DENİZCİLER….
Yıllar önce istanbul kazan ben kepçe iş arıyordum.
Hiç tanımadığım iş merkezlerine ,iş yerlerine merhaba iyi günler
Başar Özdemir diyerek giriyordum.
Özgüvenin zirvede olduğu ama istanbulda işlerin bu şekilde ilerlemediği dönemlerdi.
Henüz şimdiki kadar da tanınmıyordum.
Kibir değil ego değil tanınmama vesile olan ben değilim şiir kitabım.
“Aganta”
Neyse bir kapıdan içeri girdim olmadı
Diğerinden içeri giriyim dedim gâri.
Personel müdürü vardı adı bende kalsın.
Başar'cığım bizim gemiler Hindistan’da diğerleri Brezilya’da ben sana soruyorum benim seni o gemilere almam için geçerli bir şey söyle dedi.
Abi çay için teşekkür ederim şiir gibi konuştun dedim.
O zaman müsaade senin ! dedi
Neyse İstanbul deyince ayaklarda derman kalmıyor.
Sabahtan akşama kadar 80 şirket gezemiyorsunuz yani.
Umudum kırıldı kimse bu şehirde beni tanımıyor zahar dedim.
Bir simit aldım Üsküdar Salacak’ta biraz da duygulandım.
Seni yeneceğim İstanbul falan da demedim.
Biz kim İstanbul’u yenmek kim üstadım.
Neyse edebiyat yapmayım lafı uzatmayım. Yıllar geçtikçe gemilere gidip geldikçe biraz tanınırlığımız arttı hepsi bu
Biraz da şiir.
Bundan öte bir şey yok gâri
Diyeceğim odur ki beni arayan kardeşlerim denizlere, gemilere gidecek olan denizciler.
Sizleri anlıyorum bende sizin geçtiğiniz yollardan geçtim umudum kırıldı özgüvenim yerlerde gezdi.
Ama diyeceğim şu ki arayın kimle görüşmek istiyorsanız personel müdürü olsun Kaptan olsun Armatör olsun.
Arayın kardeşim hepimiz insanız hepimiz o yollardan geçtik.
Umudunuz kırılmasın beni değil onları arayın
Saygılarımla
Başar Özdemir