertmişti!

Bu iki yasa Demokrasiye, Laik Cumhuriyete, Özgürlüklere vurulmuş çok büyük darbelerdir. Muhalefete; “Neden direnmediniz, neden teslim oldunuz” dediğimizde, bize söylenen şudur;
“Zaten TBMM’de çoğunlukları var! Nasıl olsa kabul edilecekti, o yüzden katılmadık!”

Siyasette, iddianız kadar başarılı olma hakkınız vardır. Siyasette mucize yoktur. Demokrasiyi çökertecek bu iki yasaya karşı direnmiyorsanız, dünyayı iktidarın başına yıkamıyorsanız, iki ihtimal var demektir.
Ya korkak ve bilgisizsiniz, ya da örtülü ortaksınız!

Hatırlar mısınız? 1 Mart 2003’te, 80 bin ABD askerinin ülkemizde konuşlanması, çok yerde üsler açılması ve Irak’a Türkiye üzerinden girilmesini öneren
“AKP Hükümet Tezkeresi” TBMM’de, AKP çoğunluğuna rağmen reddedilmişti.

Peki bu reddediş nasıl gerçekleşmişti?
Türkiye’yi ayağa kaldırarak! TBMM’deki mücadeleye, tüm STK’lar, medya, sendikalar, TBMM dışı muhalefet ve Türk Milleti destek vermiş ve TBMM’deki AKP üstünlüğü tersine çevrilmişti!

Haklı olduğunuz, ülkenizin ve demokrasimizin aleyhine bir konuda dik durabilirseniz, taviz vermezseniz ve Türk Milletini ayağa kaldırabilirseniz, ülkenizi korursunuz!
Ama, yüreğiniz yetmiyorsa, bilginiz, cesaretiniz yoksa, 20 yıldır olduğu gibi AKP her istediğini yapar. Siz de trene bakar gibi, seyredersiniz!
Siz muhalefet partisi misiniz, yoksa kavşakta duran ve her geleni sırayla geçiren trafik görevlisi misiniz?

Aziz Türk Milleti;
Hepimizin özel yaşamımızda, veremeyeceğimiz taviz, kabullenemeyeceğimiz saldırı, tehditler vardır.
Silahlı bir saldırgan, tenhada sizden tehditle biraz para istiyorsa, bu para da sizi yıkmayacak kadar bir meblağ ise, “Vereyim de defolsun gitsin” diye düşünebilirsiniz! Ama eşkıya sizden sevdiğinizin hayatını, namusunu istiyorsa, elbette ki onunla ölümüne dövüşürsünüz.

Siyasi sorumluluk aldıysanız, bir siyasi partinin Genel Başkanı iseniz, Türk Milletini, Anayasamızın ilk 6 maddesini, Atatürk İlke ve Devrimlerini korumak zorundasınız. Seçimi kazanmak veya siyasi çıkarınız için bunlardan feragat edemezsiniz. Etmeye kalkarsanız, ihanet çukuruna düşersiniz ve gideceğiniz yer Yüce Divandır.

Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Akşener;
Sizlerin ikinizin, ortaklarınızın ve sizleri birarada tutan gücün, Türk Milletini yenmeniz mümkün değildir. Laik Cumhuriyeti ve Türk Milletini asla sahipsiz bırakmayacağız…

Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Ekim 2022
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı