SANDIKTA KEDİ VAR (3)
Bildiğiniz gibi seçimlerde “SEÇSİS” seçim sistemini kullanan nadir ülkelerden biriyiz. En son Yunanistan bu sistemi kullanmaktan vaz geçti.
Müdahaleye açık bu sistemi, dikta ile yönetilen ülkeler kullanıyor. İsteğe göre seçim sonucu sunan (!) bu sistemi kullanan ülkeler bazen şaşırıp, seçimden bir gün önce “Seçim Sonuçlarını” açıklayabiliyor!
BMO (Bilgisayar Mühendisleri Odası) bu konuda çok önemli araştırma yaptı ve geniş bir rapor hazırladı! Söz konusu raporla birlikte SEÇSİS’in güvenliğine ilişkin ilave olarak, bilişim teknoloji kaynaklı zafiyetlerin engellenmesi amacıyla, önemli bir hususun dikkate alınmasının şart olduğu vurgulandı.
Veri tabanına kaydedilen datanın güvenliği diğer bazı e-devlet uygulamalarında olduğu gibi SEÇSİS’te de çok önemlidir. Zira özellikle seçim günü, sandıkların açılış saatinden itibaren, kesin sonuçların alınmasına kadar, veri tabanına yetkili-yetkisiz TÜM ERİŞİM ve ERİŞİM GİRİŞİMLERİNİN kayıt altına alınması gereklidir. Veri tabanı üzerinde (Seçim Sonuçları üzerinde) herhangi bir değişikliğe neden olan tüm iş ve işlemlerin log kayıtlarının (bilgisayarın gerçekleştiği her etkinliğin kayıt altına alınması) değiştirilemezliğini güvence altına alacak “ZAMAN DAMGASI” veya benzeri tedbirlerin SEÇSİS sistemi için de alınması gereklidir.
Peki, bu tedbir alındı mı? Maalesef hayır. Alınmadığı gibi, YSK denetimindeki SEÇSİS Sisteminin kontrolü, YSK’dan Adalet Bakanlığına alındı! Şu an, seçim sonuçlarına müdahale eden kötü niyetli kişiler, müdahaleyi yaptıktan sonra, bu izlerini de yok edebileceklerdir.
Sorular şudur;
-T.C Devletinin, Tübitak/ İçişleri Bakanlığı/ Milli Savunma Bakanlığı/ Adalet Bakanlığı sistemlerinde bulunan ve içten-dıştan müdahaleyi engelleyen “ZAMAN DAMGASI” neden SEÇSİS’te yok?
-Bu sistemin kontrolü neden YSK’dan alınıp Adalet Bakanlığına verildi?
Bu konu neden çok önemlidir, bilir misiniz?
Seçim günü, Seçsis kontrolünü elinde bulunduran iktidar, saat 16.00 civarında, sistemden gördüğü oyların toplamını, sisteme girerek %2-3 oranında (Kazanacağını netleştirecek oranda) ekleme yapabilir ve TV’lere çıkıp,
“Atı alan Üsküdar’ı Geçti” der ve seçim sonuçlarını kendi lehine ilan eder.
Esasında atı alan değil, atı çalan Üsküdar’ı geçmiştir.
Bu anda, ıslak imzalı sandık tutanakları sonuçları, ilçe seçim kurullarından, İl seçim kurullarına, oradan da YSK’ya gelinceye kadar günler geçer ve çalmayı meslek edinmiş aşağılıklar, seçimi kazanmış olurlar… Şimdiye dek bu konuda Türk Milletine bilgi veren, uyaran bir tane muhalefet lideri gördünüz mü? Göremezsiniz, çünkü bilmezler!
Bilseler, 7393 Sayılı kanunu 31 Mart 2022 tarihinde kabul ederler miydi?
Bu kanunun 9’ncu maddesini aynen yazıyorum;
“Kütük düzenlemesi nedeniyle seçmen hiçbir şekilde oy kullanma hakkından yoksun bırakılamaz. Adresi kapanmış olması sebebiyle, adres kayıt sisteminde görünmeyenler, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün adres kayıt sisteminde bulunan en son geçerli kayıt bilgileri kapsamında seçim kütüğüne kaydedilirler.”
Bu maddeyi halk dilinde yazmak gerekirse;
YSK=İçişleri Bakanlığı= Süleyman Soylu…
Seçsis sisteminin anahtarı Adalet Bakanlığının elinde, Seçim Kütüklerine seçmen yazma yetkisi Süleyman Soylu’nun elinde!
Daha açık ifadeyle, önümüzdeki seçimin kontrolü iki kişinin elinde!
9 çocuğa tecavüz eden bir tarikat lideri 60 yıl hapse mahkum olmuştu.
Yargıtay bu sapığı beraat ettirdi. Neden? Çünkü Adalet Bakanı; “Tecavüz değil, çocukların rızası var” diye ifade verdiği için!
Biri bu!
Diğeri, Ülkedeki tüm kriminal çete liderleriyle Bakanlık Makamında fotoğrafları bulunan kişi!
Bunlar mı doğru-adil-eşit şeffaf-dürüst seçim yapacak?
Buna inansa inansa, ancak 6’lı masa inanır. Kadir İnanır bile inanmaz!
Yarın çözüm önerilerimizi sunalım.
Sağlık ve başarı dileklerimle 03 Kasım 2022
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı