SREBRENİTSA SOYKIRIMI
Srebrenitsa soykırımı, İkinci Dünya Savaşından sonra yaşanan en büyük insanlık suçudur. Ayrıca Birleşmiş Milletler Bayrağı altında yaşanan bir soykırımdır. Dünyada eşi benzeri yoktur.
Sömürge ve sömürmek kültürü ile yetişmiş sözde dünya lideri devletlerin, insana-cana verdikleri değerin ifadesidir Srebrenitsa!
Silahsız sivillerden 8372 (11.500’ü buldu) kadın-çocuk-yaşlı demeden işkencelere tabi tutularak katledildiler. Hem de dünyanın gözleri önünde.
LaHey Adalet Divanı, bu katliamı “SOYKIRIM” olarak kabul etti fakat nedense Sırbistan Hükümetini sorumlu tutmadı! Hollanda’yı da, yani “Korumakla görevli olduğu silahsız Boşnakları, gece yarısı Sırp katillerin eline bırakan alçakları” %30 kabahatli buldu.
Osmanlı, Balkanlarda 559 yıl hüküm sürdü. Bu sürede, Srebrenitsa’da, Vişegrad’da ve diğer yerleşim bölgelerinde, bu soykırım benzeri bir olay yaşanmadığı gibi, kimsenin etnik kökenine, inancına, diline, kültürüne asla karışılmadı.
Fakat, Türk olmanın bedelini, Müslüman olmanın bedelini bizler en acı şekilde ödüyoruz.
Balkanlar ve Rumeli, en az Anadolu kadar Türk’tür. Bu bölgede katledilen Türk-Müslüman sayısı, Sayın Cengiz Özakıncı’ya göre 6 milyon kişidir. Hitler 5 Milyon Yahudi’yi katletti. Balkanlarda yaşanan, tarihin en büyük soykırımıdır.
Srebrenitsa Soykırımının Birleşmiş Milletler Bayrağı altında yaşanan bir soykırım olduğunu söylemiştik. Konu Türkler ve Müslümanlar olunca, batı şaşı olur.
LaHey Adalet Divanı, Boşnaklara yapılanı SOYKIRIMI kabul eder ama Sırbistan’ı sorumlu tutmaz!
Fakat Osmanlı döneminde, Ruslarla yapılan savaşta Türk Ordusunu arkadan vuran Ermeniler için hem gerçek olmayan Soykırım ilan eder, hem de 1923’te kurulan Türk Devletini sorumlu tutar!
Körfez Savaşı sırasında, petrole bulanmış bir zavallı kuşu bile “Savaşın sebebi” diye gösterip, Irak ve Suriye’nin 5 Bin yıllık Tohum Bankalarını, yine 5 Bin yıllık kitapları, tarihi eserleri çalıp ülkelerine götürdüler.
Srebrenitsa’da katliamın yapıldığı saatlerde, dönemin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri olan Butros Gali, “Barışa yaptığı katkılardan dolayı” Atina’da ödül alıyordu!
Ödülü veren, Mora Katliamını yapan Yunanistan idi!
Yunanistan Mora Valisi Kapodistrias’e Avrupa basını soruyor;
Mora’da Türk nüfusu ne kadar?
Vali’nin yanıtı; “1821’den önce 42.750, 1821’den sonra SIFIR…
1905 yılında bir İngiliz Gemisi, fırtınalı havada 300 Afrikalıyı Atlas Okyanusunda gemiden atar.
İngiliz Mahkemeleri Kaptan ve mürettebat için şu kararı verir;
“Gemidekiler insandan ziyade mal hükmünde oldukları için, beraatlerine…”
Batı’yı iyi tanıyıp ona göre ilişkilerimizi düzenleyeceğiz. 8 defa Haçlı Seferi düzenleyen, Ortodoks Hıristiyanları bile katleden, Katolik Vatikan’ın katliamından Part Türklerine sığınan, Ortodoksların anılarını görmek için Ihlara Vadisine gidip oradaki mağara kiliselerini görmek şarttır.
Bosna da, Kosova da barış henüz tam olarak sağlanamamıştır. Sırplar her an aynı katliamı yapabilirler.
Türk Devletinin uluslararası ilişkileri açısından Balkanlarda Boşnakların ve Arnavutların güçlü olması şarttır.
Devletimizin dikkatini iki konuya çekmek isterim.
1)Bosna Hersek’te Savaş sonrası GERİ DÖNÜŞLERİN kontrolunda mutlaka etkin olunması,
2) Bosna Hersek’in Deniz Yetki Alanlarını gasp eden Peljesac Köprüsü ve Deniz Koridoru.
Savaş öncesi yerlerine dönüş yapmak isteyen Boşnaklara T.C Devleti her türlü desteği vermelidir.
Gerek AKP Hükümetinin, gerekse TİKA adlı kuruluşumuzun oradaki faaliyetleri dikkatle takip edilmeli ve soydaşlarımız yalnız bırakılmamalıdır.
Bosna Hersek ile Hırvatistan arasındaki deniz yetki alanlarının tespiti yapılmadan, Peljesac köprüsünün bitirilmesi, ilerde ciddi olaylara sebep olabilecektir. Şimdiden ilgilenmeli ve çözüme kavuşturulmalıdır. Devlet isterse her şeyi yapar. 1993 yılında Sağlık Bakanlığı görevinde idim. 2 ay gibi bir sürede “Bosna Hastanesini” İstanbul Bahçelievler’de her türlü hizmete hazır hale getirip, Bosna’dan gelen yaralılarımızın hizmetine verdik.
Hem orada hem de savaş zamanı gittiğim Bosna’da gördüklerim, “Sırp Zulmünün” nasıl bir vahşet olduğunu bir daha anlamamıza sebep oldu!
Sözlerimin sonunda, Bosna Soykırımında hayatlarını kaybeden soydaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun.
Bosna Lideri ve ilk Cumhurbaşkanı Aliya Izzetbegoviç’in çok önemli bir sözü var; Der ki;
“Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey, düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır!”
Burada tarihi bir gerçeği, günümüze ışık tutması temennisiyle aktarmak isterim;
Srebrenitsa’da insanlarımız can verirken, AKP’nin kökü olan Refah Partisi, “Bosna’ya Yardım” diye Türkiye’de ve Avrupa’da bir kampanya başlatmıştı.
Daha sonra toplanan paraların yerine ulaşmadığı ortaya çıktı. Paralar RP’nin mutemedi Süleyman Mercümek adlı soysuzun banka hesabında çıkmıştı!
Rahmetli Izzetbegoviç, sessiz kalan dostlarınızdan daha beteri, sizler orada can verirken kan paralarını çalan şerefsizler olmasıdır.
Türkiye’de şimdi bunların yetiştirmeleri var!
Bu Siyasal Ümmetçiler sadece geçen sene, Rusya’dan İngiltere’ye oradan da Afrika’ya olmak üzere Cami yapımı için 500 Milyon Dolar harcadılar.
Aziz Türk Milleti;
Eğer tarihten ders almazsak, tarih aynı felaketleri kafamıza vura-vura bize yaşatır. Önümüzde büyük tehlike var. Ülkemiz şu an, akıl, ruh, vücut sağlığı bozuk Tek Adam tarafından yönetiliyor. Bu yönetimden derhal ama derhal kurtulmamız lazım. Bunu başaramazsak, Srebrenitsa’da, Vişegrad’da ve diğer bölgelerde yaşadığımız felaketleri Türkiye’de yaşayacağız. Ülkesine karşı ABD yanında kendi insanlarını öldüren Afgan ve Suriyeliler size mi acıyacak?
Sağlık ve başarı dileklerimle 12 Temmuz 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı