BAGAJI OLMAK
Siyasette bir kişiye “Onun bagajı var” demek, onun geçmişiyle ilgili hesap veremeyeceği bir yolsuzluğu olduğunu iddia etmektir!
CHP’nin 13 yıllık Genel Başkanı önceki gün (22 Temmuz 2023) partisinin seçimle gelmiş tüm Belediye Başkanlarına aynen şöyle dedi; “İstifa şartım şudur;
CHP’yi bilen ve bagajı olmayan birini getirin, hemen istifa ederim.”
Salondan bir kişi bile söz alıp “Sayın Genel Başkan siz ne dediğinizin farkında mısınız? Burada, Belediye Başkanlarınız var. Bizler, halkın parasını harcayan insanlarız. Ne demek, “içinizde bagajı olmayan bir kişi bile yok” demek?
Siz bunu söylerseniz, AKP yönetimi “Genel Başkanları bile kendi belediye başkanlarının yolsuzluk yaptığını açıkladı” demez mi? Lütfen özür dileyin, ve istifa edin” diyemedi!
İnanıyorum ki, şahsen tanıdığım ve bagajları tertemiz olan bazı Belediye Başkanları (Eskişehir-Muğla-Adana-Antalya-Ankara gibiler) çok üzülmüşlerdir. Keşke yanıt verebilselerdi, keşke…
Önce Alaattin Çakıcı, sonra Kürşat Yılmaz, dün de Sedat Şahin, MHP Genel Başkanı ve Erdoğan’ın ortağı Bahçeli’yi ziyaret ettiler ve bağlılıklarını bildirdiler.
Bu kişiler NOBEL Ödülü kazanmış ve insanlığa büyük hizmeti geçmiş kişiler mi?
Bunlar insan öldürmüş, öldürtmüş, çok sayıda infaz emri vermiş, korumasız zayıf insanların mallarına çökmüş, haram yemiş Organize Suç Örgütü liderleridir.
Ne hikmetse, bu eşkıyaların cezaları bitmeden Bahçeli ısrarıyla erken tahliye edildiler. Tıpkı, insanları boğarak ve yakarak öldüren Hizbullah ve Sivas Sanıklarının serbest bırakıldıkları gibi!
Türk Ordusuna “ORDU KOMUTANLIĞI” yapmış, ömürleri terörist peşinde geçmiş, Türk Milletinin huzuru için kurşuna karşı gelmiş Atatürk’ün Komutanları, suçsuz yere zindanlarda çürürken, bu kahramanları görmeyen aramayan Bahçeli, nerede bir mafya lideri varsa onu takip eder ve tahliye ettirir. Kan çekiyor demek ki!
Anadolu’da güzel bir söz vardır;
“Bana arkadaşını dostunu söyle, sana nasıl biri olduğunu söyleyeyim!”
AKP İktidarı bittikten sonra, Bahçeli’nin ismi-resmi tüm devlet dairelerinden kaldırılacaktır. Bu DOĞRU Partinin sözüdür.
Rüzgarın olmadığı bir yerde fırıldak fır-fır dönüyorsa, mutlaka arkasından üfleyen vardır, derdi Demirel!
Önce bir gecede Sinan Oğan’ı, binlerce yıllık devlet olan Türk Devletinin başına, kimseye danışmadan Ata İttifakının Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkarttı!
Kim üflediyse artık!
Sonra Sinan Oğan’la ülkeyi karış karış gezip ona kefil oldu. Sinan Oğan, kocaya kaçar gibi Saray’a kaçınca “Beni bağlamaz, Sinan Beyin işidir” deyiverdi.
Kılıçdaroğlu gibi bir siyaset acemisini en sıkışık anında kıstırıp protokol yaptı.
En sonunda da, iki kişi arasında kalması gereken bilgileri açıklayıp, Kılıçdaroğlu’nu sırtından bıçakladı!
Nasıl oluyor diye merak ediyorsunuz değil mi? Yapılan son derece açık!
Sinan Oğan’ın yarım bıraktığı darbeyi, Özdağ tamamladı!
Eee, ne de olsa darbecilik baba mesleği…
Aziz Türk Milleti;
Bu yazıda sadece üç siyasetçiyi anlatmaya çalıştım. İtirazı olanlarla her yerde konuşmaya hazırım.
Bunların üçünden de büyüğü, Türk Vatandaşlığını 250-400 bin dolara satan,
Türk topraklarını Araplara peşkeş çeken AKP Genel Başkanıdır.
Şimdi, lütfen bu yazıyı bir kez daha okuyun ve “Neden bu haldeyiz” sorusunun yanıtını sizler verin. Kendi düşenin ağlamaya hakkı yoktur, susmaya, sinmeye, korkmaya hiç hakkı yoktur. Türk Milleti ayağa kalkmalı ve gereğini yapmalıdır!
Sağlık ve başarı dileklerimle 24 Temmuz 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı