SEN NE YAPTIN
Değerli vatandaşlar, bir önceki cemaat ve tarikatlar ülkesi başlıklı yazımda siyasal İslam savunucularına bu oluşumların devletimiz için beka sorunu olmaması için denetim ve kontrol altına alınması olmazsa olmazdır diye uyarıda bulundum. Çünkü; Merdiven altı medreselerde küçük çocuklarımızın beyninin yıkandığı ayan beyan ortada iken AKP iktidarı görmezden gelmeye devam ediyor, yani hiçbir şey yapmıyor. Fıkra bu ya;
Hoca ile Bektaşi ramazanda yemek yerken yakalanırlar ve Kadı’nın huzuruna çıkarılırlar.
Hoca; şeytana uydum kadı efendi af diliyorum der, kadı affetmez ve idam cezası verir.
Sıra Bektaşi’ye geldiğinde savunmasını yapar; kadı efendi ben gayri-müslim biriyim, bana oruç farz değildir der ve Kadı Bektaşi’yi serbest bırakır. Bektaşi huzurdan ayrılırken Kadı’ya sorar; ben kelime’i şahadet getirip Müslüman olursam, arkadaşımı da affeder misiniz? der. Bunun üzerine kadı bir kişiyi Müslüman yapmanın büyük sevap olacağını düşünür ve Bektaşi’nin önerisini kabul ederek hocayı affeder. Bektaşi ve hoca dışarıya çıktıktan sonra hoca Bektaşi’ye sorar: sen nasıl bir insansın, senin dinine hiç mi saygın yok diye sitem eder. Bektaşi hocaya hitaben; Hıristiyan olarak kendimi, Müslüman olunca da seni kurtardım. Peki sen ne işe yaradın!
Kıssadan hisse. Günümüzde İsrail, Filistin savaşı birçok masum insanın ölümüne neden oluyor. İslam ülkelerinin sessizliği devam ederken Türkiye bu savaşı durdurmak için üyesi olduğumuz İslam iş birliği teşkilatına çeşitli önerileri için karar aldırmaya çalışıyor. Ancak, sonuç yok. Siyasal İslam yanlıları bas bas bağırıyor. Filistin sahipsiz değildir. İnanın bu çığırtkanlara hadi Filistin’e destek için oraya gidin deseniz iddia ediyorum bir tanesini bulamazsınız. O nedenle bunların tamamına ve bu zulmün durması için medet umulan bu Müslüman ülkelere sen ne işe yaradın diye sormak gerekmez mi?
Siyasal İslam’ın ülkemizde oluşturduğu atmosfer, İslam ülkelerinin tamamında da aynen devam etmektedir. Bunların sebeplerine bakıldığında ortak noktalarının; parçalanmışlık, Kur’an dan uzaklaşma, emperyal güçlerin güdümünde olma, yönetimlerin adalet ve özgürlükleri ortadan kaldırması, ahlaki yozlaşma, sosyal devlet özelliğinin yitirilmesi, yönetim zafiyetleri, kaderciliğe sığınılması, eğitim eksikliğinden oluşan cehalet, dinimiz gerçeklerinin dışına çıkılması ve istismar edilmesi olduğu görülecektir.
İslam coğrafyasının tamamında, özellikle de Ortadoğu’da savaşların, krizlerin ve huzursuzluğun temel sebebi enerji kaynaklarının ele geçirilmesi uğruna dışarıdan yapılan kanlı müdahaleler ve içerden onlara destek veren işbirlikçi rejimlerdir. Rejimlerin başında ülkenin tüm kaynaklarını peşkeş çekmekten imtina etmeyen krallar, şeyhler, emirlikler ve diktatörlük heveslisi yöneticiler bulunmakta olup amaçları iktidarlarını sürdürmektir.
Bu yönetimler, ülkenin kaynaklarını kendileri için tüketerek keyif çatarken, halk açlıktan, sefillikten ve kötü yaşam koşullarından kırılmaktadır. Yaşanan olaylara bakıldığında emperyal güçlerin ayak bastıkları ülkelerde kendilerini haklı gösteren gerekçeler çerçevesinde savaş, kaos ve krizin kaçınılmaz olduğu ve çekildiklerinde geriye kan ve gözyaşı bıraktıkları görülecektir. İçerisinde yer aldığımız coğrafyada yaşanılan savaşlar, krizler, ambargolar, açlık, geri kalmışlık, parçalanmışlık, insan hak ve hürriyetlerin ihlal edilmesi gibi hususlar bizlerin kaderi olmamalıdır.
Dinini Allah için yaşayan kardeşlerimiz hariç olmak üzere, dinimize en büyük kötülüğü yapan ve BOP eş başkanıyım diyen Erdoğan yönetimi ile yukarıda kısaca özetlediğim yönetimler arasında benzerlikler olup olmadığı, ülkemizin emperyal güçlerin güdümünde savrulup savrulmadığı Cumhuriyet değerlerimizin peşkeş çekilip çekilmediği, ahlaki değerlerimizin zafiyete uğrayıp uğramadığı, ülkemizde beka sorunu olduğuna inandığımız cemaat ve tarikatların korunup korunmadığı hususlarındaki yorumu siz değerli vatandaşlarımızın vicdanına havale ediyor ve sizlere BEN NE YAPTIM? sorusunu şahsınızda sorgulamanızı diliyorum. 3.Aralık.2023
Selam ve Saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)