Değerli okurlar, siyaset ve siyasetçilere milletin nefretinin temelinde siyasetin millet için değil iktidar yanlısı kesim için yapılıyor olmasıdır. Oysa; Demokrasilerde ulus devlet olmanın gereği, hemen hemen her konuda fikir birliği içerisinde olan bireyler topluluğu belli bir disiplin çerçevesinde görüşlerini ifade etmek için parti kurarlar ve yapılan seçimler sonucu toplumun rızasını almaları halinde verilen süre için ülke yönetiminde yetkili olurlar. Adına siyaset dediğimiz bu olgunun temelini; iktidar, meşruiyet, şiddet, otorite, itaat, düzen, siyasal ve toplumsal yapılar teşkil eder. Toplum üzerinde kendi istediklerini yapabilme veya yaptırabilme gücünü elde eden iktidarların en önemli özelliği ise meşruiyet kazanmasıdır. Yani, iktidar ile toplum arasında karşılıklı rıza ortamının oluşmasıdır.
Değerli okurlar, iktidarlar ülkenin içte ve dışta refah ve huzurunu temin etmek için toplumla uzlaşı içerisinde hareket etmesi durumunda muktedir olma gücüne sahip olur. Son 23 yıllık siyasi tarihimizde AKP iktidar olmasına rağmen muktedir olmayı maalesef başaramamıştır. Özellikle parlamenter sistemin kaldırılması sonrası ülkenin içte ve dışta tüm geleceği tek kişinin iradesine teslim edilmiş ve sorunlar çözülemez hal almıştır. Siyasal İslam ve sözde milliyetçi anlayışın ortak tutumları emperyal güçlerin amaçlarına hizmet eder noktaya taşınmıştır ki, bunun için AKP ve koşulsuz destekçileri iş birliğinde kuvvetler ayrılığı yok edildi, yargı bağımsızlığını yitirdi, hukuk; üstünlerin hukuku haline dönüştürüldü ve TBMM noter görevi dışında işlevsiz hale getirildi. Özetle; Cumhuriyetin tüm kazanımları adım adım yok edilerek ülkenin her kesimi için yaşanamaz bir hal alması yanında ulus devlet ve üniter yapının bozulmasının temelleri atıldı, atılıyor.
Burada Özbek kökenli CIA mensubu Türk düşmanı Ruzi Nazar’a atfedildiği üzere bir toplantıda; “Kürdistan’ı kurmak istiyorsak, Kürtleri kışkırtmak en kolay iş! Zor olan, Türkleri uyutacak birilerini bulmaktır! Bize iki adam lazım; biri dindar Müslümanları uyutacak, diğeri milliyetçilere ninni söyleyecek.” dedi. Akabinde bir gazeteci “Peki, Atatürkçü solcuları ne yapacaksınız?” diye sorunca, Ruzi Nazar, kendinden emin bir şekilde “Türk solu vatansever mi, devrimci mi olacağına karar verene kadar biz Kürdistan’ı çoktan kurarız!” diye cevap verir.
Ne dersiniz değerli okurlar, bu anlayış sizlere de yabancı gelmiyor değil mi? ben kıssadan hisse derim… Günümüz iktidarı ise, bu anlayış ifşa olmasın diye muhalif kesimlere yargı üzerinden uyguladığı baskılarla millete gözdağı vermektedir. Öyleyse muhalif kesimler “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” anlayışı ekseninde bir GÜÇ birliği oluşturmalıdır. Öyle ki, muhalif seslerin hapsedilmesi ve toplumda korku ikliminin yayılmasına çalışılan bir sürecin içerisindeyiz. Dış güçler ve yerli iş birlikçilerini ayakta tutan bu anlayışın önüne mutlaka ama mutlaka GÜÇ BİRLİĞİ barikatı kurulmalıdır.
23.Ocak.2025
Selam ve saygılarımla
Cezmi Orkun
ÇEVRE
4 gün önceDENİZ
30 Ocak 2025ÇEVRE
30 Ocak 2025ÇEVRE
30 Ocak 2025ÇEVRE
30 Ocak 2025DENİZCİLİK
30 Ocak 2025ÇEVRE
30 Ocak 2025