(Emar (MR) Manyetik Rezonans Görüntüleme)

Ülkeyi yönetmek için Türk Milletinin kantarına çıkmaya cesaret eden kişileri tanımak bizler için hem haktır, hem de ödevdir. Siyasetçileri EMAR’a sokup içlerini okumak mümkün olmadığına göre, her çağdaş ülkede olduğu gibi onları partilerinin programlarından, yazılı-sözlü beyanlarından ve eylemlerinden tanıyacağız. Oluşacak kanaatımıza göre ya oy verip destekleyeceğiz ya da oy vermeyeceğiz.

Görevimiz sadece oy verip vermemekle bitiyor mu?
Elbette ki hayır. Oy versek de vermesek de siyasetçileri takip etmek, en ufak yanlışlarında uyarmak, dinlemiyorsa dürtmek (e-posta, ileti, telefon, sözle) yine anlamıyorsa, medeni şekilde protesto edip (karşılaştığımızda, yüzlerini ıslatmak gibi) ve desteğimizi çekmek zorundayız. Zamanı geldiğinde de verdiğimiz vekaleti geri almalıyız.

Erdoğan’ın siyasi yaşamını 1979’dan günümüze kadar dünkü yazımızda incelemiş ve “Radikal İslamcı” bir kişinin asla değişmeyeceğini kanıtlamıştık. Kendisinin “Biz FETÖ ile aynı menzile farklı yollardan giden aynı yapılarız” sözü son hedefinin “Federe Ümmet Devleti” olduğunun ve hedefine çok yaklaştığının kanıtıdır. Bu söylemleri ve “İslam Anayasası” çalışmalarını görmezden gelen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ilk önce bağımsız olması gereken kurumlarımızdandır.

Devlet Bahçeli;
Henüz Üniversite’de öğretim görevlisi iken sahibi olduğu “Beyaz Toros” otosunun bagajında onlarca otomatik silahla yakalanan, ne hikmetse hemen salınan biri. “Ölüm emri verebilmiş”, hep yalnız yaşamış, sevmemiş sevilmemiş bir ilginç kişilik!
Hakkında kesin kanıya varmak için son 10 yıllık beyanatlarını tarih sırasına göre okumak yeterli olacaktır. Türk Milleti, Cumhur İttifakından kurtulmayı becerdiğinde, önümüzdeki dönemde, onun da ne ismi ne resmi, ne cismi
Türk Devletinin hafızasında ve resmi binalarında olmayacaktır…

Cumhur İttifakının diğer destekçileri Perinçek ve Destici, önümüzdeki dönemde olmayacaklar.

6’lı İttifak;
Bu ittifakı oluşturan partileri tek-tek değerlendirmeyi, ülkemizin hassas durumu nedeniyle ileriye bırakıyorum. Bunun yerine kendisini T.C Vatandaşı kabul eden, Bağımsız Ulus Devlete ve Üniter yapıya saygılı her bireyin ortak beklentilerine 6’lı ittifakın nasıl baktığını inceleyeceğim!

Anayasamızın değiştirilemeyecek, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleri;
– Önce Abdullah Gül’ün CB Adayı yapılması, sonra Ekmelettin gibi bir “Karşı Devrimcinin” CHP’nin CB Adayı yapılması, eğitimin Tarikat ve Cemaatlere devredilmesine yeterince sertlikte karşı çıkılmaması, “Diyanet Akademisi” gibi yeni bir ruhban sınıfı yaratıp, laiklik ilkesini yok edecek bir yasa teklifine olumlu oy vermesi, CHP’nin “Laiklik İlkesine” bağlı olmadığının kanıtı değil midir?

-İnsanların etnik kökenleri ve inançlarına göre siyasi parti kurulmasına, ülkenin eyaletlere bölünmesine izin veren 1921 Anayasasının 6’lı ittifak tarafından esas alınması, sizce ülkenin parçalanmasına yol açmaz mı? (Bu talepler emperyalist devletler tarafından IRAK Anayasasına konuldu, IRAK diye bir devlet kaldı mı? Irak şimdilik 4 parça değil mi?)

-Resmi Eğitim dili olarak Türkçenin yanına, “ARAPÇA” konulması AKP’nin, Kürtçe ve Arapçanın resmi eğitim dili olmasının DEVA ve GELECEK partilerinin programlarında olduğu, Genel Başkanlarının defalarca söylendiği sizleri endişeye sevk etmiyor mu?

-Ülkeyi eyaletlere bölmenin en kısa yolu olan “Avrupa Yerel Yönetimler Özgürlük Şartına” koyduğumuz çekincelerin kaldırılıp, uygulanacağını Kılıçdaroğlu “CHP Kurultayında” söz verdi.
Davutoğlu ve Babacan bu konuda çok sayıda beyanat verdiler.

-6’lı ittifak, defalarca birbirlerini ziyaret edip, yemek yediler. Sizler hiç 6’lı ittifakın 6 Genel Başkanının beraberce Anıt Kabir’i ziyaret edip, Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı olduklarını söylediklerinin duydunuz mu, gördünüz mü?
(Anıt Kabir’e, Arap Kralları denen soytarılar, İran Mollaları ve seccadeye dadanmış şeytanlar çıkmazlar. Çıkarlarsa çarpılacaklarını bilirler)

İşte, DOĞRU Parti olarak bizler bunlara muhalefet ediyoruz. Eğer bu Türk Milleti tarafından SUÇ olarak algılanıyorsa, bizler bu suçu işlemeye devam edeceğiz.

6’lı masa bizden oy istiyorsa, yapmalarını istediğimiz şudur;
İki konuda, Türk Milletine, imzalarıyla söz verecekler;
1)Anayasamızın değiştirilemeyecek maddelerine sahip çıkacaklarının sözü.
2)Atatürk İlke ve Devrimlerini yeniden Türk Devletinde etkin hale getirecekler…

Aziz Türk Milleti;
Burası, parası olanın rahatça gelip geçeceği Dubai Havaalanı Duty Free Salonu veya Dar-ül Harp değildir. Burası her karış toprağı şehitlerimizin kanı ile sulanmış, gelecek nesillerimizin bizdeki emaneti olan tek ve son VATANIMIZDIR.

Fikri gelişimini tamamlamamış, Türk olmaktan utanan sapısiliklere bırakılamaz.
Sizler, bizim DOĞRU Partiyi neden kurduğumuzu hala anlayamadınız mı?
Ölürüz ne yardan (Atatürk) ne de Cumhuriyetten vaz geçmeyiz…

Not; Yarın mahkeme günümüz. Yazı yetiştiremem. Kusura bakmayın, lütfen!

Sağlık ve başarı dileklerimle 26 Aralık 2022
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı