ASRIN KATLİAMI VE HESAP VERMEK

“Bir milletin türkülerini yapanlar, kanunlarını yapanlardan daha güçlüdür” (Shakespeare) Çünkü onlar unutulmazlar!

Kerkük’te Türk Önderleri, Mustafa Barzani’nin Peşmergeleri tarafından darağacına çıkarıldılar. Henüz idamları gerçekleşmeden camilerden salaları okunmaya başladı! Katillerin adları unutuldu ama Türk Önderleri asla unutulmadı. Bu olay üstüne şu türkü bestelendi, yıllardır söylenir ve dünya durdukça da söylenecek;
“Yıktılar kalamızı/Sürdüler balamızı/Daha can boğazdayken/Verdiler salamızı!”

Son yaşadığımız deprem felaketinde de, henüz insanlar enkaz altında canlı olarak kurtarılmayı beklerken, tüm camilerde salaları okutuldu.
Kaderin cilvesine bakın ki, Kerkük’te erken sala verdirenlerin soyları olanlar ile, Menemen’de Kubilay’ı şehit edenlerin soyları ve deprem bölgesinde erken sala okunması emrini verenler, Diyarbakır’da Öcalan’ın mektubu okunurken, birlikte idiler. Öcalan’ın mektubunu ağlayarak dinlediler.
Daha sonra bu birlikteliği, AKP Büyük Kongresinde “Onur Konuğu Mesut Barzani’yi” Türkiye seninle gurur duyuyor sloganlarında dinledik, gördük.

Tarih, ders alınmadığı sürece tekrar eder, ve insanlar yaşadıkları felaketlerden ders almadıkça acılar da devam eder. Bu katliamdan çıkarılacak ders bence şu olmalıdır;
“Siyasal Ümmetçiler yapmayı, yaşatmayı, karşı fikre hürmeti, helal kazancı bilmezler. Yıkmayı, ölümlere geçit vermeyi, dediğim dedik ilkelliğini ve haram yemeyi iyi bilirler. Bunlara oy ve destek verildiği taktirde bu acıları sürekli yaşamak zorunda kalırız!”

Hiç kimse lafı eğip büküp, yalan söylemesin. Deprem felaketi “Kaderdir, elimizden ne gelir” gibi safsatalara baş vurmasın.
Asrın katliamının “Siyasi ve İdari Baş Sorumlusu”, Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Bunun yüzlerce örneği ve ispatı vardır. Örnek verelim;

Siyasal Ümmetçiler Türk Ordusuna düşmandırlar. Doğal Afetlerde Türk Ordusunun kendi insanlarının yardımına “Emir beklemeden” koşmayı sağlayan 7. Temmuz. 1997 de imzaladığımız “EMASYA” protokolünü “Balyoz Planına” zemin hazırlayabileceği gerekçesiyle, AKP-CIA-FETÖ işbirliğiyle 9 Şubat 2010’da kaldırdılar.

Şu soruyu herkes kendi vicdanında değerlendirsin!
İlk 48 saatte devlet afet bölgesinde vatandaşının yanında yoktu. Depremin 11’ci günü 40 insanımız enkaz altından SAĞ olarak kurtarıldı. Türk Ordusu 1999 depremindeki gibi, felaketten 3 saat sonra insanımızın yanında olsaydı, kaç canı kurtarabilirdi? Ya da bu kasıtlı taş kafalılık sebebiyle kaç insanımızı kaybettik?

Sen Erdoğan;
Katar’a, Şeyhi korumak için 5 Bin Askerimizi göndermeyi, Olimpiyatlarda sporcuları korusun diye 3 BİN 500 Polisimizi Katar’da görevlendirmeyi bildin de, seni seçen Türk Milletine yardıma Türk Ordusunu-Türk Polisini
NEDEN GÖREVLENDİRMEDİN?

Neden, 7269 sayılı yasayı ve yönetmeliklerini iptal ettin? Niçin 23 Şubat 2022 de 5211 sayılı kararnameyi çıkarttın? Neden 9 kez “İmar Affı” çıkarttın? Neden ihale kanununu 151 defa değiştirdin? İhale Kanunu DÜN bir kez daha değiştirildi.

Gelelim “HESAP SORMAK” meselesine;
Geçmişinde hatası, yolsuzluğu, pisliği olmayan kişiler ve partiler Yargı önünde Siyasal Ümmetçilerden hesap sorabilir.
Fakat, bu Yasa-Yönetmelik değişiklikleri yapılırken BAKAN olan ve bunlara karşı çıkmayanların bugün kendi icraatlarını ve imzalarını yok sayarak, eleştirmeleri YÜZSÜZLÜKTÜR, AHLAKSIZLIKTIR, TÜRK MİLLETİNE HAKARETTİR. Örnek verelim;
EMASYA Protokolü yürürlükten kaldırılırken, kimler bu karara imza atmış?
R.T Erdoğan- Başbakan / Ali Babacan-Başbakan Yardımcısı/ Bülent Arınç- Başbakan Yardımcısı/ Ahmet Davutoğlu-Dışişleri Bakanı/ Beşir Atalay-İçişleri Bakanı/Sadullah Ergin-Adalet Bakanı…

Bunların hepsi şu an siyasetteler. 3 tanesi kendi verdikleri kararı eleştiriyor ama suratlar kösele, mideler işkembe gibi olduğu için utanmıyorlar. Sn Kılıçdaroğlu ve
Sn Akşener’in bu AKP Larvalarıyla nasıl aynı masayı paylaşabildiklerini anlamak mümkün değil!

Aziz Türk Milleti!
Asrın Katliamının sorumlularından SİYASİ VE İDARİ olarak, Türk Yargısı önünde hesap soracak parti DOĞRU Partidir. Bu hesap, tüm hür dünyanın ve eşbaşkan patronlarının önünde, isimleri-resimleri silininceye kadar devam edecektir.

Şimdiye kadar, dünya üzerinde “Dini kullanarak” SEÇİMLE iktidar olan “SİYASAL ÜMMETÇİ” hiçbir parti SEÇİMLE iktidardan gitmemiştir. Erdoğan’da da böyle bir niyetin hazırlıkları var. Hiç tavsiye etmem!
Eğer dünyanın gözü önünde Anayasayı çiğner ve Anayasanın kendine verdiği yetki sınırını aşarsa bu kez karşısında Türk Milletini bulur.
İnşallah böyle bir çılgınlığı yaşamayız ve bu cahiliye devri kapanır…

Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Şubat 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı