Değerli vatandaşlar, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş referandumu dahil seçimlerin tamamının tek taraflı siyasi kazanımlar elde edilecek şekilde yapıldığı aşikardır. Başkanlık sistemi ile yargı, yasama ve yürütme bağımlı hale getirildi, kamu kurum ve kuruluşları liyakatten yoksun atamalar nedeniyle heba edildi, başta saray olmak üzere tüm kamu kuruluşlarında savurganlık had safhaya ulaştı, devletin denetim kademeleri ve planlama yapısı ortadan kaldırıldı, Cumhuriyet’in tüm değerleri yok pahasına satıldı, gelecek nesiller borçlandırıldı. Özetle sosyal, siyasal ve ekonomik çöküş ülkemiz geleceğini her alanda tehdit eder boyuta ulaştı.
Tüm bunlar adım adım AKP iktidarlarınca planlı bir şekilde uygulamaya alınmıştır. Sonuç da siyasi temsil meşruiyeti tartışmalı olan AKP iktidarına karşı başta CHP olmak üzere muhalefet partileri hep birlikte AKP değirmenine su taşımaktan başka bir şey yapmıyor, yapamıyor, yapmadı. Nasıl mı?;
Hususları yaşanırken; denetlenemeyen, hesap vermeyen ve sorgulanamayan bu yapı karşısında muhalefet partileri “sine-i millete” dönmek yerine kaybedileceği belli olan seçime de girerek bir anlamda AKP iktidarına meşruiyet kazandırmıştır.
Oysa, Başkanlık Sistemi içerisinde TBMM işlevini tamamen yitirmiştir. Muhalefetin TBMM‘den çekilerek halkla birlikte iktidar ve egemen güçlere karşı demokrasi hareketi başlatması ülkemiz geleceği açısından olumlu bir davranış olurdu. Bu durumu muhalefet partileri de kabul etmelerine rağmen halka dönmek yerine Meclis’te kalmayı ve yaptıkları faaliyetlerin “tarihe not düşme” adına kayda geçmesini tercih ettiler. Oysa muhalefetin Tarihe not düşmek yerine tarih yazması gerekir. Ama nerede!
Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirmek isteyen, laikliği ortadan kaldırmaya hevesli, demokrasiyi amaç değil araç gören ve ortadan kaldırmak için fırsat kollayan AKP ve destekçi vekillerin yeni yasama döneminin başlamasıyla birlikte harekete geçecekleri aşikardır. Böyle bir durum ancak muhalefet vekillerinin “sine-i millete” dönmesi ile engellenebilir. Her şeye rağmen muhalefetin olmadığı TBMM’nde Anayasa değişikliği gerçekleşirse biliniz ki alınan kararlarının meşruiyeti içte ve dışta tartışılır olacaktır.
Bu tür önerilere Kılıçdaroğlu genellikle “Sakin olacağız, vatandaşla el ele olup Türkiye’yi bu ucube sistemden ve vatandaşı ezen bu kötü yönetimden kurtaracağız.” demektedir. Bugün bir konuşmasında da AKP iktidarının ahlaki ve siyasi meşruiyeti yok dedi. Öyleyse ne bekliyorsunuz çekilin Meclisten halkın bağrına sığının.
DOĞRU PARTİ olarak, AKP tarafından ekim ayında meclise getirileceği söylenen Anayasa değişiklik teklifinin tuzaklarla dolu olduğunu hatırlatırken beklentimiz, ihtimal ki ulus devlet ve üniter yapı ile Demokratik ve laik Cumhuriyet ve dahi Anayasamızın ilk dört maddesi tartışmaya açılacaktır. Buna fırsat vermemek adına muhalefetin geçmişte yapamadığı ancak bugün yapabileceği tek şey “sine-i millete” dönerek AKP ve destekçilerince yapılması planlanan oyunu bozmasıdır. Unutmayın ki Atatürk, batan bir devleti “sine-i millete” dönerek yeniden vatan yapmıştır.
O GÜN BU GÜNDÜR… 25.Ağustos.2023
NOT: Anayasa’nın 84. Maddesi ile Meclis iç tüzüğü’nün 135, 136, 137 ve 138. Madde şartları oluşmaz bahanesine sığınmayın lütfen.
Selam ve Saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)
ÇEVRE
23 Kasım 2024ÇEVRE
23 Kasım 2024ÇEVRE
23 Kasım 2024DENİZCİLİK
23 Kasım 2024ÇEVRE
23 Kasım 2024DENİZCİLİK
23 Kasım 2024ÇEVRE
23 Kasım 2024