KİRLİ VE KANLI SİYASET

Değerli vatandaşlar, çevremizde yaşanan bu savaş olaylarının din veya etnisite kaynaklı olmadığı, asıl sebebin yaklaşık 2 trilyon dolar rezerve sahip doğu Akdeniz de ki doğalgazın küresel güçlerin kontrolüne alınması savaşıdır. Ne demek istiyorum. Biraz geriye gidecek olursak Ukrayna’nın Rus doğal gazını Avrupa ülkelerine aktarılması noktasında çıkardığı zorluklar nedeniyle Rusya, kuzey akım 1 ve 2 hatlarını Baltık denizi üzerinden Almanya’ya bağlamak ister. İşte dananın kuyruğu burada kopar.

Bunlardan kuzey akım-2 hattı küresel güçleri devre dışı bırakacağından etkin hale getirilmesi önlenir ve siyasi akıl, doğu Akdeniz doğalgazını İsrail üzerinden Avrupa ülkelerine aktarılması çalışmalarına başlar. İsrail-Filistin ve Rusya-Ukrayna savaşları aslında gizlenmeye çalışılan enerji savaşının görünen yüzüdür.  Alanım olması nedeniyle partim adına bu savaşın gizlenen amacını ifşa etmeye çalışacağım. 

Herhangi bir olayın başlangıç noktasını farklı seçersen aynı olay kişilerde iki farklı yoruma sebep olur. Dostoyevski’nin “Ezilenler” adlı kitabından bir alıntı ile bu durumu açıklamak yerinde olur galiba;

Birincisi; Dostoyevski diyor ki, “Bir aslanı gün boyu takip etseydiniz ve aslanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız, günün sonunda bu aslanın bir ceylan yakalayıp, yemesi sizi mutlu ederdi.” İkincisi; “Aynı hikayeyi ceylanı takip ederek başlasaydınız ve ceylanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız, günün sonunda bu ceylanın bir aslan tarafından yenmesi sizde bir öfke uyandırırdı.” Bu bakış açısından Erdoğan’ın eylemlerine baktığımızda; iktidar yanlısı ve karşıtı görüşlere sahip kişilerin olayları farklı yorumladıkları görülecektir. Mesela;

İsveç’in NATO üyeliği konusunda Erdoğan; “teröre destek verdiği müddetçe PKK’nın en büyük hamisi İsveç’in NATO üyeliğine evet demeyiz” dedi. Bu söylemin yorumlarına bakarsak, AKP ve muhalefet seçmenleri Erdoğan’ın bu düşüncesini destekliyor ve alkışlıyor. Ancak, birkaç ay sonra İsveç’in NATO üyeliğini kabul edince,  AKP seçmeni Erdoğan bunun karşılığında Türkiye lehine bir şeyler almıştır yorumunu yaparak desteğini sürdürüyor, muhalif seçmenler ise Erdoğan’ın geçmişte olduğu gibi ABD’nin isteğine daha fazla direnemedi ve tavrında bir değişiklik olmayan İsveç’in NATO üyeliğine evet diyerek aslında İsrail’in yararına olan bu karar ile ülke itibarını zedelediği yorumunu yaparak eleştiriyor. 

Gerçek ne peki, yazımın giriş bölümünde asıl gerçeğin doğu Akdeniz doğalgazının kontrol ve denetimi olduğunu anlatmaya çalıştım. Ancak muhalefetin bir başka haklı yorumu ise; Erdoğan’ın milletimiz nezdinde itibar kaybına sebep olacak bilgi ve belgelerin ABD tarafından tehdit unsuru olarak kullanılması ihtimalidir. Sebep ne olursa olsun günümüzde Dış ilişkilerde kazan-kazan ilkesinin ülkemiz lehine uygulanması imkansız olan bir durum olarak karşımızdadır. Ülkemiz, dış güçlerin menfaatleri doğrultusunda sus-kazan ilkesini uygulamaya mecbur bırakılmıştır. Milletin hoşuna giden söylemler ise muhafazakar kesimin konsolide edilmesine yönelik algıya dayalı operasyonlardır.. 

DOĞRU PARTİ tüm bu oyunların farkındalığı içerisinde, halkımızın AKP iktidarınca dini ve milli duygular üzerinden sömürülmesine izin vermeyecek, bu ve benzeri olayların gizli amaçlarını deşifre etmeye devam edecektir. Biliniz ki; din elden gitmez. Çünkü; ibadetini nerede olursa olsun yaparsın ama vatan elden giderse sığınacak yer dahi bulamazsın. Bu nedenle temel ilkemiz VATANımız ve CUMHURİYETin korunmasıdır. Unutmayınız, Enerji kaynakları  veya stratejik  ürünlerin olduğu yerlerde, muhakkak “siyaset” vardır. Hatta “kirli ve kanlı siyaset” vardır.         27.Ekim.2023

Selam ve Saygılarımla

Cezmi Orkun

Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı

(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)