HANIMELİ

Her ne kadar; arada sırada başka semtlerde yaşasam dahi;

Dokuz aylık bir bebecik olarak geldiğim, sokaktayım hâlâ.

Az buz değil; yarım asırı çoktan geçmişim burada.

Alışkanlık, Aidiyet, başını sokabileceğin dört duvar, ne dersen söyle

Bana sorarsan, kopamadığım anılar, kopamadığım sokağım olmuş.

Hepsi kocaman bahçeli; bazısı tek, ama çok azı iki katlı evleri.

Her bahçe de mutlaka tulumba,

Her bahçenin içinde, güller çeşit çeşit çiçekler ve yemyeşil ağaçlar olurdu

Alemdağ caddesinden, sokağa kıvrıldığında, panayır yeri sesleri duyardın

İlkönce oyun oynayan, yorulmadan koşturan çocukların cıvıl cıvıl bağrışları gelirdi kulağına

Kapı önlerinde oturmuş, komşu teyzelerin amcaların akşam yemeği sonrası çay eşliğinde sohbetleri, kahkahaları ikinci sırada

Sokağın sonunda köşede ki evimize gelene kadar, samimi selamlamalar, şakalar, hal hatır sormalar ; ahh hepsi ne güzel anılar.

Artık zerresi kalmasa dahi, ama benim beynime işlemiş bir koku cümbüşü olurdu sokakta.

Hanımeli

Gül

Ihlamur

Sanki mahallenin her yanını sarmış, evlerin açık pencerelerinden, badana boyalı odalara sızmış, mübarek sokak değil bildiğin botanik bahçesinde yaşıyormuşuz.

İçlerinden Hanımeli'nin yeri ayrıdır bende.

Kış reçelini yapmayı hesaplayan teyzeler, pembe kırmızı ve beyaz güllerin koparılmasına kızarlar, ama Hanımeli talanımıza ses etmezlerdi

Kızlar; çiçeği başlarına, süslü bir şekilde takar,sokağın başından sonuna kol kola tur atarlar, erkekler o güzelim çiçeğin içinde olan azcık balı yer, sonra üçerden asfalt üstünde top oynamaya devam ederdi

Ulaşması kolay olduğundan, belki de aklımda Hanımeli kaldı

Şimdi, bahçesiz tulumbasız ağaçsız, dört katlı içindeki komşuları bilmediğim soğuk evleriyle; arka sokakta yaşayan kıza vermek için kopardığımız tek güle çok kızan teyzelerimiz olmadan, kocaman sokakta geriye kalan sadece 2 tane bahçeli evden birisinde hâlen yaşadığım, beton yığını Ümraniye Recep Ağa Sokağı burası.

Bir de ne farkettim biliyormusun!!!

Az buz değil, sekiz yıldır senden de, kopamadım...

Bunun tek suçlusu sensin;

Deniz mavisi gözlerine eşlik eden, her öptüğümde duyduğum, Hanımeli kokulu saçların, çocukluğum ve gençliğimden geriye kalan anılara kocaman bir kelepçe olmuş, o kelepçenin anahtarı, bahçesiz evlerde kaybolmuş...

Erhan Şengül

05.05.2024

Güney Kalimantan Denizi