RAMAZAN ORUCU VE ÖNEMİ

“Ey iman etmiş kimseler! Karşılıklı, beraberce oruç tutmak,
Allah’ın koruması altına giresiniz diye, sizden öncekilere,
‘sayılı günlerde, o nedenle sizden her kim hasta olursa
veyahut çiftçilik, ticaret, askerlik, eğitim-öğretim gibi
gidiş gelişli; hareketli bir iş üzere olursa diğer
günlerden sayısıncadır. Oruca gücünü kaybetmiş olanlar
/gücü yetenler üzerine ise bir yoksulun yiyeceği,
kurtulmalık (fidye) olarak borçtur. Kim de gönüllü
hayır-iyilik yaparsa bu kendisi için çok hayırlıdır
/yararlıdır. Ve eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için
hayırlıdır /yararlıdır’ şeklinde farz kılındığı gibi, size
de farz kılındı.”(Bakara/183-184)
Bu ayetlerde, oruç görevinin,

  1. Öncekilerin Orucu
    “Savm” ve “Sıyam” sözcükleri “s-v-m” kökünden olup tüm
    türevleriyle birlikte Kur’an’da 13 kez geçer. Bunlardan ilk kez
    “Savm” şeklindeki kullanımı, indiriliş sırasına göre Meryem
    /24-26’da geçer. Meryem’in savmından /susma orucundan
    söz eden (savm /oruç) hakkındaki ayet şöyledir:
    “Sonra ona; Meryem’e aşağısındaki kişi; Zekeriya seslendi:
    “Sakın üzülme, Rabbin alt tarafında bir su arkı yaptı. Hurma
    kütüğünü kendine doğru silkele, üzerine olgunlaşmış taze
    hurmalar düşsün. Sonra ye-iç, gözün aydın olsun. Sonra eğer
    beşerden birini görürsen, ‘Ben Rahman’a bir oruç (savmen)
    adadım, onun için bugün hiçbir kimseyle
    konuşmayacağım’ de.”(Meryem/24-26)
    Doğum öncesindeki birkaç dakikayı aktaran bu ayetlerde
    Meryem’in şikâyetlerine cevap veren ve ona yol gösteren biri
    ortaya çıkmıştır. Kim olduğu belirtilmeden ayette “o” veya
    “kimse” diye sözü edilen kişi, Meryem’e Allah’ın bir su arkı
    akıttığını haber vermiş, hurmalardan yemesini, sudan içmesini
    söylemiş, çocukla ilgili olarak gelecek eleştirilere cevap
    vermemesini ve o eleştirileri yönelten insanlarla
    konuşmamasını öğütlemiştir. Biz bu kişinin Allah’ın Elçisi
    Zekeriya olduğu görüşündeyiz. Meryem’in bir çocuk
    doğuracağı haberini vermesi için de o kişi gönderilmişti.
    Elçi Zekeriya, doğum esnasında Meryem’in yanına Allah’ın
    göndermesi ile gitmiş olabileceği gibi, hamile kaldığı günü
    bildiğinden doğum anını hesaplayarak kendi isteğiyle de gitmiş
    olabilir.
    Meryem’in hurma ağacını sallaması ile ilgili olarak birçok
    efsane üretilmiştir. Ağacın kuru ağaç olduğu, ama kuru ağaçta
    keramet olarak taze hurma oluştuğu, hatta sadece hurma değil
    elma, armut, şeftali, kiraz gibi birçok meyve çeşidinin oluştuğu
    gibi yorumlar bu tür rivayetlere dayanmaktadır. Ancak ayette
    bu anlatımları destekleyecek en ufak bir ipucu yoktur. Ayrıca
    Meryem, o esnada bir başkası (Allah Elçisi Zekeriya) tarafından
    yönlendirildiğinden, gelişen olayların Meryem’le
    ilişkilendirilmesi de doğru bir yaklaşım değildir.
  2. Savm Ne Demektir?

2

“Savm” sözcüğü, “yemeyi, içmeyi, konuşmayı ve cinsel
ilişkiyi bırakmak” demektir. Sözcük ilk olarak, “atın
yemeden-içmeden ayakta durması, kişinin hareketsizce
dikilmesi, rüzgârın esmemesi, güneşin tam tepeye
dikilmesi” anlamlarında kullanılmıştır.
Lisânu'l-Arab’ın yukarıdaki ifadesinden de anlaşıldığı üzere
“savm” sözcüğü, “konuşmamayı” da kapsamaktadır. Bakara
/183-187’de Müslümanlar için farz kılınan savm, yememeyi,
içmemeyi, cinsel ilişkide bulunmamayı ve konuşmamayı
gerektirir. Fakat birçok sözlük ve ilmihalde, savm’ın sadece
“yeme, içme ve cinsel ilişkiyi bırakma” olduğu yazılmıştır. Eğer
“terk-i kelam /konuşmama” savm’ın kapsamından
çıkarılsaydı, bunun Kur’an’da yer alması (yani, bizzat Allah
tarafından çıkarılması) gerekirdi ki dinde belirleme Allah
tarafından böyle olur.
Kur’an’da, “terk-i kelam /konuşmama”nın savm’ın
kapsamından çıkarıldığına dair herhangi bir işaret olmadığına
göre, oruç esnasında lüzumsuz, gereksiz, olsa da olur /olmasa
da olur kabilinden konuşmanın da terk edilmesi gerekir. Kişiyi
takva sahibi yapacak olan orucun, tutan kişiyi takva sahibi
yapmayıp aksine savurgan ve riyakâr yapmasının arkasındaki
neden, orucun İslâm'daki gerçek anlamından farklı
uygulanması olsa gerek.

  1. Geçmiş Toplumlara Allah’ın Farz Kıldığı Orucun
    Hükümleri Nelerdir?
    Allah, geçmiş toplumlara da farz kıldığı orucun
    hükümlerini Bakara/183-184’de açıklamaktadır ki bunlar
    şöyle sıralanabilir:
  1. Sıyam Bedir?
    Bu sözcüğün anlam içeriğini şöyle sıralayabiliriz:
    (a) Alıkoymak:

3

Sıyâm sözcüğü, Müslümanların Ramazan günlerinde yeme-
içme ve cinsel ilişkiden kendilerini alıkoymalarını ifade

etmektedir. Bu anlamıyla oruç, insana,

  1. Orucun Amacı, Takva’ya Ulaşmaktır
    “Sizden öncekilere farz kılındığı gibi.”
    Oruç, bütün dinlerde bulunmaktadır.

4

kendilerine gönderdiği mesajları; kısaca dinlerini iyice
öğrenecekler ve bu sayede gerçek İslâm dinini yaşamaları
sayesinde takvaya ulaşacaklardır.
Bireysel ve karmaşa ortamında tutulan; gerçek anlamında
tutulmayan oruçlar, insanları takvaya ulaştırmaz. Sadece açlık
ve susuzlukla yapılan bir işkence olur.
O Halde TAKVA Nedir?
Yapılan takva tanımları, kelime ve ifadeleri değişiklik
gösterse de aynı anlam ekseninde olup aralarında bir çelişki
yoktur. Örneğin:

  1. Takva İle İbadet Arasındaki Bağlantı Nedir?

5

Takva sözcüğünün anlamında, “korku” unsuru
bulunmasına rağmen, takvanın sadece “korku” olarak
anlaşılması doğru değildir.
Fakat ne yazık ki birçok meal ve tefsir, takva ve ittika
sözcüklerini sadece “korkmak” anlamıyla açıklamıştır.
Takva ve ittika sözcüklerinin ifade ettiği “korunma” ve
“sakınmanın”, “Havf, mehâfet, rehbet” gibi sözcüklerle ifade
edilen “basit korku” ile aynı anlama gelmediği şu Kur’an
ayetinden de anlaşılmaktadır:
“Şüphesiz, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde,
Rabbimizden korkarız (nehâfü). Allah da, bu yüzden
onları, o günün kötülüğünden korur .
Onlara aydınlık ve sevinç rastlar.”(İnsan/10-11)
Takva, içerdiği “korku” unsuruyla birlikte,
“Kişinin korktuğu şeylerden kendini koruması” şeklinde
tanımlanabilir. Ancak bu önemli kavramın basitçe, “Allah
korkusu” olarak anlaşılması son derece yanlıştır.
Demek ki orucun farz kılınmasıyla önerilen öncelikli amaç
ve yarar gerçekleştirenlerin;