KİLİT TAŞI

Kilit Taşı, çok eski tarihlerden beri köprü-kubbe yapımında kullanılan, yapıların ortasındaki ağırlığı ve dengeyi sağlayan taşa verilen isimdir.
Kilit Taşı kullanmanın en güzel örneklerini Mimar Sinan vermiştir.
Kilit Taşı, üzerine binen ağırlık kadar aşağıda ve yanda bulunan taşlara baskı yapar. Komşu taşlar da, bu basıncı toprağa veya yere kadar iletirler.
Üzerine ne kadar ağırlık binerse binsin, Kilit Taşı iyi yerleştirilmiş ve sağlamsa bu kubbeli yapı ayakta kalır. Bu sistem bilinen taşıyıcı sistemlerinin en güçlüsüdür.

21. Yüzyılda Türk Milletini bir arada tutan kilit taşı, Demokratik rejim ve Laik Cumhuriyettir!
Dilimiz-Tarihimiz-Milliyetimiz-Dinimiz-Vatanımız-Bayrağımız bu yapının harcıdır.
Tüm bu harcı ayakta tutan kilit taşı evrensel değerlere saygılı, kişi hak ve özgürlüklerine, bilime ve akla dayalı Demokratik Rejimdir.
Fakat Kilit Taşı olarak “Demokratik Rejimi ve Laik Cumhuriyeti” değil de, harcı oluşturan değerlerimizden sadece biri seçilirse, yapı çöker ve birliğimiz bozulur, ülkemiz emperyalist devletlere yem olur, yem!

2002 yılından beri vatanımızda yaşadığımız sıkıntıların, başımıza gelen belaların tümünün sebebi, bizi bir arada tutan kilit taşı “Demokratik Rejim ve Laik Cumhuriyet” yerine, başka bir şey koyma çabalarının sonucudur.
Tekrar ediyorum bizi biz, yani “Türk Milleti” yapan unsurlar Dilimiz-Tarihimiz- Milliyetimiz-Dinimiz-Vatanımız-Bayrağımızdır ama bunları bir arada tutan da Demokratik Rejim ve Laik Cumhuriyettir.

Ülke yönetimini teslim ettiğiniz kişi veya kişilerden oluşan partinin, kendisi biat kültürüne inanmışsa, ondan Demokrat olmasını nasıl bekleyeceksiniz ki?
İşte bizim sıkıntılarımızın püf noktası buradadır…

Satın alınmış veya esir edilmiş basın mensubu tetikçiler yıllardır Türk Milletini uyutmak, kafaları karıştırmak uğruna bu gerçeğin üzerini hep örterler.
TV ve radyolarda saçma sapan programlarla, nereden çıktığı bilinmeyen fikir fahişelerinin oyunlarıyla ve çeşitli algı operasyonlarıyla Türk Milletine
pembe bir dünyada yaşadığı havası yaratılır.

Hâlbuki sorulacak ve ısrarla cevabı aranacak ilk soru şu olmalıdır;
Erdoğan, AKP’nin sahibi-kurucusu-tek yöneticisi-lideri değil midir? Evet!
Soru şu; Tek adam Erdoğan, Demokrat mıdır?

Bu soruya “Evet Demokrattır” diyen biri çıkarsa ona ilave sorular sorulmalıdır.
-Erdoğan kendisine ve emirlerine, şartsız itaat yani kendisine biat edilmesini mi istemektedir! Evet!
-Erdoğan’da ve partisinde, tartışma- araştırıp inceleyerek sorgulama- lideri veya adamlarını eleştirme- parti içi demokrasi ve önseçim var mıdır?
Gram yoktur gram. Erdoğan’ı eleştirmeye kalkanın sonu, İsmailağa Cemaatinde, kafası mermerlere vurularak linç edilen adamınki gibi olur!
-Bu rejimi savunan, Cemaat ve Tarikatları koruyup-kollayan kişi Demokrat olabilir mi?

Demokrasiye-hukukun üstünlüğüne-kuvvetler ayrılığına-kadın erkek eşitliğine-kişi hak ve özgürlüklerine-insanların savunma haklarına saygı göstermeyen birine asla demokrat denemez.
Yani Erdoğan asla Demokrat değildir. Ya da onun adına Demokrasi dediği ucubenin Evrensel Demokratik Rejimle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Eğer, ölmüş bir kişi kalkıp halay çekerse, o zaman Erdoğan’a demokrat deriz!

Türkiye’de 2002 yılından beri, adı “Göstermelik Demokrasi” denen bir oyun oynanmaktadır. Tuhaf ve anlaşılmaz olan durum ise, demokrasiyi menzil olarak İslam Devletine götürecek bir araç gibi gören AKP iktidarının bu oyununa
tüm muhalefet partilerinin, “Gönüllü figüran” olmalarıdır!

Ne yapılmak istendiğini de biz söyleyelim;
Yapılmak istenen Türk Devletinin “Kilit Taşını” yerinden oynatıp Laik Cumhuriyeti yıkmak ve bir kısmı Kürdistan Devleti (İkinci İsrail) olacak Federe İslam Devletini kurmaktır!

Başarabilecekler mi? Türk Milleti uyanır ve kendisine oynanan oyunun farkına varırsa, Sultan’ın sarayını başına yıkar ama dedik ya, anlar ve uyanırsa…

Sağlık ve başarı dileklerimle 18 Kasım 2022
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı