ANAYASAYI NEDEN DEĞİŞTİRMEK İSTİYORLAR..

TÜRK VARLIĞINA ATATÜRK ve CUMHURİYETE NEDEN BU KADAR KİN DOLULAR?

TÜRK MİLLETİ BU VEKİLLERİ “ÇOK ORTAKLI BİR DEVLET KURUN” DİYE Mİ, YOKSA ÜLKEYE UCUZLUK HUZUR VE REFAH GETİRİN SEÇTİ?

Dün Yargıtay Başkanlığı’nda düzenlenen “2023-2024 Adli Yıl Açılış Töreni”ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle “Meclisin açılışıyla birlikte Türk demokrasisini yeni bir Anayasa’ya kavuşturmak için girişimlerimizi tekrar başlatacağız Milletimize vaadimiz olan birinci sınıf demokrasi, birinci sınıf ekonomi ve birinci sınıf özgürlüklerin tamamlayıcısı birinci sınıf anayasa olacaktır” dedi.

Sevgili Okurlar,
Tüm siyasi partilerin birinci derdi Anayasa!!!
22 yıldır zaten AKP yönetiyor. 82 Anayasası 2023 yılına kadar yirmi bir kez köklü değişikliğe uğradı 156 defa ise kısmen değiştirildi.
Doğrusunu söylemek gerekirse Anayasayı değiştire değiştire ortada 82 Anayasası diye bir şey kalmadı halen değiştirme derdindeler!!
Ne gelmez şeymiş şu özgürlükler!!!
Değişiklikler sadece bu kadar mı Tabii ki hayır. Orhan Uğuroğlu 7 Kasım 1921 tarihli yazısında :
"Yasama, Türkiye Büyük Millet Meclisi yetkisinde iken Saray'da Paralel Yasama oluştu.
Bu sürede, hukuk sistemine, 280 normatif düzenlemeyle, tam 5.446 madde yürürlüğe girdi.

Anayasanın ilk 4 maddesinde 66 vd maddelerde yer alan “Türk” tanımlamasından yani Türk adından ve Türk kimliğinden doğan bir rahatsızlık var.. Aslında Özgürlük demekle bunu ifade ediyorlar.. Anayasadan Türklüğü kaldırarak Türksüz Anayasa istiyorlar..

Yapmak isteyip de yapamadıkları bir kündeye getirip başarmak istedikleri amaç bu!!!
Sadece AKP’nin değil Meclisteki tüm siyasi partilerin amacı bu!

Aynı şekilde 2010 yılın da FETÖ başına “Mezardakilere oy kullandırın” çağrısını yaptıran AKP’lilere 90 yıllık devre arası dedirten “ Türk varlığına, Atatürk’e, Türk Milletinin kurucusu olması sebebiyle Cumhuriyete duyulan Kin’di."

ATATÜRK ve CUMHURİYETE DUYULAN KİN!

Sevgili okurlar,
Etnik ve Dini taassubu birleştiren çizgi ortak düşman değildir. Onları birleştiren emperyalizme olan bağlılığıdır. Bu bağ tarihi temelleri olan bir bağdır. Bu bağ, Atatürk Türkiye’sine, Türk devletine, Türk Milletine duyulan kin temelinde yükselir.

Kendileri için yasa yapanlar, demokrasinin arkasına sığınırlar, karşı çıkanları en yanlış ifadelerle suçlarken Atatürkçüler, milliyetçiler, Ulusalcılar, Devrimciler vd tüm vatansever ulusal güçleri baskı altına almaya çalışmaktadırlar. Atatürkçülerin konuşma hakkı dahi ellerinden alınmaya çalışılmaktadır.

Türk milliyetçiliğini Ayaklar altına alan, Bozkurt'a ve Türk Milliyetçilerine "Hayvan" Ülkücü gençlere ise "Eşrefi Mahlukat" diyen Tarih boyunca Sultanların, Hanların veya Padişahların dahi sahip bulunmadığı yetkilerle donatılan halen kalıcı bir iktidar sağlamak için arada bir Anayasa değişikliğine giden AKP Genel Başkanıdır.

Şimdi soruyoruz:
“Ne mutlu Türk'üm diyene” yazıları neden kaldırıldı?

“Andımız” neden kaldırıldı?

T.C. neden kaldırıldı?

Andımız halen okutuluyor mu?

T.C. yerine konuldu mu?

Devletin valisi çözüm sürecindeki katkılarından dolayı Bebek katiline neden teşekkür etti?

Bebek Katilinin Diyarbakır Meydanında tüm Tvlerden canlı yayında yazdıkları neden okutuldu?

Teröristlerin davulla zurnayla karşılanarak sınır mahkemelerinde neden yargılanıp salındı?

Atatürk’ün ebediyete intikal ettiği Dolmabahçe Sarayı özellikle seçilerek devletin en yetkili mercilerinde bulunan şahıslar ile Terörist başı bebek katili Öcalan’ın adına orada bulunan ve onun adına konuşan Sıtkı Süreyya Önder ile Türk varlığını tamamıyla ortadan kaldırarak Türklerin Anayasal haklarına PKK’yı ortak eden veya PKK’ya devreden mutabakat metni neden ilan edildi?

Sahi PKK’nın üst düzey yöneticileri ile yapılan “Oslo Süreci” neyin nesiydi?

FETÖ ile AKP ve Sorosçu sözde solcuların birlikte düzenlediği Abant toplantılarında yapılan açıklamalar da söylenenler neydi?

22 yıldır “Anayasa Değişiklik” önerilerinin, Başbakan, Meclis Başkanlarının ve Cumhurbaşkanı adına konuşan danışmanların "Türksüz ve Atatürksüz Anayasa yapacağız haykırışlarını, Ulusal egemenliğimizi, Etnik ve Dini taassuba paylaştırma" hayaliyle hareket edenleri unutmadık.

Terörle bile müzakere yapanları, Dolmabahçe gibi Türk Milleti için çok önemli bir mahalde teröristlerle mutabakat metni imzalayarak Terörist başının temsilcisine bu metni okutanları unutmadık.

Milli ve üniter devlet anlayışından uzaklaşmaya, “demokratikleşme” diye bakan, etnik taassup ve ırkçılığa, ufalanmaya “bütünleşme” olarak anlayan çarpık bir zihniyeti unutmadık.

Adem-i merkeziyet (Yerel yönetimin yetkilerini artırarak devletin gücünü paylaştırma) örtüsü altında 1923 Türkiyesini tasfiye amacı taşıyan “yeni Türkiye” hayalleri, buna uygun olarak milli kimliği etnisite kapsamında gören, Türkiye’yi Türkiye yapan değer ve ilkeleri dışlayan gayretleri yıllardır ibretle seyrettik.

Bu güne kadar Türk milletinin aleyhine Etnik ve dini taassubun ülkeyi teslim alması yönünde yürütülen faaliyetlerin temelinde Türk Düşmanlığı, Türkleri ilk elde etkisiz müstemleke bir halk haline getirme daha sonra Anadolu’dan tasfiye etme hayali vardır.

MUHALEFETİN HEDEFİNİN DE TÜRKSÜZ ANAYASA OLDUĞU ORTADADIR!

Sevgili Okurlar!
Görüldüğü gibi AKP, “Türksüz Anayasa” için hazır beklemektedir.

CHP Genel Başkanı’nın söylemleri 2017’deki Kurultayı, CHP’li Tunç Soyer tarafından bir kaç defa açıklanan “Türksüz ve çok dilli Anayasa” talepleri, İstanbul Belediyesinin “Kürtçe Afiş” faaliyeti, CHP ile İYİ parti ve HDP arasında sağlanan mutabakat ile İbrahim Kabaoğluna hazırlatılan “Türksüz” ve “Atatürksüz” Anayasa taslağını unutmadık.

PKK’NIN TALEPLERİ VE SİYASİ PARTİLER

PKK "Eşit Yurttaşlık" veya "Kürtçe'nin resmi dil olmasının" yolunu açmaya yönelik Anayasa değişikliği istiyor. Altılı masanın kuruluş esaslarının içine alınan “Eşit Yurttaşlık” aynı zamanda AKP tarafından dillendirilirken Deva Partisi ve Babacan ile Gelecek Partisi ve Davutoğlu tarafından da sık sık dillendiriliyor. Saadet Partisi vd’leri de bu konuya sıcak bakıyor. Anayasa’nın İlk 4 Maddesinin değiştirilmesi başta “Türk” Adımızın Anayasa’dan kaldırılmasını bir özgürlük olarak görüyorlar.

EŞİT YURTTAŞLIK = ÇOK ORTAKLI DEVLET

Nitekim, CHP, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi Partisi (DEVA), Saadet Partisi (SP), Demokrat Parti (DP) ve Gelecek Partisinin yer aldığı altı muhalefet partisinin hazırladığı güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisine ilişkin uzlaşma metni açıklanırken bile hayal kırıklığına uğradık.

İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Bahadır Erdem, “Bizler, herkesin inancına, kanaatine ve yaşam tarzına saygı duyulduğu, kişilerin din, inanç ve yaşam tarzı fark etmeksizin özgürce yaşadığı, herkesin kendi kimliğiyle ve kendisi olarak eşit şekilde toplumsal, kamusal ve siyasal yaşama katıldığı bir sistemi hep birlikte inşa edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Sayın İYİ parti yetkilisinin ifade ettiği ve mutabakat metninde yer alan bu ifadeler ne yazık ki, Türkiye’yi felakete sürükleyen, binlerce vatandaşımızın ve binden fazla güvenlik görevlimizin şehit olmasına sebep olan AKP’nin 2015 yılında buz dolabına kaldırdığını iddia ettiği “Çözüm süreci” nin şatafatlı sözlerle ihya edilmesi anlamına geliyordu.

Eşit yurttaşlık, Uluslararası Neoliberal Kapitalist sistem tarafından sürekli canlı tutmaya çalışılmaktadır. Kısaca Batı dediğimiz emperyalist sistemin kimlik siyaseti üzerinden ülkemizi parçalamak amacıyla yürüttüğü ana çalışmalardan birisidir.

Kendi kimliğiyle kamusal ve siyasal yaşama katılan Eşit yurttaşlık “Anayasal yapı içinde, Türk kimliği dışında başka bir kimlik (veya kimlikler) daha tanınsın. Tanınan diğer kimlikler de Türk kimliği ile eşit olsun. Anayasal statüye kavuşsun. Anayasada yer bulsun.” Amacıyla ifade edilmektedir.

ÇOK ORTAKLI DEVLET KURMAK İÇİN ANAYASA ÖNERİLERİ

Değerli Arkadaşlarım,
Eşit yurttaşlık diyenler: “Sen Türk olarak kal. Ben de Kürt olarak anayasada yanına geleyim. İsterse Çerkez, Arnavut, Boşnak, Kafkas, Çeçen, Laz, Gürcüler de kendi kimlikleriyle gelsin.” yaklaşımındadır.
Bu yaklaşımı savunanlar, Türklüğü üst kimlik, ortak kimlik, ulus kimlik olarak görmüyorlar. Türkiye’deki etnik gruplardan biri olarak görüyorlar. O nedenle Türkçenin tek resmi dil olmasına da karşılar.

Mustafa Kemal Atatürk’ün ulus tanımını da (Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir), yurttaş tanımını da (Ne mutlu Türküm diyene) reddediyor, Yugoslavya gibi paramparça olacak bir Türkiye istiyorlar.

Dün Sevr ve Mondros barışı ülkemiz için nasıl bir barış sayılamazsa; Yedi yıl önce buzdolabına konulduğu söylenen terör soslu sözde “çözüm süreci” de ülke yararına bir çözüm olamaz.

TÜRK MİLLETİ BU VEKİLLERİ “ANAYASAYI DEĞİŞTİRİN” DİYE Mİ SEÇTİ?

Değerli Arkadaşlarım,
Türk Milleti meclisteki siyasi partilere “ANAYASAYI DEĞİŞTİRİN” diye oy vermiyor. “Yokluğu, yoksulluğu sefaleti açlığı bitirin, ülkemizi müreffeh hale getirin” diye oy veriyor..

Ülkenin geldiği hal ortada.. Yaşlılarımız bir yıl önce çöp konteynerlerinde yiyecek bir şey veya atılmış sebze meyve arıyorlardı şimdi kuru ekmek arıyorlar.

Hal böyleyken Türkiye’yi idare eden veya etmeye talip en çok oyu aldığı görülen tüm siyasi partiler sürekli Anayasa değişikliğini gündemde tutarak Batı’nın Türkleri Anadolu’dan çıkarmak hedeflerine hizmet eden Anayasa değişiklik önerileri hazırlıyorlar, açık veya gizli olarak sıraladıkları niyetlerini belirtiyorlar.

TÜRK MİLLETİ ALEYHİNE YASALARIN RAHATLIKLA GEÇEBİLECEĞİ BİR MECLİS SEÇİLMİŞTİR!

Bir yandan PKK ile savaşırken diğer taraftan PKK’nın taleplerini karşılayacak bir anayasa yapılmak istenilmesi bir aldatmacadan başka bir şey değildir.

Ulusal bağımsızlığı ve Ulusal egemenliği konusunda hassas olması gereken devletimize, Ülkemizi parçalamak isteyen bunun için terörizmi destekleyen devletlerin veya uluslararası kuruluşların ve iç uzantılarının belirlediği ilkeler halkımıza cicili biçili sözlerle Anayasa diye dayatılmakta Bağımsızlığımız ve Ulusal Egemenliğimiz ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Halbuki Ulusal Bağımsızlık ve Ulusal Egemenlik olmadan demokrasi olmaz.

Başta Sayın Cumhurbaşkanı tarafından olmak üzere siyasiler tarafından yapılan tüm konuşmalarda Ulusal kimliğimiz, etniklik seviyesine indirilmekte, Türksüz Anayasa önerileriyle ülkemiz toplumsal intihara sürüklenmektedir.

Ulusal Egemenlik haklarımızın Etnik ve Dini taassupla paylaştırılarak, Çok ortaklı ve eyaletlerden oluşan ve federal yapıya doğru bir gidiş görülmektedir.

Milli egemenlik birileri ile paylaştırılarak, Türkiye adeta bir çorbaya dönüştürülüyor. Bu bakımdan hedef, yeni anayasanın arka planını çözmek; ülkenin önüne kurulan tuzakları fark etmektir. Bu sebeplerle uyanık olmalıyız. Bugünden "Türksüz Anayasa"nın önümüze konabileceği günlere hazırlıklı olmalıyız.

Ulusal Bilinç/Milli Şuur sahibi Değerli arkadaşlarımız bu gerçekleri görmekte burada gece gündüz Kurtuluş Savaşının kahraman telsizcileri gibi uyumadan, Türk Milletine karşı yürütülen tuzaklara ihanetlere engel olmaya çalışmaktadır.

Elimizde ki bu ışık karanlıkta bir mum ışığı da olsa yazdıklarımızı paylaşılarak projektör gibi hainlerin gözlerini kamaştıracağı, halkımızı aydınlatacağı umuduyla yazmaya devam edeceğiz.

Tüm Değerli Arkadaşlarımı özellikle geleceğimizin umudu gençlerimizi yürekten sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

TANER ÜNAL
2 Eylül 2023 Saat 21.45