21 Kasım 2024 Perşembe
Değerli okurlar, ülkemizin sorunları üzerinde kafa yorarak çözüm üretmesi gereken AKP iktidarı ve koşulsuz destekçilerinin kişisel hırsları ve koltuk sevdası peşinde koştuklarına şahit oluyoruz. Milletin yoksulluk kıskacında kıvrandığı, gençlerin dış ülkelere kaçışı, emeklilerin ölüme terk edildiği, parası olanların sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlandığı, enerji ve madencilik kaynaklarının yabancılara peşkeş çekildiği, sözde özelleştirme ayağına elektrik ve doğalgazda yüklü faturalarla yandaş şirketlere kaynak aktarıldığı bir Türkiye var. Yapılan harcamaların temel kaynağı ise 80 milyonu yoksulluğa mahkum milletimizin ta kendisi…VURUN MİLLETE…
Kendileri suç olan bir öneride bulununca sessiz kalan adaletin, muhaliflerin aynı konuyu gündeme getirmesi durumunda küheylan kesilen bu adaletin pençesinde kıvranmaya mahkum. Yani, adaletin ve hukukun siyasi anlayış doğrultusunda işlediği, mevcut Anayasayı hiçe sayan bu anlayışın yeni bir Anayasa çağrısının ne anlama geldiğinin bilinmediği bir Türkiye…
Günümüz iktidarının, hemen hemen her gün temel ihtiyaç ürünlerine yapılan zamları önlemek ve milletin alım gücünü yükseltecek tedbirleri alması gerekirken, sanki güllük gülistanlık bir ortamdayız gibi davranışlarına ne demeli. Milletin gündemi geçim zorluğu olmasına rağmen siyasetçilerin gündemi varsa yoksa terör örgütü lideri 40 bin vatandaşımızın katili APO…
AKP sözcüsü Bahçeli bu gündemin hamisi durumunda, ne diyor APO için umut hakkı verilsin ayrıca gelsin TBMM’de silah bırakacağını yapacağı konuşmada açıklasın. Tepkiler karşısında ise ne var TBMM, İmralı gibi ülke toprağı değil mi? diyebiliyor. Bu akıl tutulması değil başka bir şey! Sonra Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı olması için anayasal düzenleme talebini dile getiriyor. Gerekçesi ise ülkeyi tecrübesiyle o düzeltir diyor. Bu anlayışa ne demek lazım inanın ben bir şey diyemiyorum. Kendisine acil şifalar diliyorum sadece…
Değerli okurlar, ülkemiz sahipsiz değildir. Vatan hainlerinin kutsanması ve yalanlarla sabrımızı zorluyorlar, ancak sabrın da bir sınırı olduğunu unutuyorlar. Bu ülkenin asıl sahibi aziz milletimiz dini, mezhebi, etnik kökeni ne olursa olsun yıllardır birlikte birçok sorunun altından nasıl kalkmışsa, siyasi çıkarlara alet edilmek istenen sorunlarını da aynı duygu ve düşüncelere sahip DOĞRU kararıyla sahip çıkaracak ve üstesinden gelecektir. Milletimiz ülkemizi emperyal güçler ve yerli işbirlikçilerine yedirmeyecek ve asla uşaklık etmeyecektir. Hatırlatırım ki, “Türk milleti uşak değil efendidir efendi…” Şimdi soruyorum ÇÖZÜM YOK, NEDEN?
7.Kasım.2024
Selam ve saygılarımla
Cezmi Orkun