Makam, mevkii, para, pul, güç için dinini siyasete alet edenler, gerçek dinsizlerdir!
Bir ülkeyi baskıyla, zor kullanarak, Anayasa ve Yasaları yok sayarak, tek başına yöneten kimsenin adı, dünyanın her dilinde aynıdır. Despot!
Cumhuriyet döneminin en önemli, belki de en son seçimine gidiyoruz.
Hiç şakası yok. Ya Laik Cumhuriyeti koruyacağız, ya da bir bölümü ikinci İsrail olarak görev yapacak Kürt Devletiyle “Federe Siyasal Ümmet” çukuruna düşeceğiz ve hırsızlar Türk Milletini soymaya devam edecekler.
Laik Cumhuriyete, Atatürk’e ve Devrimlerine, Sosyal Hukuk Devletine karşı olanlar güçlerini nereden alıyor?
-Cumhur İttifakı bileşenlerinin elinde adeta bir silaha dönüşmüş tüm devlet organları!
-Devletin parasını, TV-Radyolarını, memurlarını, güvenlik güçlerini, aşağılık bir şekilde “Seçim malzemesi” olarak kullanan bir ittifak!
-İnanç olarak bir şeyhe teslim olmuş, özgür iradesi olmayan “Dini Yapılar!”
Şöyle ki;
Her biri cahil kesim üzerinde çok etkili olan 130 bin elemandan oluşan Diyanet Kurumu!
800 bin kişilik öğrenci kapasitesiyle, 3 bin 331 adet Tarikat-Cemaat Öğrenci yurdu!
1 milyon 200 bin öğrencisiyle 1693 adet İmam Hatip Okulu. (Yasaya aykırı olarak)
Kur’an Kursu sayısı; 19 bin 500 öğrenci, Kaçak Kur’an Kursu sayısı 10 bin!
Çoğu Ülkücü ve Alperen Ocaklarından yetişmiş ve Doğu ve Güneydoğu’da Bahçeli-Soylu kararıyla KAYYIM olarak atanmış Kaymakamlar!
Dünyanın en zengin 8 siyasetçi arasında yer alan “Hırsızlar İmparatoru!”
Peki, Laik Cumhuriyete, Sosyal Hukuk Devletine ve Atatürk İlke ve Devrimlerine sahip çıkması, koruması gereken, fakat bir türlü görevlerini yapmayanlar kimler? Şöyle ki;
-Dünyanın tüm emperyalist devletlerinin ordularını yenen ve Bağımsız Türk Devletini kuran Türk Milleti, bu zorbalığa neden boyun eğer?
-Darbelere karşı olan, özgürlüğüne sahip çıkan Türk Milleti, Cumhuriyetin 100’üncü, çok partili siyasi yaşamın 72’nci yılında zulme niçin başkaldırmaz?
-209 Üniversitesi, yaklaşık 8 Milyon öğrencisi olan, Cumhuriyetin en önemli projelerinden olan Üniversitelerimiz, öğretim üyeleri ve öğrencileriyle nasıl olurda böyle önemli bir konuda dilsiz kalırlar?
-Üniversitelerimizde yaklaşık 68 bin Kadının öğretim üyesinin görev yaptığı,
Adli sistemin %37’sini Savcı-Yargıç olarak temsil eden Türk Kadınları neden kendilerini eve kapatacak bir rejim karşısında haykırmaz?
Dünya siyasi tarihini incelediğimizde bu akıl tutulmasının, bu toplumsal beyin felcinin sadece bizde olmadığını görürüz.
Despotların tamamının en önemli aleti, gerek din yoluyla, gerek terör ve baskı yoluyla halkı korkutmaktır. Ayrıca despotlar rahatlıkla yalan söylerler, inkar ederler, iftira ederler! Korkunç bir hastalık gibi insan olma erdemini kemirirler ve toplumu bir “Korku Toplumu” haline dönüştürürler.
Toplumu uyarmak, korku perdesini yırtıp atmak için öncelikli görev Siyasi Partilerdedir. Bu görev için bilgili-cesur- ve siyaseti bir sanat zarafetiyle yapan partilere ihtiyaç vardır. “İttifak” adı altında bir araya gelenler ülkenin temel konularında, farklı düşünmemelidir.
Türkiye’ye gerçek demokrasiyi getireceğini söyleyen 6’lı ittifak, bu konuda çok beceriksiz! Ne Türk Milletine güven veriyorlar ne de birbirlerine!
Babacan’ın bugün söyledikleri yenir yutulur gibi değildir. Bakın;
“Din ve İnanç topluluklarının önündeki (TARİKATLAR ve CEMAATLER) örgütlenme özgürlüğü önündeki engelleri kaldıracağız. Dini toplulukları keyfi müdahalelerinden koruyacağız. Tarikat ve Cemaatlere Yüksek Öğrenimde kendilerinin eğitimcilerini yetiştirme imkanı tanıyacağız. (Devlet eli ile Tarikat Şeyhi yetiştirme)”
Ya Davutoğlu’na ne demeli?
Ana dilde eğitimden, terör örgütünün bölücülüğünü savunmaya, eyaletlere bölünmekten, her inanca, her etnik kökene parti kurulmasına izin vermeye kadar konuşarak zehir saçıyor?
Aziz Türk Milleti;
Bu ve benzeri talepler hem Anayasaya aykırıdır, hem de 6’lı ittifakı dağıtır…
Bu yüzden 4 parti olarak Türk Milletinin önüne, dıştan emir almayan, milli bir ittifak kuruyoruz. İnanıyorum ki, bu ittifak herkesin kafasındaki sorulara cevap olacak ve Türkiye’yi bu kaos ortamından çıkaracaktır.
Çok zor bir döneme giriyoruz. Herkes dikkatli ve uyanık olmalıdır.
Dik duracağı, ite-kopuğa, tarikat ve cemaat artıkları karşısında Cumhuriyeti sahipsiz bırakmayacağız.
Sağlık ve başarı dileklerimle 04 Ocak 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
ÇEVRE
25 Kasım 2024ÇEVRE
25 Kasım 2024ÇEVRE
25 Kasım 2024DENİZCİLİK
25 Kasım 2024ÇEVRE
25 Kasım 2024DENİZCİLİK
25 Kasım 2024ÇEVRE
25 Kasım 2024