DOLAR 35,1764 -0.18%
EURO 36,7657 0.08%
ALTIN 2.973,090,35
BITCOIN 3386727-2,08%
İstanbul

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

DEVLETİMİZ SATILIK MI?

DEVLETİMİZ SATILIK MI?

ABONE OL
14.09.2022 15:24
DEVLETİMİZ SATILIK MI?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Öncelikle sözüm, Cumhur ve 6’lı ittifakın Genel Başkanlarına!
Ülkemizin son 21 yılına iktidar ve muhalefet olarak damga vurmuş kişilere!

Sizler Türkiye Cumhuriyeti Devletini satılığa mı çıkardınız?
T. C. Devletinin kuruluşunda ne katkınız var ki, devletimizi kurup bize vatan armağan eden Kurucu Liderlerimizin oluşturduğu Cumhuriyetimizin ilkelerinin dışına çıkabiliyorsunuz? Üstelik her şeyin gerçek sahibi Türk Milletine sormadan! Anayasa değişti de, bizim mi haberimiz olması?

Sizleri bilmem ama Türk Milletinin “MİLLET” anlayışı şudur;
Millet, şu an vatan dediğimiz toprak parçası üzerinde yaşayanlarla, vatan için canlarını vermiş toprak altında yatanların ve gelecek nesillerin aralarında oluşan tarihi-kültürel bağlar- destanlar ve hatıraların harman olduğu, nesilden nesile aktarılacak kutlu bir kavramdır.
Millet kavramını, etnik kökene göre tanımlayamayız. Milleti, üstte saydığımız kültürel kodlarla tanımlarsak hem doğruyu yapmış oluruz, hem emperyalist devletlerin ve özellikle Vatikan’ın oyunlarını bozmuş oluruz.

Bir örnek verelim;
Prof. Aziz Sancar, Kimya dalında Nobel ödülü kazanmış çok önemli bir değerimizdir. Prof. Aziz Sancar, her konuşmasında ısrarla “Ben Türküm” demektedir.

Aziz Hocanın amcaoğlu Prof. Mithat Sancar ise HDP Eş başkanıdır.
O da ısrarla “Ben Kürt’üm” demektedir.

Milleti ete kemiğe göre tarif etmek ırkçılıktır. Milleti, etnik kökene göre belirlersek, ikisinin de Arap olduklarını söylemeleri gerekirdi. Çünkü ikisi de Arap’tır ve Aziz Hoca’nın evinde tüm aile Arapça konuşur!

Fakat Milleti, Mithat Sancar da kültürel kodlarla tanımlasaydı, Mithat Sancar’da Türk olduğunu söyleyecekti!

Bir daha tekrar edelim;
T. C. Devletindeki bu sıkıntıların temelinde demokrasi eksikliği yatar.
Eğer demokrasimizi, gelişmiş ülkeler düzeyine çıkartabilirsek, tüm problemlerimiz kendiliğinden çözülecektir.
Ama öncelikle Genel Başkanların böyle konuları, “Siyaset aracı” yapmamaları ve gerçeği öğrenmekten utanmamaları gerekir.

Türkiye’mizin üstünde PKK ve diğer terör örgütleri vasıtasıyla oynanan oyunun temeli şudur;
T. C. Devletinin topraklarının bir kısmını da içine alan bir PKK Terör Devletini kurmak! İsrail-Amerika gibi devletlerin desteği de, 4 devletten koparılacak parçalarla, bölgede ikinci İsrail olarak görev yapacak bir devlet kurulmasıdır.

Olması gereken, 15 bin yıldan fazla tüm medeniyetlere beşiklik etmiş bu vatan toprakları üzerinde, “Türk Milleti” adıyla, herkesin etnik kökenini-inancını-mezhebini-anadilini- kültürünü özgürce yaşaması ve yaşatmasıdır.
Devletin de bu isteğe, bütünlüğümüzü bozmadan yardımcı olmasıdır!

Fakat bir ülkede “Toprak ve Egemenliğin” PAYLAŞILMASI talebi varsa, demokrasi de diğer gerçekler de bahanedir. Kimlerin Türk Milletinden böyle talebi varsa, onları talep ettikleri toprağa gömmek de Türk Devletinin görevidir.

Gelelim olmayacak bir duaya daha;
Erdoğan’ın “Çözüm Süreci” denilen ihanet sürecinde sık sık istediği
“Kürtçe Eğitim Öğretim” talebini şimdi Kılıçdaroğlu-Davutoğlu-Babacan-Karamollaoğlu istemektedir.
Eğitimde fırsat eşitliğini, eğitimde tekliği ve vatan çocuklarının 10-15-20 yıl sonra birbirleriyle anlaşamayacak hale getirecek, ikinci bir dilde eğitim talebi asla kabul edilemez. Çünkü “Dil Ulusun Kendisidir!”

Aziz Türk Milleti;
Farklı olmak, farklılıklarımızı korumak hayatın gereğidir. Farklılıklar kavga sebebi değil, tanışmak dayanışmak, hayatı renklendirmek içindir.
Uğruna savaşmamız gereken şey farklılıklarımız değil, adaletsizliktir.

Sözün özü;
Bu cennet vatanda bir ve beraber yaşamak istiyorsak, farlılıklarımızı değil, ortaklıklarımızı öne çıkarmalıyız.
Yemek kültürümüz, sofra adabımız, düğünlerimiz derneklerimiz, kirveliklerimiz, cenaze merasimlerimiz, gülmemiz, ağlamamız, namus anlayışımız, moral değerlerimiz, inançlarımız, Kırk Aşı, Nevruz! O kadar çok ortak yanımız var ki, ayrılığa ne gerek var?
Konuşarak, sadece bir etnik kökenin değil, hepimizin problemlerimizi, demokratik rejim içinde, çok çalışarak bolca üreterek ve hakça paylaşarak çözebiliriz!

Esas sorunumuz, bazı Genel Başkanlarının cahil olmalarında değil, üstelik kendilerini allame-i cihan zannetmelerindedir… Ya sabır!

Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Eylül 2022
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP