MECELLEİ AHKAMI ADLİYE
Yargıtay 3’ncü Ceza Dairesi, suç duyurusunda bulunduğu AYM üyeleri hakkında soruşturma yapması için bir C. Savcısı görevlendirmişti.
Savcı, soruşturmasını Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına sunacak!
Sahi ne oldu bu soruşturma? Aradan günler geçti. Ne Savcı’dan ne de AYM
üyelerinden tık yok. Anayasa Hukuku Profesörlerimize bir sorumuz var;
Başsavcı; “Soruşturmanın selameti açısından, 9 AYM üyesinin görevlerinden
el çektirme kararı verdim” derse, ne olacak?
Sakın Anayasa’dan, yasalardan bahsetmeyin! Bunları takan bir iktidar mı var?
AYM Üyeleri, direnebilecekler mi? Türk Milleti, AYM Üyelerine sahip çıkabilecek mi? Yoksa, gerekirse polis zoru ile AYM üyeleri yerlerinden atılacaklar mı? Olmaz demeyin. Devir AKP devri, devir darbeciler devri!
Eğer böyle bir darbeye teşebbüs edilirse, DOĞRU Parti tüm teşkilatlarıyla, ülkemizin her yerinde direnecektir. Türk Devleti sahipsiz değildir…
Yazıdaki başlık; Osmanlı İmparatorluğunda, Tanzimat’tan sonra hazırlanmış bulunan, fıkıh (İslam Hukuku) hükümleriyle bu konudaki türlü içtihadı (mahkeme kararlarıyla oluşan kanaat) bir araya getiren bir yapıt demektir!
Cumhurbaşkanı-AKP Genel Başkanı- Başkomutan- Varlık Fonu Başkanı-Reis-
Eski Hazine ve Maliye’den sorumlu kişinin kayınpederi- Bilal’in babası gibi sıfatları üzerinde taşıyan Erdoğan, Danıştay’ın kararına kızarak, Mecelle konusundaki hakimiyetini tüm dünyaya kanıtlamıştı…
Danıştay üyelerinin yüzlerine karşı fırça atmaktan çekinmeyen Erdoğan, özet olarak şunları söylemişti;
“Danıştay, ant (Milli Andımız) ile karar veriyor. 5 yıldır neredeydiniz? Niye şimdi veriliyor? Şimdi mi aklınıza geldi? Biz alkışlanması gerektiği zaman alkışlarız, yanlış olduğu zaman söylemek durumundayız. Millet tokat atması gerektiği zaman bana atıyor, yuhlaması gerektiği zaman bizi yuhluyor, sizi değil.
Biz de sizlerden gecikmeyen adil kararlar bekliyoruz.”
Anayasanın 138. Maddesi;
“Her türlü mahkeme, ister sabit ister Habur’daki gibi seyyar olsun, karar vermeden önce, ne karar vereceğini, davayı ne zaman karara bağlayacağını Saray Sekreterine sorup oradan alacağı talimata göre hareket eder. Ayrıca
kim ki Reyiz’e tokat atar veya yuh çekerse o hadsiz, yargılanmadan zindana atılır ve MAN Adasına sürgüne gönderilir. Bundan böyle sadece Savcı ve Yargıçlar yuhalanacaktır” şeklinde olsaydı, Mecelle eğitimini Kasımpaşa’daki Kör Kazım’ın barbut salonunda alan Reyiz, haklı olurdu!
Halbuki öyle değil ki!
“Mahkemeler bağımsızdır. Kimseden emir almazlar. Anayasa-Kanun Hukuka uygun ve vicdanlarına göre karar verirler. Hiç kimse (Cumhurbaşkanı bile) yargı yetkisinin kullanılmasında Hakimlere emir veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.” Anayasa böyle diyor!
Bence siz, rafa kaldırılan Anayasayı kaldırıp atın. Nasılsa AKP takmıyor.
Esasında pozitif hukuka da savcılara da yargıçlara da gerek yok!
Boşuna dünya kadar para veriyoruz bunlara. Hepsini kovalayın!
Yemişim sizin anayasanızı deyip, yerine Mecelleyi getirin.
Özellikle kadın yargıçları atın, ne o öyle kadın yargıç? Yerlerine kadıları getirin.
Savcıların yerine de cami hocalarını koyun.
Ticaret davalarını Cübbeli hocaya bağlayın, paraya sıkıntınız kalmaz!
Cinayet davalarını Hizbullah’a bağlayın, onlar Takarov tabancayla tek kurşunla halledip, domuz bağı ile bağlayıp gömerler. Temiz iş yani…
Bak Reyiz, beni iyi dinleyin;
Sağ yanınıza, dünün garibanı, bugünün varlıklısı, Gey Bar gediklisi Ömer’i,
sol yanına ise Yozgat’ın yiğit evladı, yaylanarak yürüyen Bekir Bozdağ’ı alın.
Bahçeli nasılsa her şartta arkanızda. Şu mesajı tüm dünyaya verin;
Bundan böyle sadece benim dediğim olur. Her şey benim, hepsi benim.
Benden sonra kim Reyiz olacak onu da ben bilirim. 2071 yılına kadar bu böyle olacak. İşte demokrasi bu. Bizde özgürlüğün sonu yok.
Herkes Trump’a da Putin’e de Esed’e de istediği gibi küfredebilir.
Özgürlük budur, böyle olur bizde Saray Demokrasisi…
Sağlık ve başarı dileklerimle 02 Aralık 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı