ABDULLAH İLE EVA
Üçüncü Kaptanım Abdullah, kamaramın kapısını tıkladığında, elini sıkı sıkıya tuttuğu o kızın çehresi, bütün güzellik yarışmalarında neden latinlerin kazandığının kısaca açıklamasıydı...
---- Süvari Bey, konuşmak istiyorum...
Biraz şaşkınım, çünkü bu sakin delikanlı beş ay boyunca ağzını açıp benden kürdan dahi istemedi.
---- Gelin, gelin Apo... Çökün kanepeye şöyle, kız arkadaşın ayakta kalmasın...
Colombia'nın Pasifik kıyısındaki Buenaventura limanındayız...Belki on gündür tahliye devam ediyor ve bu gece Şili'ye hareket edeceğiz...
Zaten Şili'den hepimiz uçakla eve döneceğiz inşallah.
Oturdular karşıma ve hala el ele tutuşuyorlar... Apo'nun kendinden emin bir hali var ve kafasında defalarca bana söylemek için kurduğu cümleleri,konuşmaya başlamak için gözleri ile izin istedi benden , o güzel kızcağız ise çok tedirgin bakıyor bana...
----- Süvari Bey, ben ve Eva evleneceğiz... İzin verin veya vermeyin ben, Eva'yı yanıma alacağım, gemide zaten son ayımız bu... Eğer bunu kabul etmezseniz, bende burada gemiden ayrılacağım... Biz birbirimizi o kadar çok seviyoruz ki bir dakika dahi ayrı kalamayız artık...
Eeeee Erhan Efendi, bu yük hesabı değil, bu gemiyi İstanbul boğazından geçirmek değil, bu gemiyi fırtınalardan sağ salim çıkarmakta değil... Bu bildiğin gönül fırtınası, hadi şimdi tut dümeni viyada...
O kadar kesin kararlı bakıyor ki, olurmu kardeşim böyle birşey diye söze başlasam ; kaybedeceği maddi kayıplar, belirsizliğin içine fütursuzca dalış ve yarın ne olacağını dahi düşünmeden, kamaraya iner bavulunu toplamaya başlar bu deli oğlan... Ama öte yandan , bırak işin formalite tarafını ve işletmenin eğer kızı gemiye kabul edersem KAPTAN SEN ÇILDIRDIN MI tepkisini, ben olayın doğruluğuna kendim dahi inanamıyorum ki...
Aşk deniz gibidir.... Bazen sakin sessiz çokta huzur verir ama bazen kaba dalgalı ve fırtınaya vabeste... Bu çılgın delikanlı bırak fırtınayı, tufana yakalanmış, hemde makinesi bozulmuş bir gemi çaresizliğinde...
Her ikiside ağzımdan çıkacak sözcükleri beklerken ve her mimiğimi dahi takipteler kalpleri koşarken...
----- Apo'cuğum ilk önce tebrik ederim seni ve Eva'yı, yani maşallah hanım kızımız çok güzel, sende yakışıklı kardeşimizsin... Kızlarınız Shakira, Oğullarınız Enrique Iglesias gibi olacak inşallah...
Başımın gözümün üstünde yeri var gelin hanımın...
Apo'da bir şaşkınlık ama aynı zamanda sevinç belirdi yüzünde, konuştuğum dili anlamayan Eva'da Apo' nun olumlu tepkisini hissedince gözleri parlayıverdi...
Söze devam ettim...
---- bak Apo, ne şirket, nede evrak işleri umurumda... Aşk zor olandır... Bende buna yardım edebiliyorsam cennetlik hissederim kendimi...
Fakat Aşk aynı zamanda meşakkat, güç bir durumda vazgeçmemektir... O acı kekremsi hissi olmadan nasıl abrayabilir insan sevdayı...
Kolaysa, ve istedik olduysa, o an sadece zaten olmasına şimdiden TEŞNE bir Kaptan'ı aşmakla ulaşacak kadar engelsiz ise aşk ne zevki kaldı onun siyah uzun saçlarının senin yüzüne sürünmesini özlemeden bir duble rakının kıyısında seni şimdi sevdiğimi anladım diyebilmenin!!!!
----- Süvari Bey, gerçekten söyledikleriniz kafamı karıştırdı, Eva gelecek mi bizimle???
----- bak delikanlı, sen istersen gelecek, ama sözümü tamamlayayım... Kaç gün sonra Şilli'deyiz???
----- 12 gün falan sürer fırtına olmazsa
----- limana yanaşmak içinde 5-6 gün beklesek, yerimize yeni adamlar geldi falan topu topu üç hafta eder İstanbul' a varışımız...
Bu üç haftalık ayrılıktan sonra, Eva atlar uçağa yollayacağın biletle ve ikinizinde şimdi duyduğunuz o sevda lezzetinin on kat yüz kat fazlasını sen ona havalimanında sarıldığında hissedersiniz, ve o zaman ben derim işte ayrı kalmalarına rağmen meşakkat ile beklediklerinden birbirlerini, kolayına olmayan gerçek aşk bu diye...
Mahsunluk çöktü saf ve halen çocuk yüzüne Apo'nun... Hiç elini bırakmadığı Eva soru işaretleriyle bakıyor...
---- Süvari Bey, biz kamaraya gidelim ve konuşalım, kararımı birazdan bildireceğim...
---- tamam delikanlı, her vereceğin kararın arkasındayım..
İkinci Kaptanım Levent, Apo'nun kızı evine göndermeye karar verdiğini ve şu an aşşağıda lumbarağzında 20 gün sonra İstanbul'a buluşmak üzere vedalaştıklarını telefonla haber verdi... Köprüüstü kırlangıcına çıktım bu sahneyi uzaktan görmek için... Eva, çağrılan taksiye binerken duyduğum hıçkırıklar, beni çok üzdü ve kendimi kötü bir insan gibi hissetmeme neden oldu... Doğrusu böyle olmalı diye avuttum kendimi
Apo'nun sessizliğinde 20 gün çok çabuk geçti... Her fırsatta aradı sevdiceğini deli oğlan... Ve gemiden güle oynaya indik kontrat bittiğinde eve dönerken hissettiğimiz kuş hafifliğinde hepimiz...
İKİ AY SONRA
Kadıköy vapur iskelesinde beklerken, birisi dokundu omuzuma arkadan
Aaaaaaa ikinci Kaptanım Levent
Sarıldık Abi kardeş sıcaklığında ve oturduk oradaki çay veren bir yere...
Hoş sohbet muhabbete başladık ve laf tabiiki döndü dolaştı bizim Apo'ya ulaştı...
-----geldimi Eva'cık Türkiye'ye?
----- yok abi
----- O zaman bizim Apo gitti Colombiya'ya!!!
----- Erhan abi, Apo geçen hafta Ankara'lı bir kızla nişanlandı
Eva halen beklermi Apo'yu bilmem... Bildiğim tek şey eğer evinde ayna varsa kızcağızın, O aynanın köşesinde durur Apo'nun resmi herdaim umudu dahi bitse o kızın
Erhan Şengül
Richards Bay - Güney Afrika
02.06.2020