Değerli hemşerilerim, Maden ilçesi tarihi köprü ve hafriyat yüzünden yaşanan heyelan hakkında yapmış olduğum çalışmaları ve gelişmeleri sizlerle paylaştım. Bu yazımda da son durum hakkında bilgi vermek istiyorum. Tabi tüm bu işlemlerde kurumlar arası iletişimde ciddi kopukluklar olduğunu bizzat yaşadım, yaşıyorum. Adeta pinpon topu gibi sürekli birbirleri arasında döndürüp duruyorlar. Ama istedikleri kadar döndürsünler bende o yörenin bir çocuğu olarak sonuna kadar mücadele etmeye kararlıyım. Bu kararlılık çerçevesinde son duruma bakalım;
Bunlardan biri; tarihi taş köprünün restorasyonunun yapılmamasıdır. Bu konuda, 23.01.2023 günlü başvuruma Kültür ve Turizm Bakanlığı(Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü) cevabi yazısında (25.01.2023 tarihli yazı) talebim olan Maden tarihi taş köprünün restorasyonu ve yıkımına sebep olan firmadan zararın tazmin edilmesi konusunda, Bakan adına Daire Başkanı Ebru AKYOL ZOR imzasıyla tarafıma gönderilen cevabi yazının son paragrafı “2863 sayılı yasanın ve ilgili mevzuat kapsamında incelenerek gerekli işlemlerin (gizlilik esasına uyularak) yapılması, yapılan işlemlerin sonucundan ilgilisine ve genel müdürlüğümüze 10(on) gün içinde bilgi verilmesi hususlarında bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.” ifadesiyle tamamlanmıştır. 1 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen hala bir bilgi almış değilim.
Bir diğeri ise; hafriyat nedeniyle heyelan bölgesi kararı alınmasına sebep olan firma hakkında ne tür işlemler yapıldığı hakkında ilgili yasa kapsamında bilgi edinme hakkıma bir türlü cevap alamadığım için muhataplarım Elazığ valiliği ve İl özel idare hakkında şikayetimle, konuyu 2020 yılında yargıya taşıdım. Süreç hala devam etmektedir.
İlimiz vekilleri Maden ilçesinin sorunları hakkında dut yemiş bülbül misali sessiz ve ilgisiz kalırken farklı illerin vekillerince 9 kez soru önergesi (EK) verilmiştir. Bunlardan en yakın tarihli iki adet önerge ki; ilki, “doğalgaz neden verilmiyor” sorusunu EFELER diyarından Ankara M.vekili Mesut DOĞAN, ikincisi de DADAŞLAR diyarından İzmir M.vekili Hüsmen KIRKPINAR tarafından ekte görüldüğü üzere kültür ve Turizm bakanının cevaplaması amacıyla 4.Ocak.2024 günü yazılı soru önergesi vererek “cami-i kebir ve minaresinin restorasyonunun neden yapılmadığını ve neden bu ilçenin tescilli tarihi yapılarına sahip çıkılmadığını” soruyor.
O yörenin çocuğu olarak kendilerine ilçenin dertlerini yüreklerinde hissetmeleri nedeniyle önergeleriyle destek olan vekillere teşekkürlerimi iletiyorum. Biliniz ki, kendi tarihine sahip çıkmayanın, geleceği olmaz, gelecekte yok olur. Daha önce de söylediğim gibi vekiller, hemşerilerini değil genel başkanlarını temsil ettikleri gerçeği çerçevesinde, galiba, vekillerimiz çözüm aramak yerine sessizliği tercih ediyorlar. Öyle ya; DADAŞLAR ve EFELER diyarı vekilleri soruyor, GAKGOŞLAR diyarı vekilleri ise bu sorunlar karşısında susuyor. Yazıklar olsun sizlere. Rant söz konusu olmayınca böyle oluyor galiba!… Eğer değilse siyasi kimliğimle değil hemşeriniz olarak ilimiz vekillerine soruyor ve cevap bekliyorum;
Değerli hemşerilerim, kurumlar arası iletişim kopukluğu ve ilgili kurumların karar vermedeki irade yoksunluğu ve korkaklığı, hatta bilindiği üzere yandaşların korunduğu siyasi kararlar sonucu sorunlar çözümsüz kalmaktadır. Oysa amacı hizmet olan vekilin, hemşerilerinin dertleriyle dertlenen bir yüreğe sahip olması gerekir. Ancak; gördüğüm, Maden ilçesi ve sakinlerinin her alanda haksızlığa uğradığı, ilimiz vekillerinin bu durumu bilmesine rağmen sessiz kaldığıdır. Oldukça manidar değil mi?
“HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR” sözüne atfen biliniz ki sizler susmaya devam ettikçe ben bugün olduğu gibi gelecekte de hep konuşacağım ve haksızlıkları her platformda anlatacağım. Hemşerilerimizin dertlerine “derman vekil gerek” derken dertlere derman olacak yüreğe sahip vekilin olmadığını işaret ediyorum. Aksini iddia ediyor iseler, istedikleri platformlarda kendileriyle tartışmaya hazırım. 18.Ocak.2024
Selam ve Saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)
EK: SORU ÖNERGESİTÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıda belirtilen sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri ERSOY tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Hüsmen KIRKPINAR / İzmir Milletvekili
Elazığ ili Maden ilçesinde, 1792 yılında inşa edilen 231 yıllık Osmanlı kültür mirası Cami-i Kebir ve 1899’da inşa edilen minaresi, uzun süredir restore edilmeyi beklemektedir.
Cami-i Kebir ve minaresi 15 Eylül 2010 tarih ve 3318 sayılı kararla ”I. Grup Korunması Gereken Kültür Varlığı” olarak tescillenmiştir. Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 20 Ekim 2014 tarih ve 2569 sayılı kararı ile Cami-i Kebir’in restorasyonu, rölevesi ve restitüsyonu için onaylanan projenin uygulanmasına muhtelif bahanelerle başlanmamıştır.
Bu bilgiler doğrultusunda;
1) Cami-i Kebir’in ve minaresinin “Korunması Gereken Kültür Varlığı” olarak tescil edilmesinin üzerinden 14 yıl geçmiştir. Kurumlar arası koordinasyon eksikliği yüzünden ısrarla sürüncemede bırakılan restorasyon çalışmalarına ne zaman başlanması planlanmaktadır?
2) Cami-i Kebir’in ve minaresinin bulunduğu koruma alanında, eserlere zarar verebilecek durumların meydana geldiği bilinmektedir. Bu alanda tehdit oluşturan unsurlarla ilgili girişimi veya ihmali olan kişiler hakkında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında herhangi bir işlem yapılmış mıdır?
3) Anayasanın 63. Maddesi’nde Devlet’in, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlayacağı hükümlerine yer verilmektedir. Ayrıca Bakanlığınız evrensel kültür, sanat ve turizm değerlerinin sürdürülebilir korunmasını sağlayarak yaşatmayı misyon edinmişken Cami-i Kebir ve minaresine neden sahip çıkılmamaktadır?
ÇEVRE
24 Kasım 2024ÇEVRE
24 Kasım 2024ÇEVRE
24 Kasım 2024DENİZCİLİK
24 Kasım 2024ÇEVRE
24 Kasım 2024DENİZCİLİK
24 Kasım 2024ÇEVRE
24 Kasım 2024