Değerli okurlar, günümüz Türkiye’sinin çağdaş ülkeler düzeyinden oldukça gerilerde kaldığını ifade etmesi nedeniyle Atatürk’ün, 30.Ekı̇m.1923 günü yeni göreve başlayan bakanlar kuruluna, yaptığı konuşmadaki “Atatürk” vizyonunun, 100 yıl sonraki AKP yönetimindeki “Türkiye yüzyılı” vizyonu arasındaki farkı değerlendirmeniz için bilgilerinize aktarıyorum. Ne diyor Atatürk;
“Efendiler. Yıkmaya çalıştığımız Orta çağın arkasında bin yıllık deney var. Bin türlü kirli oyun var! CUMHURİYETİMİZ ise daha yeni doğmuş bir çocuk. Cumhuriyeti kolayca boğuverirler. Bu nedenle çok dikkatli, uyanık olun. İş arkadaşlarınızı özenle seçin. İstanbul’dan gelen bazı memurlar gördüm. Bir devrim başkentine geldiklerinin farkında görünmüyorlar. Koca Osmanlı gemisi durup dururken batmadı. Bunlar gibi ilgisiz, tembel, heyecansız, küçük kafaların büyük sorumluluğu var.
Kötü bir memur vatandaşı devletinden soğutur. Osmanlı Devleti azınlıklara devlette görev vermiş ama son iki yüz yıl içinde Alevi yurttaşlarımıza vermemiştir. Bu akla ve insanlığa aykırı duruma Milli Mücadele başlar başlamaz son vermiştik. Bu tutumu özenle sürdüreceğiz. Anadolu’da kim varsa hepimiz bir milletiz. Yurt ve kader kardeşiyiz. Milli Mücadele’yi böyle yürüttük. Cumhuriyeti de bu anlayışla yöneteceğiz. Bu anlayışın bozulmasına izin vermeyeceğiz. Bozulduğu zaman ne olduğunu iyi biliyoruz.
Yunan Ordusu, Sakarya’dan çekilirken, çoğu ahşap olan köy CAMİLERİNİ yakıp yıkmıştı. Son çekilişte de batıdaki büyük, taş camilerin dışındaki tüm şehir, kasaba, köy camilerini yakarak, yıkarak kaçtılar. Bunların sayısı birkaç bindir. Bu CAMİLERİ YENİLEMEK GÖREVİMİZDİR. Bu hizmeti nutuk atmadan, gösterişe kaçmadan, siyasete alet etmeden yerine getirelim.
İlkokulun zorunlu, eğitimin yükseköğretim bitene kadar parasız olması temel ilkemizdir. İsteyen herkesi, kız erkek ayırmadan okutacağız. Sağlık hizmetlerinin parasız olması da amacımızdır. Halkın geçimini kolaylaştırmak, güven içinde yaşamasını da sağlamak zorundayız. Devlet halk için, halkın bu ihtiyaçlarını karşılamak için var.
Bütçesi denk, borcuna sadık, parası sağlam bir devlet olmalıyız.
Devletimiz artık kesin olarak padişahın, bir ailenin devleti değil, HALKIN DEVLETİ. Hepimiz halkın hizmetindeyiz. Efendimizin, sahibimizin HALK olduğunu hiç unutmayacağız. İdealimiz milli egemenliğe dayalı, uygar bir toplum ve devlet yaratmaktır. Hiçbir aşamada bu ideali gözden kaçırmayacağız.
Sorun çok. Hepsini çözmeye ömrümüz yetmez. Bizim yetişemediklerimizi yurtsever çocuklarımız tamamlar. Halkı saymak, aydınlatmak, eğitmek, sağlığını korumak, güven içinde yaşamasını sağlamak başlıca ilkemiz olacak. Başarılar diliyorum.” Deyip konuşmasını tamamladığında;
İmar ve İskan Bakanı M. Necati Bey, yanında oturan Eğitim Bakanına “Vakti gelen fikri kimse durduramaz derler,” dedi. “.. GAZİ PAŞA da vakti gelen adam. Tam vaktinde geldi. Vakti gelen adamı Osmanlı Devleti de, işgalciler de, irtica da durduramadı. Düşünsene 1918’de ne haldeydik? Şimdi BAĞIMSIZ BİR CUMHURİYETİZ. Arada sanki yüzlerce yıl var. “Ya gelmeseydi…”
(T. ÖZAKMAN, CUMHURİYET Türk Mucizesi, İkinci Kitap, Syf.;14-15, Bilgi Yayınevi.)
Değerli okurlar günümüz iktidar vizyonuna baktığınızda yüzyıl öncesine dönüşün izlerini görüyoruz. Merkezinde insan olan Cumhuriyetin devrim ve ilkelerini dikkate aldığımızda “Türkiye yüzyılı” diye anlatılan vizyonun ilerici, çağdaş “Atatürk yüzyılı” karşısında en hafif deyimiyle “ihanet yüzyılı” denilecek kadar çağdaşlıktan uzak ve yıkıcı bir vizyon olduğunu görürüz. Yüzyıl öncesi ekonomik, sosyal ve siyasal olaylara bakış vizyonu ile AKP iktidarının yarattığı yüzyıl vizyonunun sonuçlarını kıyaslamayı sizlere bırakıyorum.
7.Mart.2025
DOĞRU YA! HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ? YA GELMESEYDİ?..
Selam ve saygılarımla
Cezmi Orkun
ÇEVRE
25 Mart 2025DENİZ
25 Mart 2025ÇEVRE
25 Mart 2025ÇEVRE
25 Mart 2025ÇEVRE
25 Mart 2025DENİZCİLİK
25 Mart 2025ÇEVRE
25 Mart 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.