AKP YÖNETİMİ ve YANSIMASI NASIL?
Değerli vatandaşlar, insanları en genel anlamıyla iyi veya kötü
olarak gruplamak mümkün ancak ölçütü ne olmalı derseniz ben
çevreye yansıması derim. Çünkü; bir insanın iyiliği ya da
kötülüğü kendisine ait ancak çevreye yansıması bir çoklara.
Kendisi iyi ama çevreye yansıması kötü ya da kendisi kötü
çevreye yansıması iyi. Kendisinin iyi ya da kötü olması görecelidir ki bu görecelik, iyilik ve
kötülük kavramlarının ait olunan kültüre, siyasi görüşe, inanca vb. etkenlere göre
değişebilir. Ancak yansıması gerçek bir olgudur. Siyasi görüşü, dini, etnisitesi, inancı ne
olursa olsun tek ölçüt insan olduğunu ve karşındakini de insan olarak kabul etme
anlayışındadır.
İnsan olan; hiçbir ayrım yapmadan vicdan, empati ve adalet duygularından birine sahipse,
güçsüz ve karşıt olan kişilerin hakkını yemez, zarar vermez, ayrıştırmaz. İşte iyi insan
olmak veya iyi yönetim tam da budur. Yani; zenginlikle, tahsil yapmakla, fiziki güzellikle
ve makam sahibi olmakla iyi insan veya iyi yönetim olunmuyor.
Uygarlığın gerçek ölçüsü; ne nüfus fazlalığı, ne şehirlerin büyüklüğü, ne de üretim
bolluğudur. Gerçek ölçü, ülkenin yetiştirdiği ve/veya yönetimdeki insanların nitelikleridir.
Yani; temel unsur insan olduğu için ülke yönetimleri de yaptıklarıyla değerlendirilmeli.
Oysa, ne yazık ki AKP iktidarı sayesinde, yönetimde ki kalitesizlik sonucu ülkemizin kötü
yönetildiği, ekonominin çökertildiği, kamu kaynaklarının yandaşlara peşkeş çekildiği bir
durumu uzun bir süredir yaşamaktayız. Kamplaşma ve kutuplaşmayı tercih eden, toplumsal
dayanışma ve uzlaşmayı kendisine tehlike olarak gören AKP’nin 22 yıllık iktidarları
sonrasında ülkeyi getirdiği nokta; devlet düzenini bozma, düşünce, ilke ve ahlak zemininde
telafisi oldukça zor olan yozlaşmadır.
Erdoğan ve partisi ile Cumhur İttifakı bileşenleri seçim meydanlarında vaat ettikleri ile
seçim sonrasında yaşattıkları yansımalar ele alındığında; “Faizler düşecekti” tam tersi arttı ve
daha da artacağı gözüküyor. Seçim sürecinde “Karadeniz'de doğalgaz, Gabar’da petrol
bulunmuştu.” Seçim sonrasında ise çareyi petrol ürünlerine kat be kat zam yapmakta
buldular. “Emekçilerimiz ve emeklilerimizin maaş ve ücretlerini artıracağız" vaadinin
gerçekleşmesi beklenirken, vergi ve harçlara yapılan zamlarla ellerinde olanların da alındığı
görülmüştür. Sonuç da “Emeklinin maaşı değil, borçları ve yoksulluğu arttı.”
Ülkemizde adalet mekanizması düzgün işlemediği için eğitimde, ekonomide, sanayide,
sağlıkta ve enerjide her şey paralı insanlara hizmet verir duruma getirildi. Ayrıca, milli
gelirin paylaşımında adalet ilkesi dikkate alınmadığından ekonominin çok büyük bir kısmı
saray ve yandaşlardan oluşan küçük bir grup arasında paylaşılırken, tüm yük toplumun geri
kalan kısmına yüklendi. Öyleyse; bu yönetimin yaptıklarının ülkemiz ve insanlarımıza
yansıması nasıl? İyi mi yoksa kötü mü? Siz cevap verin.
Ülkemiz kötü yönetildiği için geleceğimiz kara bulutlar gölgesinde hatta ipotek altında
olmasına rağmen milletin sessizliği oldukça düşündürücüdür. İnsanlarımızın sessizliği bu
yönetimi desteklediği anlamını mı taşıyor? Eğer öyle ise Niccola Machiavelli’nin “Eğer bir
millet iktidarda bulunan kişilerin şereften, onurdan, ahlaktan yoksun davranışlarını, hırsızlığını
yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir.
Erdemini yitiren millet bir gün vatanını yitirir.” Sözünü hatırlatmak isterim.
Değerli vatandaşlar, iktidarlar ülkemiz ve insanlarımız için yararlı işler yapıyorsa elbette
desteklenmeli ki daha iyi olma yönünde ilerleme sağlansın. Ancak mevcut AKP iktidarının
yaptığı işlerin yansıması yarardan çok zarar vermekte ve her alanda kötü bir sonuca sebep
olmaktadır. Bunu düzeltmenin tek yolu yasalara uyan, cumhuriyet değerlerine sahip çıkan,
etik ilkeleri önemseyen, sonucu suç teşkil etmesine rağmen bazı davranışları meşru
göstermeyen, dürüst, kayırmacılık yapmayan, ehil olmayan kişilere fırsat vermeyen, rüşvet-
yolsuzluk ve yoksulluğu düşman kabul eden ilkeli bir siyasi oluşumu yönetime taşımaktır.
Böylece refah ve huzurlu bir toplumun temeli atılmış olunacaktır. İşte bu vasıfları
içselleştiren ve savunucusu olan DOĞRU PARTİ çatısı altında yer alarak katkı sağlamanız
ülkemiz geleceği açısından büyük önem arz etmektedir. 15.Aralık.2023
Selam ve Saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)