SİZE SAYGI DUYULUR MU?
Bize saygı duyana, hürmet edene biz de aynı şekilde saygı duyar, hürmet ederiz. Bize saygı duymayana, tesadüfen devlet gücünü eline geçirip, milletin hizmet için verdiği güçle haksızlık yapanlara saygı duyarsak onurumuzu kaybederiz.
Bizler tebaa değiliz. Allahtan başka hiçbir kimseye ve güce kulluk etmeyiz.
T.C Devleti tapusunun 84 milyonda 1 hissesine sahip, özgür bireyleriz.
Bize bir adım gelene, biz on adım gideriz. Bizi salak sanıp kumpas kurmaya kalkanların (Yargıda) kafalarına o kumpası geçirir, onları tepe üstü yere dikeriz…
Bizler anayasa ve yasalara saygılı davranacağız, bu ülke için çalışıp üreteceğiz, işyerlerimizde insan çalıştıracağız, vergi vereceğiz, devlet çağırdığında asker olup vatan için can vereceğiz, kimsenin namusuna-malına yan gözle bakmayacağız.
Fakat bize saygı duyulmayacak ve televizyonda hakaret edilecek, eline silah alıp, çoluk çocuk demeden Türk insanını öldüren, yıkan-yakan-yok eden PKK çıyanları ile Cumhuriyet ve Türk düşmanı ortaçağ kafalı cemaat-tarikat artıkları el ele verip devleti ele geçirecekler, sonra menfaat için birbirine girecekler, bir de bizleri tehdit edip susmaya zorlayacaklar ha!
Ellerinden geleni artlarına koymasınlar!
Korkan-sinen-devlet ve millet düşmanlarıyla uzlaşanlar, bizden değildir.
Makamı mevkii ne olursa olsun, bu sözlerimiz tüm siyasetçilere, sivil- askeri yöneticilere, yargı mensuplarına ve AKP’nin maaşlı tetikçileri olan gazetecilerinedir.
Bizi sert (!) yazmakla suçlayanlara Atatürk’ün sözleri ile yanıt verelim;
“Biz keyfi hareket etmeyiz. Zorba asla değiliz. Yaşamımız, tüm çalışmamız, memleket işlerinde keyfi ve zorbaca hareket edenlere karşı mücadele ile geçmiştir. Bizim akıl, mantık, zeka ile hareket etmek belli özelliğimizdir.
Bütün yaşamımızı dolduran olaylar, bu gerçeğin kanıtlarıdır. Memleket ve millet işlerinde kişilikleriyle, yaptıklarıyla, fikirleriyle zararlı olmak durumuna düşenlere karşı, zaman zaman karşı durduğumuz olmuştur. Milleti gerçek iyileşme yolunda yürümekten alıkoymak isteyenlere sert ve amansız olmak eğilimindeyiz. Toplumsal düzenimizi, bilerek veya bilmeyerek, bozucu kimselere izin veremeyiz. Bunlar doğrudur. Bizden bu konuda sessiz kalma ve tarafsızlık isteyenleri tatmin edemiyorsak, bunun nedeni, memleket ve millet çıkarlarını her şeyin üstünde gördüğümüzdür. (Söylev ve Demeçleri sh. 211)”
Aziz Türk Milleti;
Eğitim seviyesi belli düzeyde olan insanları güvenlik mi, demokrasi mi ikilemi ile karşı karşıya bırakır ve devlet organlarıyla da zorlarsanız, orada elbette ki güvenlik öne çıkar ve demokrasi boğulur.
Hele bir de bu insanlar, boğazlarına kadar borca batırılmış ve yardıma muhtaç hale düşecek kadar fakirleştirilmişlerse!
Bu çirkin ve çılgın yöntemler özellikle Güney Amerika ve Güney Asya devletleri tarafından geçmişte denendi. Bu kişiler, birkaç dönem %50-60-70 oy alarak iktidar oldular. Çaldıkları paraların bir kısmını fakir fukaraya dağıttılar ve iktidarlarını sürdürdüler. Fakat bir müddet sonra olayların gerçeğini gören halklar tarafından alaşağı edildiler. Hem de parça, parça edilerek…
Siyaset millete hizmet edip, milletin refahını arttırmak, milleti güvenlik içinde zenginleştirebilmek ve ülkenin demokratik standartlarını yükseltmek için yapılır.
Siyaset, siyasetçilerin zenginleşme aracı değildir.
Siyaset, tehdit-korkutma-sindirme aracı değildir.
Tekrar ederek, yazıyı noktalamak istiyorum;
Siyaset korkakların, bırakıp kaçanların, küsenlerin işi değildir.
AKP’ye oy veren kandırılmış insanlara kızamayız. Mücadele ederek onlara doğruları anlatmak zorundayız.
Gidene, yazmayı bırakana, nefesi tükenene, satılana güle güle demekten başka sözümüz olamaz. DOĞRU Parti olarak Türk Devleti, Türk Milleti ve Türk Demokrasisi için kötülerle mücadeleye her şartta devam edeceğiz…
Sağlık ve başarı dileklerimle 25 Eylül 2022
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı