Ukrayna’ya 91 yılında ilk Odesa’nın İzmail limanındaki ofise para vs. götürmek için gönderilmiştim. Uçağa bindik 2 saat sonra Odessa havaalanına indik ve bürokrasiyi ve beklemeyi Pasaport kontrolü yapan askerin padajdi diyerek eliyle dur işareti yapması ile Rusça bekle ne demekmiş’i de öğrendim.
Yolcuların pasaport kontrolü kuyruğuna girdikleri pasaport kulübesi ile yolcu kuyruğu arasındaki yerde kulübeye bir iki metre kadar bir mesafede zeminde ki kırmızı boyalı çizgi Sovyet faşizmi kalıntısı yasaklarıydı önündeki onu geçse de senin arkasından o yere yaklaşmaman içindi o çizgi… O çizgiyi aşarsan ayvayı pardon fırçayı yerdin.
Zaten yolcularda ben gibiydi o yıllarda Rusça bilmez ama kurallara uyan Türk vatandaşları… Bir kısmı tekstil bir kısmı başka mallar satabilir miyim diyen girişimciler birkaç da fırın kurabilir miyim diye düşünen ya da onlar kursunlar diye çağrılan isimler öyle ya ilk Romanya kapitalizme geçmiş bizden bavul ticareti ve fırıncılar fırınlar açmıştı deli paralar kazanmışlardı ya…
Öyle ya batı tarzı ekmek yapılmıyor genelde kara ekmek ya da bizim peksimete benzer francalaya benzer ama kimyasal katkısı olmadığından yumuşak olmayan kullanılan unun renginde bir ekmekleri vardı. Yani bizdeki gibi içi yumuşacık ve beyaz değildi oraların ekmekleri ama sağlıklı idi. Hoş sonradan o fırınlarda kullanılan ki bizde halen kullanılan beyazlatıcının kanserojen olduğu gerekçesi ile yasaklanma ya da en alt sınırda kullanılmasına indirgeyen kurallar konmuştu.
Koskoca Sovyetleri de aslında çalışanla çalışmayanın aynı maaşı alması ve insanların bazı basit ve absürt istekleri çiklet, kadın çorabı, ruj vs olmaması yada sağlıklı doğal olanların dışında imal edilmemesi sebebi ile dağılmaya giden yola çıkartmamış mı idi? İnsan egosuna hitap etmeyen her rejim hele de polis devletlerinin yıkılacağını bilmek için kahin olmaya gerek yok…
Bizim gibi gelişmeye çalışan Uçak yapımı öncelikle A.B.D. ve o yıllarda makine vs bilgileri çok basitken toprak ağalığı aşiret düzeni egemenlerince ülkenin gelişmesi engellenmedi mi? Orada da her şey vardı ama bize göre 20 sene geride her şey basit ve en yalın hali ile idi.
Neyse o yıllarda çalıştığım denizcilik firması birkaç aylık kısa sürecek ancak yaptığımız işle bağlantılı özel bir görevle ilk Mariupol şehrine yollamıştı beni. Şehirde benden başka da yabancı yoktu ilk zamanlar. Sonradan Kanada kökenli Honkong / Çin asıllı birileri geldi de yalnızlığım bitti idi. Mariupol’da yaklaşık 3 ay falan kaldım. Dönüşte istanbulda fazla oturamadan yine Ukrayna’nın Nikolayev şehrine gönderildim. Türkmenistan’da fabrika kuran şirketlere ödeme barter olarak yani pamuk olarak yapılıyordu bu pamuk vagonlarla Nikolayev’e geliyordu orada liman depolarında depolayıp gemilerle şirketlerin isteğine göre gidecekleri yerlere gönderiyorduk.
Neyse hikâyeye dönelim nereden istakoza ulaşacak bu yazı der gibisiniz farkındayım.
Bir gün bu şirketlerin yani müşterilerimizden birinin müdürü geldi Nikolayev’ depoları ve pamuklarını görmeye. Tabi bunu aldık yeni açılmış şehrin ilk ve tek özel lokantasına götürdük ötekiler devletin ve siparişi verdikten sonra en az 1 saat bekliyorsunuz. Aman dedim adam pimpirik burnundan kıl aldırmayan küçük dağları ben yarattım diyen bir tip zaten buraya götürelim de en azından servis hızlı dedim neyse gittik oturduk. Lokantada oturduk aperatifler vs geldi bizim adam tutturmaz mı Rakı isterim diye Türkiye’den gelirken getirsen açar içerdik te evde de yok ne yapacağız ? Müşteri memnuniyeti de önemli tabi. ( Orada o yıllarda yiyecek içecekle lokantalara barlara gitmek serbestti sadece masa ve yemek parası da verilebiliyor idi.)
Adam burada Rakı var biliyorum diye kendinden emin zorladıkça zorluyor neyse zaten o yıllar her şey bedava gibi, zaten masraflar şirkettendi.
Çağırdık garsonu sordurduk tercüman üzerinden sizde Rakı var mı diye? Garson var demez mi? Ben tabi hemen işi sağlama aldım kaç tane varsa getir dedim netice de bizim bildiğimiz Rakı ise eve de götüreceğim mal bulmuş mağribi gibiyim bir yandan bu Rakı işinde bir alengir var neyse anlar görürüz bakalım diyorum içimden. 14 mü ne Raki varmış getir hepsini dedim. Zaten şişesi 1 dolar içkilerin Rakı olsun olsun 5 dolar olur, para tutmayacak yani. Merakla ve sabırla ne gelecek masaya bakalım diye bekliyorum. Ne ise biraz geçti masaya bir baktım sipariş etmediğimiz halde koca bir tencere haşlamışlar istakozları getirdiler. Biz bunu sipariş etmedik bu nedir dedim. Garson Raki sipariş ettiniz ya demin dedi bunlar o Rakiler demez mi bende jeton düştü. Masada yerlere yattık doğal olarak Yani Rakı oldu raki ve Rusçada rak çoğulu raki istakoz demekmiş efendim onu da bu sayede öğrendik. Neyse ki adam başı 3er falan düştü de yiyebildik ya dükkanda 1 kasa raki olsa idi o kadar istakozu nasıl yerdik onu bilmiyorum:)
ÇEVRE
24 Kasım 2024ÇEVRE
24 Kasım 2024ÇEVRE
24 Kasım 2024DENİZCİLİK
24 Kasım 2024ÇEVRE
24 Kasım 2024DENİZCİLİK
24 Kasım 2024ÇEVRE
24 Kasım 2024