Erdoğan ve AKP yaklaşık olarak 7.300 gündür “Tek Başına” Türkiye yönetimindedir.
Türkiye 1950 yılından bu yana yaklaşık olarak 26.280 gündür çok partili demokrasinin içindedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin çok partili demokratik yaşamının %37’si AKP ile geçti. Şimdiye kadar en uzun süre iktidar olan tek parti var; AKP!

Gençler hatırlamazlar, bu ülkede iktidara geldiğinin yüzüncü gününde, söz verdiklerini yapamayan iktidarlara, canavarlar gibi saldıran muhalefet partileri, basın ve sivil toplum örgütleri vardı! Şimdi hepsinin omurgaları alındı.

“Erdoğan”, 7.300 gün sonra Allahtan korkmadan, kuldan utanmadan şunları söyledi; “Yolsuzlukların olmadığı, rüşvetin olmadığı, yoksulluğun Allah’ın izniyle olmayacağı bir Türkiye’yi biz hallederiz! Biz bunu yaparız! Şu an itibariyle de onun hazırlığı içerisindeyiz.”

Tek başına iktidar olup, devletin tüm kurumlarına sahip olacaksınız ve 7.300 gün sonra hala yapacağız, vereceğiz diyeceksiniz. Bunu söylemek için ya
Türk Milletini “Kuş Beyinli” yerine koyacaksınız, ya da kendiniz gerçekten
“Kuş Beyinli” olacaksınız!

Devlet Adamı olmanın gereklerinden dürüstlük-bilgelik-tutarlılık-feragat-devletine ve milletine sadakat gibi ulvi değerlerin yanından geçmeyip, biat kültürü denen ortaçağ karanlığından fışkıran cehalet dönemi temsilcilerini sadece kuş beyinlilikle suçlamak da yetmez.
Bunların her hareketlerinin, her yaptıklarının iyice araştırılması, altlarının kazılması ve gerçek niyetlerinin ortaya çıkarılması gerekir.

Örneğin, Davutoğlu ve Babacan neden konuşmazlar? Başbakanlık, Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcılığı, Dışişleri Bakanlığı yapıp 2019 yılı Eylül ayına kadar AKP’de duran bu ikilinin, yolsuzlukları-hırsızlıkları-rüşvetleri görmemeleri mümkün mü? Hele kendisine bağlı olan Halkbank’ın üzerinden dönen milyarlarca dolarlık rüşvetten haberleri olmamaları mümkün mü?

17/25 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet olaylarının gerçek olduğunu eski Bakan Erdoğan Bayraktar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, televizyon canlı yayınlarında söyledi.
Davutoğlu ve Babacan’ın, Hırsız Bakan arkadaşlarını Yüce Divan’a sevk etmekten kaçırdıklarını da hepimiz biliyoruz!

Bu durumda şu soruyu sormak hakkımız doğmaz mı?
“AK Larvalar, siz bu hırsızlara ortak mısınız?”

Bir de, Kılıçdaroğlu ve Akşener’e; “Siz ikiniz 20 yıldır devletin içindesiniz. Biriniz İçişleri Bakanlığı da yaptı! İktidar olduğunuzda, suç ortağı bu iki cemaat elemanını yargılayacak mısınız? Bu yazılanları bilmiyorsanız, Türk Milletinin soyulduğunu görmüyorsanız, sizin siyasette ne işiniz var?

Fadime çok zenginmiş ve deliler gibi kumar oynuyormuş.
Bir gün yine arkadaşlarıyla kumar oynarken Temel yanına gelmiş sormuş;
-Nasıl gidiyor kanaryam?
-Kaybediyorum.
Bir müddet sonra yine,
-Nasıl gidiyor güvercinim?
-Kaybediyorum dedik ya!
Bu konuşma bülbülüm-serçem diye devam edince, arkadaşı Cemal sormuş;
-Hayırdır Temel, karına niye hep kuş ismiyle hitap ediyorsun?
-Temel; Herkesin içinde kuş beyinli diyemem ya!

7.300 günde devletin soyulmasını, Cumhuriyetin tüm eserlerinin satılmasını,
79 yılda yapılan borcun 4 katının 19 yılda yapılmasını, çağdaş eğitimden-bilimden uzaklaşılmasını- Lâik Cumhuriyet ve Hukuk Devleti ilkelerinden kopulmasını, önce Barzani ve Öcalan ile kucaklaşıp sonra ilçelerimize top-tankla girilmesini, tüm dünya ile kavgalı hale gelinmesini görmeyip, hala Bademlerin
Larvalarından medet umanlara, bunlara 3 kuruşluk menfaatleri uğruna methiyeler düzenlere sadece kuş beyinli değil, “Beyinsiz” demek gerekir.
Daha ağırını söylemenin yeri maalesef bu sütunlar değil…

Sağlık ve başarı dileklerimle 17 Ekim 2022
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı