AKP BÜYÜK SÖZLÜĞÜ

Bu güne kadar bildiklerimiz tümden yanlışmış!
Biz eskiden hırsıza-hırsız, yalancıya-yalancı, rüşvet yiyene-rüşvetçi, ahlaksıza-ahlaksız, şerefsize-şerefsiz, mafyaya-mafya, puşta da puşt derdik…

Yanlış biliyormuşuz! Doğrusunu, AKP Büyük Sözlüğünden öğreneceğiz. Sözlükten edinemeyenler, bize yazsınlar, anında yanıt verelim…

17/25 Aralık 2013’te vıcık-vıcık pislik kokan iğrenç bir oyun seyrettik!
11 yıl büyük bir sevgiyle süren AKP-FETÖ düzeyli birlikteliği, tekme-tokat dövüşerek boşanmayla sonlandı.
11 yıllık birlikteliğin ürünleri cami avlusuna bırakıldı. Neredeler kimse bilmiyor?
O tarihte Bilal Erdoğan henüz 32 yaşında idi ve kafasında saçları vardı!
20-25 yaşındaki Bakan veletlerinin yataklarında milyonlarca dolar-avro çıktı.
Banka Genel Müdürünün evindeki ayakkabı kutularından milyonlarca dolar-avro çıktı.
Bakan sıfatını taşıyan “DEVLET BÜYÜKLERİ” yüz milyonlarca dolar-avro rüşvet, avanta saat-avanta piyano almışlardı.
Önce, iftira dediler! 4 Bakan el ele otobüs üstünde, eller havaya yaptılar!
Dört Rüşvetçi Bakan el ele AKP’li Müslümanları selamlarken, sallantıdan birinin pantolonu düştü ve adamcağızın çiçekli ipek donu görünüverdi!
Rüşvetçi Bakanlar “bulunan paralar bizim değil, FETÖ’cu alçaklar koymuş” dediler. Aylar sonra bu paraları faizleriyle birlikte valizler içinde geri aldılar.
(Dört Bakandan biri olan TOKİ’ci Bakan ısrarla; “Ben hırsız değilim. Diğer üçü hırsız. Ben ne yaptıysam Başbakan emrettiği için yaptım. İstifa edilecekse o etsin, dedi)

Sonra da, Bakanlar-Veletleri-Milletvekilleri-Parti yöneticileri beraberce camiye gidip, abdest aldılar, ikişer rekat “Şükür Namazı” kıldılar ve tertemiz oldular!
Öylesine temiz oldular ki, ağızlarından bakınca dipleri bile görünüyordu, artık!

Eskiden biz bu olaya baktığımızda şunu derdik;
Aha hırsızlara bakın! Amma da soymuşlar bizi yahu! Allah çarpsın bunları.
AKP Büyük Sözlüğünde ise bu olay aynen şöyle yazıyor;
17/25 Aralık 2013 olayları, FETÖ denen alçakların AKP Hükümetine karşı gerçekleştirdikleri bir “DARBE GİRİŞİMİDİR!” (Hadi be, vay anasını darbeye bak)

2012 yılında, iyiliksever bir Arap, Bilal Oğlanı çok beğendiği için ona 100 Milyon Dolar gönderdi! 100 Milyon Dolar Bilal Erdoğan’ın o tarihte adı İSEGEV olan vakfa gönderilmişti.
Bir iddia da, 100 Milyon Doların doğrudan Bilal Erdoğan’ın hesabına geldiği idi.
Bilal Erdoğan o tarihte 31 yaşında idi.
Bilal Erdoğan’dan “Bu yalandır, böyle bir para gelmedi” diye bir açıklama gelmedi. Bilal Erdoğan’dan hiç mi ses gelmedi? Gelmedi!
Dün kendisini İran’da “T.C Resmi Heyetinde” gördük. Neden oradaydı?
Elinde yayı-ok’u yoktu! Kimse bilemedi!

Anadolu’da güzel bir söz vardır; “Eşek Eşeği ödünç kaşımaz” diye.
100 Milyon Dolar gibi büyük bir para, bir Arap tarafından ne karşılığında
Okçu Bilal’e gönderilmişti?
Bizim lügatimizde bu işlemin adı “Nüfuz ticaretidir ve suçtur.”
Öyle ya, eğer Okçu Bilal dönemin Başbakanının oğlu olmasaydı, elin Arap’ı
100 Milyon Dolar gönderir miydi? Bırakın parayı, çocuğa selam verir miydi?

Bizim gibi saflar bu olaya “suç” diye bakıyorduk ama yanılmışız.
AKP Büyük Sözlüğüne göre bu suç değil, iyi niyetle yapılmış bir bağış imiş!
Kaynak da, “Ne verirsen elinle, o gelir seninle” hadisi imiş…

Bir de hediye beleş uçak işi var ki, o işte de yanılmışız.
Bizim gibi eski kafalılar; “ Oha yahu, Çüşşşş, hediye olur da, 500 Milyon Dolarlık hediye olur mu” derken yanlış yapmışız.
Olurmuş be abicim. “Ben Türk değilim, Arap’ım” diyen çakma iş adamına fabrikalar, savunma sanayi ihalesi verirken, Arap’ın hasına neden verilmesin ki?
AKP Büyük Sözlüğüne göre, bu olay, avanta almak için verilen bir hediye değil, Türk-Arap işbirliğine tamamen duygusal bir katkı olarak görülmektedir.

Yazıyı bir fıkra ile bağlayalım,
Hırsız, bankaya girip havaya ateş etmiş ve herkese “ yere yatın” emrini vermiş.
Paraları alıp çıkarken bir adama sormuş; Beni gördün mü?
Adam; Evet deyince onu vurup öldürmüş.
Hırsız bankadan çıkarken, yerdeki bir karı-kocaya sormuş; “Beni gördünüz mü?”
Adam yanıt vermiş; “Ben görmedim ama karım çok net gördü!”
Kadın; “Yalan söylüyor. Ben doğuştan körüm, gördüyse bu şerefsiz herif görmüştür!”
İki el silah sesi duyulur ve hırsız; “Şimdi aranızda anlaşın bakalım…”

Not; Ankara-Antalya-İzmir seyahatimiz var. Kongre şölenleri düzenliyoruz.
Demokrasiyi, DOĞRU’yu, yürekli vatanseverleri özleyenleri bekleriz.
25 Temmuz Pazartesi görüşmek ümidiyle!

Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Temmuz 2022
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı